Kurban
Nedir
Kurban bayramı günlerinde ibadet niyetiyle belli hayvanlardan birini
keserek
yapılan bir ibadettir. Kurban, Allah Tealâ'nın ihsan buyurduğu varlığa
bir
teşekkürdür. (6)
Kurban
Kesmenin Şartları Nelerdir?
-Kurban
kesecek kimsenin: Müslüman, hür ve yolculuk halinde bulunmayıp mukîm
olması,
nisab miktarı mala sahip olması gerekir.
-Akıllı
ve bülûğa ermiş olma şartı
konusunda ihtilâf vardır. İmam Azam ve İmam Ebû Yûsuf'a göre kurban
kesmekle
mükellef olmak için akıllı ve bülûğa ermiş olmak şartı yoktur. Zengin
olan
çocuk veya delinin malından velîsi kurban keser. İmam Muhammed'e göre
ise akıl
ve bülûğa ermek şarttır. Fetva bu görüşe göredir.Kâfire kurban kesme
vacib
olmamakla birlikte eyyâm-ı nahr (Kurban kesme günleri) da müslüman
olana veya
bülûğa ermiş olana kurban vacibtir ve kurban kesmesi gerekir
-Seferî
olanlar kurban kesmekten muaftır.
Bundan dolayı seferîliği gerektirecek yoldan gelen hacılara kurban
vücûbiyeti
yoktur. Ancak mukîm olan Mekkeliler için bu vücûbiyet düşmez. Eyyâm-ı
nahr'da
yolculuğa çıkan kişi, vakit çıkmadan mukîm olursa kurbanla mükelleftir.
Eyyâm-ı
nahr'ın ilk günlerinde mukîm olduğu halde kurban kesmeyen ve son gün
sefere
çıkan kişiden vücûbiyet düşer.
-Kurban
kesmede nisab, sadaka-i fitırla mükellef olmaktır. Bu durumdaki
müslümana kurban kesmek vaciptir.
-Kişi
vaktin başlangıcında fakir, sonunda zenginleşirse kurban kesmesi
gerekir.
Kurban kesmekle mükellef olan aldığı kurbanlığı kaybeder ve mal varlığı
nisabın
altına düşerse eyyâm-ı nahr'da fakir olduğundan yeni bir kurban almaya
gerek
yoktur. Zengin olduğu halde yerine yenisini alıp keser ve diğerini de
bulursa
bunu kesmesi gerekmez.
(14)
Kurban
Nasıl Kesilir?
Hayvan
incitilmeden kesilecek yere götürülür. Devenin dışındakiler kıbleye
karşı sol
tarafları üzerine yavaşça yatırılır. Kolaylık olması için üç ayağı da
bağlanır.
Sonra kesecek olan:
"Allahü
ekber, Allahü ekber, lâ İlâhe illallahü vellahü ekber, Allahü
ekber ve
Lillahilhamd. Bismillâhi Allahü ekber'' der, ara vermeden büyük ve
keskin
bir bıçakla keser.
Sadece
"Bismillâhi Allahü ekber'' diye kesse de olur.
Usulüne
göre bir kesim yapmış olmak için, hayvanın yemek ve nefes boruları ile
iki şah
damarının kesilmesi gerekir.
Kurban
kesildikten sonra sahibi, Allah rızası için iki rekat namaz kılar,
sonra da dua
ederek Cenâb-ı Hak'tan dileklerde bulunur.
Kurban
Niçin Kesilir?
Kurban
Allah'a yaklaşmak maksadıyla ve
yalnız Allah'ın rızasını kazanmak için kesilir. Allah'tan başkası adına
hayvan
kesmek haramdır ve böyle yapanlara Peygamber Efendimiz (s.a.v)
"Allah'tan başkası nâmına hayvan kesene Allah lânet etsin" şeklindeki
ifâdeleriyle uyarmıştır.
(14)
Kurbanın
Vakti Ne Zamandır?
-Kurban,
eyyâm-ı nahr (Kurban kesme
günleri) denilen Zilhicce ayının onuncu, on birinci ve on ikinci
günleri
kesilir.
-Onuncu
gün kesmek daha faziletlidir.
Zilhiccenin onuncu günü ikinci fecir doğmadan önce kurban kesmek câiz
değildir.
İkinci fecirden sonra Zilhiccenin on ikinci günü güneş batıncaya kadar
geçen
zaman içinde gece ve gündüz kurban kesilebilir. Ancak geceleri kesmek
mekruhtur.
-Bayram
namazı kılınan yerlerde, imam
bayram namazında iken veya teşehhüd miktarı oturmadan önce kurban
kesilmesi
caiz değildir, Selâm verdikten sonra ise kurban kesilebilir. Bayram
namazı
kılınmayan yerlerde ikinci fecrin doğumundan sonra kurban
kesilebilir. (14)
Adak
Etinden Kimler Yiyemez
Adak
yapan kimse, adadığı hayvanın etinden
yiyemez. Etin tamamını fakirlere vermesi gerekir. Şayet bir miktar
yemiş
olursa, yediği etin kıymetini fakirlere para olarak verir. Adak yapan,
adadığı
hayvanın etini, fakir olsalar bile, usul ve fürruna ve geçimi üzerine
bağlanmış
bulunanlara yediremez. Usul, ana ve baba tarafından yükselen soya
denir. Furu,
evlatlardan aşağı inen soylara denir. (1)
Adak
yapılan hayvanın cinsi
belirtilmezse
Adakları
yerine getirmek din bakımından
sorumluluk taşıdığı için zorla yerine getirilemez. Bunlar her
mükellefin
manevi sorumluluğuna bağlı olan şeylerdir. Başkasının müdahalesi
olamaz.
Adak yapan yapılan hayvanın cinsi belirtmezse, adak yapsa, bir koyun
kurban
etmesi gerekir. (1)
Akika
Kurbanı
Yeni
doğan
çocuğun başındaki tüyüne (Akîka)
denir. Böyle bir çocuk için Cenab-ı Hakk'a şükür
yerine geçmek üzere kesilen kurbana da "Akîka" adı
verilmiştir. Bunun müslümanlarca asıl adı "Nesîke"dir.
Akîka,
bizce
mubah ve güzeldir. Üç İmama göre ise sünnettir. Zahiriyye meshebinde
vaciptir.
Akîka
kurbanı, çocuğun doğduğu günden büluğ çağına erinceye kadar
kesilebilir. Fakat
yedinci günü kesilmesi daha faziletlidir. Çocuğun yedinci doğum günü
adı
konulur ve başının saçları kesilip ağırlığınca altın veya gümüş sadaka
verilir.
Aynı günde bu kurban kesilir; çünkü böyle yapılması üç İmama göre
müstahabdır.
Kurbana
elverişli olan hayvan akîkaya da yeterli olur. Erkek çocuk için bu
kurban
kesilebileceği gibi, kız çocuk için de kesilir. Bunlardan her biri için
bir
koyun kesilmesi yeterli olur. Erkek çocuk için iki kurban kesilmesi
gereğini
söyleyenler de vardır.
Akîka
kurbanının kemikleri, çocuğun sağlık ve selametine bir hayır dileği
olsun diye,
kırılmayıp yalnız ek yerlerinden ayrılır ve öylece pişirilir. Bunu
yapmak
müstahabdır. Diğer bir bakımdan da, çocuğun mütevazi olmasına ve kötü
huylardan
korunmuş olmasına bir işaret olsun diye kemiklerin kırılması müstahab
görülmüştür.
Akîka kurbanının
etinden sahibi yiyebilir, başkalarına da yedirebilir, sadaka da
verebilir. (3)
Asgari
Ücretliye Kurban Düşer mi?
Kurban
bayramı günlerinde, borç harç dışında, eldeki
para miktarı 85 gram altının tutarını geçiyorsa kurban kesilir. Seksen
beş (85)
gramın altındaki altına da zekât düşmez. Bu mikdarı geçerse kırkta bir
oranında
zekâtı vardır. (13)
Bayram
Namazı
Güneş
doğduktan ve kerahet vakti çıktıktan sonra, öğleye kadar kılınır.
Herhangi bir
sebeple ilk günü kılınamazsa ertesi günü kılınır. Bayram namazı Cuma
namazı gibi
ancak cemaatle kılınır. İki rekattır. Şöyle niyet edilir:
"Niyet
ettim Allah rızası için kurban bayram namazını kılmaya, uydum imama.''
Bundan
sonra tekbir alınır. Birinci rekatta "Süphaneke" okunur. Sonra
imam açıktan, cemaat tarafından da gizlice üç defa "Allahü ekber"
diye tekbir alınır. İlk iki tekbirde eller yukarı kaldırılır, sonra
yanlara
salıverilir. Üçüncü tekbirin peşinden eller yanlara salıverilmeyip
bağlanır.
İmam Fatiha ve sure okur; cemaat dinler. Sonra diğer namazlarda olduğu
gibi
rukû ve secde yapılır. İkinci rekata kalkıldığında imam önce Fatiha ve
sûre
okur. Sonra birinci rekatta olduğu gibi üç defa tekbir alınır. Her üç
tekbirde
de eller yukarı kaldırılıp yanlara salıverilir. Dördüncü tekbir ile
rukûa
gidilir ve secdeler yapılarak oturulur, tehiyyât ve salli barik okunur,
sonra
selâm verilir.
Gayr-i
Müslim Ülkede Kurban Kesilir mi?
O ülkede
yaşadığınıza göre, şu anda orası sizin ikâmet
ettiğiniz yer (vatan-ı ikâmet) oluyor. Böyle bir yerde, namaz, oruç,
zekât
ibâdetlerini yerine getirdiğiniz gibi, kurban da kesebilirsiniz,
kesmelisiniz;
çünkü o da bir ibadettir. Kestiğiniz kurbanın etini sadece aile
fertlerinin
yemesinde dînî açıdan bir mahzur söz konusu değildir. Kurban etinin üçe
taksim
edilip bir bölümünün fakirlere, bir bölümünün akraba ve dostlara
dağıtılması
bir bölümünün de ev halkıyla yenilmesi tavsiye edilen bir faziletli
davranıştır. Nitekim hane halkı kalabalıksa, tamamının o evde
tüketilmesinin
sakıncalı olmadığı da yine fakihlerin tavsiyesi cümlesindendir. (13)
Hacı
kurbanı burada kesilemez mi?
Hacıların
hacda
kesmek zorunda oldukları şükür kurbanının burada, ülkemizde kesmeye
imkan
yoktur!
Şu
açıdan imkan olmaz. Hacılar, kurbanlı hacca niyet
etmeleri halinde bu kurbanı, Harem sınırları içinde kesmeye
mecburdurlar. Değil
ülkemizde kesmeleri, Mekke'de bile kesseler Harem sınırları dışında
keserlerse
yine borçlu kalmış olurlar.
Hangi
Ayıplar Hayvanın Kurban Olmasına Mani Olur?
Bilindiği
üzere kurban bir ibadettir. Bunun için kurbanlık hayvanların kusursuz
olmaları
esastır. Her kusur olmasa da bazı kusurlar kurbana manidir. Bu kusurlar
kısaca
şunlardır:
-İki
veya bir gözü kör olan,
-Aşırı
derecede zayıf olan,
-Kesim
yerine yürüyerek gidemeyecek derecede aksak olan,
-Kulağının,
kuyruğunun veya tenasül organının üçte birinden fazlası gitmiş olan,
-Dişlerinin
yarıdan fazlası düşmüş olan,
-Doğuştan
kulağı ve tenasül organı olmayan,
-Koyun
ve keçide bir, sığırda iki memesi kurumuş olan,
-Burnu
kesilmiş olan,
-Dilinin
çoğu kesilmiş olan,
-Ölüm
derecesinde hasta olan.
Böyle kusuru olan hayvanları kurban etmek câiz değildir. Bunun için
kurbanlık
satın alınırken kusurlu olup olmadığına dikkat etmek gerekir.
Hangi
Hayvanlar Kurban Edilir?
Kurban
edilecek hayvanlar; koyun, keçi, deve, sığır ve mandadır.
Bu
hayvanlardan devenin 5, sığır ile mandanın 2 ve koyun ile keçinin 1
yaşını
doldurmuş olmaları gerekir. Ancak koyunlar altı ayı tamamladıkları
halde bir
yaşını doldurmuş gibi gösterişli olurlarsa bunlar da kurban edilebilir.
Bir
koyun veya keçiyi ancak bir kişi kurban edebilir. Fakat sığır,
manda ve deve
yedi kişiye kadar ortaklaşa kurban edilebilir. Ortakların tek
veya çift
olmalarında bir sakınca yoktur.
Ortakların
hepsi ibadet niyetiyle katılmak durumundadır. Meselâ ortaklardan biri
vacip
olan kurbanı, diğeri adak kurbanı, bir diğeri de nafile kurbanı niyet
edebilir.
Çünkü hepsinin niyeti ibadettir. Fakat ortaklardan biri her hangi bir
ibadet
değil de et kasdiyle katılmış olsa bu sahih olmaz, diğerleri de niyet
etmiş
oldukları kurbanı kesmiş, sayılmazlar.
Hayvan
Kesilmeden Kurban Günleri
Geçerse
Kurban
bayramında kesilmek üzere satın
alınmış olan kurban hayvanı, kesilmeyip de kurban kesme günleri geçmiş
bulunsa,
o hayvanın, mevcut ise bizzat kendisini, ölmüş ise kıymetini fakirlere
sadaka
olarak vermek gerekir. Ertesi seneye bırakılmaz. (2)
İki
ayrı maaş alan eşlerin ayrı kurban kesmeleri gerekir mi?
Karı
koca ikisi de memur olsa, ikisi de maaş alsa veya
ikisi de ticaret yapsa, kazançları ayrı değilse, kadının parası
kocasının,
erkeğin parası karısının sayılıyorsa, yani hepsi aynı kazanın içine
giriyorsa,
bunların ikisinin ayrı kurban kesmeleri gerekmez, ikisi için bir kurban
kifâyet
eder. Fakat zenginlikleri ayrı ise, yani kadın kendi parasının sahibi
ise veya
kadının kendi malı olan ve mikdarı 85 (seksen beş) gramı geçen altını
bulunmakta ise yahut bayram günlerindeki rayiç üzerinden 85 gram altına
tekabül
eden parası varsa, bu durumda onun da kurban kesmesi gerekir. Kurban
kesmek
için, zekâtta olduğu gibi sahip olduğu zenginliğin üzerinden bir sene
geçmesi
gerekmez. Kurban bayramı günlerinde zengin olan kimse kurban keser. (13)
Kaza
Kurbanı Niyetiyle Ortak Olmak
Soru: Ortaklardan
biri geçen senenin kurbanına niyet etse, bu ortaklık geçerli olur mu?
Cevap: Geçerli
olur. Yalnız kaza niyetiyle katılan ortağın
kurbanın etinden faydalanması caiz değildir. Tamamını fakirlere
dağıtması
gerekir. (18)
Kurban
Etinin Taksimi
Deve
ve sığır gibi hayvanlar ortaklaşa kurban edildiğinde etleri ortaklar
arasında
tahmini olarak değil, tartılarak taksim edilir. Ancak bir ailenin
fertleri için
kurban edilen hayvanın etini taksim etmek gerekmez. Bunun gibi
ortaklaşa kurban
kesenler kurban etini tamamen yoksullara veya bir hayır kurumuna
verecek
olurlarsa yine kurban etini taksim etmeleri gerekmez.
Kurban
etinin hepsini yoksullara sadaka olarak dağıtmak veya kendisi ve çoluk
çocuğu
için alıkoymak caiz ise de, en uygun olanı, kurban etini üçe taksim
edip,
birini kurban kesmeyen yoksullara sadaka olarak dağıtmak, bir bölümünü
de
akraba, tanıdık ve komşulara ikram etmek, birini de kendi çoluk çocuğu
ile
yemektir.
Kurban
etinden müslüman olmayan komşulara da vermek caizdir.
Şayet
kurban kesen kimsenin çoluk çocuğu kalabalık ve hali vakti de çok iyi
değilse
bu takdirde kurban etini sadaka ve hediye olarak dağıtmayıp, tamamını
çoluk
çocuğu için alıkoyması daha uygun olur. Çünkü kan akıtmakla kurban
vecibesi
yerine getirilmiştir.
Kurbanın
Bedelini Yoksullara Vermekle Kurban Kesilmiş
Olur mu?
Bazı
kimseler hemen her yı1 kurban bayramında bu soruyu sorarlar: Hayvanı
kesmeden
canlı olarak veya bedelini yoksullara vermekle kurban kesilmiş olur mu?
Kurbanın rüknü, kurban edilmesi câiz olan hayvanlardan birini kesmek
olduğundan, hayvanı kesmeden canlı olarak veya bedelini yoksula
vermekle kurban
ibadeti yerine getirilmiş olmaz, bu ancak sadaka olur.
Yalnız
kurban kendisine vacip olan kimse satın aldığı kurbanı her hangi bir
sebeble
kurban günlerinde kesmez veya hiç kurban satın almaz ise kurban günleri
geçtikten sonra, bu kimse kurbanlık hayvanının kıymetini fakirlere
sadaka
olarak verir. Satın alıp kesmediği kurbanını ise canlı olarak fakire
verir.
Kurban günleri geçtikten sonra daha önce satın alınmış kurbanlık artık
kesilmez. (12)
Kurbanın
Kazası
Kurban
kesme günlerinde kurbanını herhangi
bir nedenle kesmeyen bir kimse, bir an önce bunu kaza etmesi gerekir.
Bu da ya
bedelini fakirlere sadaka olarak vermek, ya da mevcut kurbanlık hayvanı
canlı
olarak fakire vermek veya kesip etin tamamını dağıtmak suretiyle olur.
Etinden
hiç istifade edemez.
Kurban
Ailede Kimin Adına Kesilir?
Hanefi
âlimlerinin görüşlerine göre, aile içinde, şahsı adına kimin serveti
varsa
kurban onun adına kesilir. Aile içinde her zengin şahıs, kendi adına
kurbanını
kesmekle mükellef olur. Ailede kendi adına serveti bulunmayanların ise
hiçbirine kurban gerekmez. Yani zengin olmayan aile fertleri kurbanla
mükellef olmazlar...
Diyelim
ki servet, aile reisinin şahsına aittir. Öyle ise kurban borçlusu da
servetin
sahibi olan aile reisidir. Aile içinde serveti olmayan ötekilerin kendi
adlarına kurban kesme mecburiyetleri söz konusu olmaz.
Bu
sebeple de serveti olmayan aile fertlerinin kurbanı kendi adlarına
kestirmek
istemelerine gerek olmaz. Çünkü böyle bir mükellefiyetleri söz konusu
değildir.
Bilindiği üzere borç kimin ise ödeme mecburiyeti de ona aittir. Borcu
olmayanın
ödeme mecburiyeti de olmaz. Hanefi mezhebinin gereği budur. (4)
Kurban
Bir İbadet midir Yoksa Gelenek midir?
Kurban
bir gelenek değil, kitap ve sünnetle meşrûiyeti sabit olan bir
ibadettir.
Kurban da zekat gibi Hicretin ikinci yılında meşru
kılınmıştır.
Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyuruluyor:
"Kurbanlık
deve ve sığırlar, Allah'ın size olan nişanelerinden kıldık. Sizin için
onlarda
hayır vardır. O halde onları ön ayaklarından biri bağlı olduğu halde
keserken
üzerlerine Allah'ın adını anın. Yanları yere yaslandığı vakit
onların
etlerinden yiyin, kanaat edip istemeyene de, isteyene de yedirin.
Böylece
onları sizin emrinize verdik ki, şükredesiniz." (Hacc, 36)
Peygamberimiz
de bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmuşlardır:
"Ademoğlu
kurban bayramı günü, Allah katında kurban kesmekten daha sevimli bir iş
yapmamıştır. Şüphesiz ki o kesilen kurban kıyamet günü boynuzları ve
kılları
ile gelir. Hiç şüphe yok ki, kurbanın kanı yere düşmeden önce Allah
katında
kabul görür. Öyle ise gönüllerinizi kurban ile hoş edin."(5)
Kurban
Borcu Düşer mi?
Geçen
yıl kurban kesecek durumda olmamıza
rağmen kurban kesmemiştik. Şimdi maddi durumum iyi değil. Kurban borcum
üzerimden düşer mi?
Kurbanın
vacip olmasında kurban kesme
günlerinin sonu muteberdir. Size geçen yıl kurban vacipti. Şuan ki
durumunuz
borcu üzerinizden düşürmez. Kurbanın kazası olarak, bedelini Müslüman
bir
fakire vermelisiniz.
Kurbanda
Mekruh Olan Davranışlar
Kurbanlık
hayvanın yününden veya sütünden
yararlanılması; kurbanlık hayvanın değiştirilmesi; kurbanlık hayvana
binilmesi;
bulunması mekruh olan kusuru taşıyan hayvanın kurban edilmesi; kurbanın
ehl-i
kitaptan birine kestirilmesi; satın alınan kurbanlığa sonradan ortak
olunması;
kurban etinin veya derisinin satılması; kurban etinin nakledilmesi;
kurban
etinin veya derisinin kasap ücreti olarak verilmesi.
Kurban
Kimlere Borçtur?
Kurban,
mukim olan ve sadaka-i fıtır nisabına malik olan her kadın ve erkek
müslümana
vaciptir.
Bu
tariften şu anlaşılıyor: Müslüman olmayan, seferde bulunan müslümana ve
fakir
olana kurban vacip değildir.
Hz.
Ebû Bekir ile Hz. Ömer seferde bulunduklarında kurban kesmemişlerdir.
Şayet
seferde olan kimse kurban kesmek isterse, kurban kendisine vacip olduğu
için
değil, nafile olarak kesebilir, kesmediği takdirde sorumlu olmaz.
İmam
Azam Ebû Hanife ile Ebû Yusuf'a göre kurbanın vacip olmasında akıl ve
erginlik
çağına gelmiş olma şart değildir. Yani zengin olan çocuğun ve delinin
mallarından babaları veya vasileri kurban keserler. Bu kurbanlardan
sadece
kendileri yiyebilir, başkaları yiyemez.
İmam
Muhammed ile İmam Züfer'e göre kurbanın vacip olması için akıl ve
erginlik
çağına gelmiş olma şarttır. Bu itibarla zengin olan çocuklarla deli
olanların
mallarından kurban kesilmez. (10)
Fetvâ da bu görüşe göredir, yani
zengin de
olsalar çocuklarla delilerin kurban kesmesi gerekmez. (11)
Kurbanın
Hükmü
İslâm
alim ve müçtehitleri kurbanın hükmü hakkında farklı içtihatlarda
bulunmuşlardır.
İmam
Azam Ebû Hanife'ye göre kurban vaciptir.
Delili de:"Rabbin için namaz kıl ve kurban kes"(Kevser, 2) âyet-i
kerimesinin delâletiyle peygamberimizin :
"Kimin
hali vakti yerinde olur da kurban kesmezse namazgahımıza yaklaşmasın."(6)
Hadisindeki vaid (korkutma) dır. Böyle bir korkutma ancak vacip olan
bir
ibadetin terki için yapılır. Yani İmam Azam demek istiyor ki, kurban
vacip
olmasaydı peygamberimiz onu terkedene böyle bir tehditte bulunmazdı.
Şâfiî,
Mâliki ve Hanbelîler ile Hanefîlerden İmam Ebû Yusuf'a göre ise kurban
vacip
değil, sünnet-i müekkededir.(7)
Kurbanın
sünnet olduğunu söyleyenlerin dayandıkları delillerin bir kısmı
aşağıdaki
hadis-i şeriflerdir:
Ümmü
Seleme (r.a.)' den rivayete göre Peygamberimiz şöyle buyurmuştur:
"Bilinen
on gün girdiği vakit elinde kurbanı olup kurban kesmek isteyen kimse
(bedeninden) asla bir kıl almasın, tek bir tırnak kesmesin."(8)
Bu
hadis-i şerifte Peygamberimiz kurbanı kişinin isteğine bırakmıştır. Bu
ise onun
vacip olmadığını gösterir.
Bir
başka hadis-i şerif ise meâlen şöyledir:
"Üç
şey vardır, bunlar bana farz, size nafiledir. Onlar da vitir, kurban ve
kuşluk
namazıdır."(9)
Kurbanda
Müstehaplar
-Eyyâm-ı
nahr'dan önce kurbanlığı
bağlamak.
-Hayvana
kurbanlık nişanı takmak,
işaretlendirmek.
-Kesilecek
yere güzellikle, eziyet
vermeden götürmek.
-Yemek
borusu, nefes borusu ve iki
şahdamarını kesmek ve keserken acele davranmak.
-Boğazlamayı
enseden değil boğazdan
yapmak.
-Kendi
kurbanını kendisi kesmek, kesemiyorsa
müslümana kestirmek. Ehl-i kitab'tan birine kestirmek mekruhtur.
-Hayvanı
kıbleye karşı kesmek. Hayvan
kesilirken orada hazır bulunmak.
-Dua
etmek ve besmeleden önce veya sonra:
"Allahümme minke ve leke salatî nusukî ve mahyâye ve mematî lillahi
Rabbil-Alemine lâ şerike lehu ve bizalike Umirtu ve ene
mine'l-müslimîn."
"Ey Rabbim bu senden ve yine sanadır. Namazım, kulluğum, kurbanım,
ölümüm
ve dirimim eşi benzeri olmayan âlemlerin Rabbi Allah içindir. Ben
bununla
emrolundum ve teslim olanlardanım" demek.
-Dua
ile besmeleyi birbirinden ayırmak. Besmeleden önce veya sonra dua
etmek,
Besmele ile beraber dua etmek mekruhtur.
-Kurban
olacak hayvanın imkan ölçüsünde en semizi, en büyüğü olması.
-Eyyâm-ı
nahr'ın ilk günü gündüzleyin kesmek.
-Kurban
bıçağının çok keskin olması.
-Hayvanı
kesildikten sonra soğumaya ve canın iyice çekilmeye bırakılması,
soğumadan ve
can çekilmeden önce yüzmek mekruhtur.
-Kurban
sahibinin kurban etinden yemesi. Çünkü bu Allah'ın bir ziyafetidir.
-Etinden
başkalarına vermek.
-Kurban
Bayramında kesilmek üzere satın alınmış olan hayvan kesilmez ve bayram
günleri
geçerse, hayvanın tasadduk edilmesi gerekir. Bu konuda zengin ve fakir
aynı
hükme tabidir. Zengin olan kişi ise kurbanlık alsın veya almasın kurban
kesmediği takdirde kurbanın kıymetini tasadduk etmesi gerekir. Ertesi
yıla
bırakamaz.
-Ölüye
kurban
keseceğini söyleyen bir kimse, kurbanını bayram günlerinde kesmesi ona
vacib
olur. (14)
Kurbanda
Vekâlet
-Bir
müslüman kurbanını kendisi kesebileceği gibi bir müslümana da
kestirebilir.
Ancak kendisinin kesmesi daha faziletlidir.
-Kurbanı
kestirme konusundaki izin bizzat
ifâde edilebileceği gibi, izne delâlet eden söz, fiil ve davranışlar da
izin
sayılır. Meselâ bir müslüman kurbanlık satın alsa kurban bayramı günü
hayvanı
yatırıp ayaklarını bağlasa onun emri olmadan bir başkası gelip hayvanı
boğazlasa bu kurban için yeterlidir. Başka bir hayvan kesmek gerekmez.
-İki
müslüman yanılarak birbirlerinin
kurbanlarını kendi adlarına kesmiş olsalar vacibi yerine getirmiş
olurlar ve
kestiklerini değişmek suretiyle kendi hayvanlarını alırlar. Eğer böyle
bir
durumu etler yenildikten sonra farkederlerse helâlleşirler.
-Aralarında
anlaşmazlık çıkarsa
birbirlerine kurbanlıkların değerini öderler. Eğer eyyâm-ı nahr geçmiş
ise bu
paralan tasadduk ederler.
(14)
Kurbanlık
Hayvanlar ve Aranan Şartlar
-Kurban
edilecek hayvanlar, koyun, keçi, sığır, manda ve devedir.
-Vahşi
hayvanlardan kurban etmek caiz değildir. Çiftleşen hayvanlardan doğan
yavrunun
annesi ehlî ise erkeği vahşî'de olsa bu yavrudan kurban etmek câizdir.
Çünkü
hayvanlarda yavru anneye tâbidir.
-Koyun
ve keçinin bir yıllığı kurban edilir. Ancak altı ayını doldurmuş olan
kuzu
annesinden ayırdedilemeyecek kadar gösterişli ve semiz ise kurban
edilebilir.
Oğlak için bu durum geçerli değildir.
-Sığır
ve mandanın iki, devenin ise beş yaşında olanı kurban edilir.
-Koyun
ve keçi bir kişi adına kurban edilebilir.
-Sığır
ve deveye ise birden yediye kadar kişiler ortak olabilir. Ancak
ortaklardan her
biri müslüman olmalı ve kurban niyetiyle ortaklığa girmiş
bulunmalıdırlar.
-Et
yeme maksadıyla ortaklık kurulursa veya birisi et yeme maksadıyla
ortaklıkta
bulunursa hiç birisinin kurbanı yerine gelmiş olmaz. Sığır veya deveyi
kurban
etmek üzere ortaklık kuranlardan her birinin vacip olan kurban
niyyetleri şart
değildir. Ortaklardan bazısı vacip olan kurban, bazıları nafile,
bazıları
keffâret kurbanı, ceza kurbanı, Hacc-ı temettü veya Hacc-ı kıran
kurbanı, akîka
kurbanı gibi değişik niyetlerle oraklıkta bulunabilirler.
-Kurban
kesildikten sonra et, tartı ile eşit şekilde paylaşılmalıdır.
-Yaradılıştan
boynuzsuz, burma, yenini yiyebilen delirmiş hayvan, çok zayıflamamış
olan uyuz
hayvan, yaradılıştan kulakları küçük olan hayvan, dişlerinin azısı
düşmüş veya
dişleri olmadığı halde yemini yiyebilen ve otlayabilen hayvanlardan
kurban
etmek câizdir.
-Bir
veya iki gözü kör, kemiğinde ilik kalmayacak kadar zayıflamış,
kesileceği yere
gidemeyecek derecede topal, kulak veya kuyruğunun yarıdan fazlası
kesilmiş veya
kopmuş, boynuzunun çoğu kırılmış, memesi kesilmiş, yavrusunu
emziremeyen,
memesi kurumuş veya memelerinden birisi sütten kesilmiş olan koyun-keçi
ile,
ikisi sütten kesilmiş sığır-deve, dört ayağından biri kesilmiş olan
hayvan,
burnu kesilmiş, pislik yiyen hayvanlar etindeki pislik temizleninceye
kadar
tutulmamış ise kurban olmazlar. (14)
-Bu
konuda
ulemadan bazıları şöyle bir genel kaide koymuşlardır: "Hayvandan tam
olarak, güzelce istifadeye mani olan her kusur kurbana manidir."
Kusur
bu durumda değilse kurbana mani değildir. Kurbana mani olan bu kusurlar
zengin
içindir. Zengin, kurban edeceği hayvanı bu kusurlardan biri bulunduğu
halde
satın alırsa veya satın aldıktan sonra bu kusurlardan birisi meydana
gelirse bu
hayvanlar kurban edilemez. Fakir için ise her hâlükârda kesmek câizdir.
Kurbanlık
Olan Hayvan Boğazlanmadan Önce Yavrularsa
Yavru da annesiyle beraber kesilir. Bu hüküm kendisine kurban vacip
olmadığı
halde kurbanlığı satın alıp kendine vacip kılan fakir hakkındadır.
Çünkü kurban
bizzat o hayvana taalluk etmiştir ki yavrusu da kendisine tabidir. Eğer
bu
yavru boğazlanmayıp satılırsa parasını tasadduk etmek gerekir. Şayet
yavru
eyyâm-ı nahr geçinceye kadar boğazlanmaz ve elde tutulursa tasadduk
edilir.
Zengin, yavruyu eyyâm-ı nahr'dan önce veya sonra kesebileceği gibi
eyyâm-ı
nahr'da diri olarak tasadduk da edebilir. Eğer eyyâm-ı nahr'da satılmış
olursa
kıymeti tasadduk edilir. Yavru kesilmez ve satılmaz ise diri olarak
tasadduk
edilir. (14)
Kurbanlıktan
Nasıl Faydalanılır?
-Kurbanlıktan
tüylerinin kırpılması ve
sütünün sağılması suretiyle faydalanmak mekruhtur.
-Eğer
kırpılmış ise tüyü ve sütlü ise sütü
sağılıp tasadduk edilir.
-Hatta
karışmasın diye alâmet olmak üzere
alman tüyleri bile tasadduk etmek gerekir.
-Eğer
kullanılmış ise parası tasadduk
edilir.
-Kurban
kesildikten sonra derisi satılmış
ise parası tasadduk edilir. Ancak deriden mest, seccade vb. şekilde
istifâde
edebileceği gibi eve demirbaş eşya almak üzere satmakta da bir sakınca
yoktur.
-Kurbanın
eti konusunda en
faziletli tutum üçte
birini tasadduk, üçte birini dostlara ikram, üçte birini de evde
alıkoymaktır.
-Kurbanlık
yapmak üzere satın alınan bir
hayvan satılıp yerine başka bir hayvan almak câizdir. Eğer paradan arta
kalan
olursa tasadduk edilir.
-Kurbanlığa
binmek, onunla yük taşımak
veya herhangi bir iş için ondan istifade etmek mekruhtur. Eğer hayvan
kullanılır ve değeri noksanlaşırsa eksilen kıymeti tasadduk etmek
gerekir.
Kiraya verilmiş ise kiradan elde edilen para da tasadduk edilir.
-Kurbanın
eti, yağı, başı, tüyü, sütü
vb.lerinin satışı câiz değildir. Eğer satılmış ise tasadduk etmek
gerekir.
Ortaklaşa
mı yoksa tek başına kurban kesmek
mi daha faziletli?
Bu
hususta asıl kaide şudur: Eğer et ve değer itibariyle eşit olurlarsa,
eti daha
lezzetli olan efdaldir. Şayet bu konuda aralarında fark olursa, daha
fazla olan
evlâdır.
Buna
göre eğer et ve kıymette eşit olurlarsa, bir koyun bir ineğin yedide
birinden
efdaldir. Şayet ineğin yedide birinin eti fazla olursa, o zaman inek
kesmek
efdal olur. Eğer etleri ve kıymetleri eşit olacak olursa, koç koyundan
efdaldir. Değilse koyun efdaldir. Keçinin dişisi etleri eşit olduğu
takdirde,
burulmamış ise erkeğinden efdaldir. Devenin ve sığırın dişisi et ve
kıymet
bakımından eşit oldukları takdirde erkeğinden efdaldir. Çünkü
dişilerinin eti
daha lezzetlidir. Buna göre burulmuş erkek efdaldir, değilse dişisi
efdaldir.
Boynuzlu ve beyaz olanı başkasından efdaldir. İmkân dahilinde kurbanın
daha
faziletli olanını kesmeğe gayret etmek gerekir. Çünkü Ebû Seid
(R.A.)’den
rivayete göre Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz:
"Kurbanlarınızı
büyük büyük, seçkin yapınız.
Çünkü onlar, sırat köprüsü üzerinde sizin binekleriniz, yani kolayca
geçmenize
vesile olacaktır,"
buyurmuşlardır. (16)Ölmüş
Kimse İçin Kurban Kesilir mi?
Ölü
kurbanı veya kabir kurbanı diye bir kurban çeşidi yoktur. Ancak, ölü
adına veya
sevabı ölüye bağışlanmak üzere kendi malından kurban kesilebilir.
Vasiyeti
yoksa, ölen kimseler için mirasçılarının kurban kesmeleri gerekmez.
Ancak bir
kimse, sevabını ölmüş bulunan anne veya babasına yahut diğer
yakınlarına
bağışlamak üzere, çeşitli hayır kurumlarına, fakir ve muhtaç kişilere
bağışta
bulunabileceği gibi, kurban da kesebilir. Ölenin kendisi için kurban
kesilmesine dair vasiyeti yoksa, kesen kimse, bu kurban etini fakirlere
yedirebileceği gibi, kendisi ve zenginler de yiyebilir. Vasiyet varsa,
tamamen
fakirlere yedirilmesi veya dağıtılması gerekir.
Ölen
kimsenin vasiyeti olmaksızın, sevabı onun ruhuna bağışlanmak üzere
kesilen
kurbanın herhangi bir zamanda kesilmesi caiz ise de, kurban bayramı
günlerinde
kesilmesi daha faziletli ve daha sevaplıdır. Ölenin vasiyeti gereğince
kesilen
kurban ise, ancak kurban bayramı günlerinde kesilir. Arefe günü
kesilemez.
Çünkü, kurban niyeti ile kesilecek hayvanlar ancak kurban günleri
kesilebilir. Halk
arasında ölüler için kesilecek kurbanlar arefe günü kesilir, şeklindeki
yaygın
inanış yanlıştır. (17)
Satın
Aldıktan Sonra Kurbana Ortak Almak
Soru: Tek
başına kesmek niyetiyle kurban alan
bir kimse, daha sonra başkalarını kurbanına ortak alabilir mi?
Cevap:
Alabilir, fakat bu mekruhtur. Çünkü bu kimse ahdini, sözünü bozmuş
sayılır. Bu
durumda en güzeli, bu kimsenin ortaklarından aldığı hisse tutarlarını
sadaka
olarak fakirlere vermesidir.
Fakat
bu durumdaki
kimse fakir ise, bir görüşe göre başkalarını ortak edemez. Çünkü
yükümlü
değilken onun keseceği bu kurban, bir adak kurbanı derecesindedir. O
kimse, bu
kurbanı almakla kendisine vacip kılmıştır.
Bir
kimsenin daha
sonra başkalarını ortak etmek niyetiyle tek başına kurban alması
caizdir. Bu
kimse şayet ortak bulamazsa bile tek başına keser, caizdir. (18)
Zenginliğin
Ölçüsü
Herhangi
mali bir ibadetin borç olması için ön görülen zenginlik ölçüsü 'Nisap'
kelimesi
ile ifade edilmektedir.
Kurban
nisabı, kişinin temel ihtiyaçları olan oturacak evi, evinin yeter
derecede
eşyası, binek için olan hayvanı, üç kat elbisesi, kendisinin ve
bakmakla
yükümlü olduğu kimselerin bir yıllık nafakalarından ve borcundan fazla
80, 18
gr. altın veya bunun kıymeti para ve eşyaya malik olan kimse kurban
kesecek
kadar zengin demektir. Bu kimseye yılda bir defa kurban günlerinde
kurban
kesmek vacip olur.
Bu
ölçü aynı zamanda zekat için de geçerlidir. Ancak zekat nisabında
malının
artıcı olması ve üzerinden bir yıl geçmiş bulunması şarttır. Kurban
nisabında
bunlar aranmaz. Kurban kesme günlerinde zengin olan kimseye kurban
kesmek vacip
olur.
Kaynaklar
1)
İslam İlmihali, A.Fikri Yavuz, Çile Yayınları
2) Alınan Hayvanın Kesilmemesi, Mehmet
Talü, Milli Gazete, 18.12.2006
3) Büyük İslam İlmihali, Ömer Nasuhi
Bilmen, Sadeleştiren: Ali Fikri Yavuz, Timaş Yayınları,
4) Ahmed
Şahin, Zaman Gazetesi,
12.01.2006
5) Tirmizî, Adâhî, 1; İbn Mâce,
Adâhî, 3, Diyanet Aylık
Dergisi 2000 Mart
6) İbn Mâce, Adâhî, 2, Diyanet Aylık
Dergisi 2000 Mart
7) Mebsût, c. 12, s. 8, Neylülevtar, c. 5,
s. 126, Diyanet Aylık
Dergisi 2000 Mart
8) Müslim, Adâhî, 7, Diyanet Aylık Dergisi
2000 Mart
9) Ahmed b. Hanbel, Diyanet Aylık Dergisi
2000 Mart
10) Bedayiu's-sanayi, Beyrut, 1974, c. 5,
s. 64. Diyanet Aylık
Dergisi 2000 Mart
11) Reddülmuhtar, c. 5, s. 309. Diyanet
Aylık Dergisi 2000 Mart
12) Diyanet Aylık Dergisi 2000 Mart
13) Kurban
Hakkında Akla Gelen Her
Soruya Cevap, Prof.Dr.Raşit Küçük, Haber 7
14) Kurban, Saffet
KÖSE, Şamil İslam
Ansiklopedisi
15)
16) Ortaklaşa Kurban Kesmek, Mehmet Talu,
Milli Gazete, 10
Aralık 2007
17) Ölmüş Kimse İçin Kurban Kesmek, Mehmet
Talu, Milli Gazete,
17 Aralık 2007
18) Kurbanda Ortaklık ve Şarları, Mehmet
Talu, Milli Gazete, 17
Aralık 2006
|