Hac | |
Hac Günleri
Değişir
mi? Hac Kimlere Farzdır? Hac Ne Zaman Farz Kılınmıştır? Hac ve Kadın Haccın Diğer İbadetlerden Farkı Nedir? Haccın Farz Olduğuna Dair Deliller Haccın Farzları Haccın Sünnetleri |
Haccın
Temel Kavramları Haccın Vacibleri Hacla ilgili Ayet-i Kerimeler Hacla ilgili Yanlış Bilgiler Nafile Hac mı daha çok sevaptır, yoksa? Tavafta hızlı yürüyüşün hikmeti nedir? Teşrik Tekbirleri |
Hac
Nedir? Hac, sözlükte saygıdeğer makamlara isteyerek ziyarette bulunmak demektir. Dindeki anlamı ise ihrama girerek belli günde Arafatta bulunmak ve Kâbe'yi usûlüne uygun olarak ziyaret etmektir. Hac yapmak, namaz kılmak ve oruç tutmak gibi farzdır, yani Allah'ın emridir. Hac Ne Zaman Farz Kılınmıştır? Hac,
Peygamberimizin Mekke'den Medine'ye
hicret etmesinden 9 yıl sonra farz kılınmıştır. Bu yıl Peygamberimiz
Hz.
Ebu Bekir'i 'Hac Emiri' tayin etmiş, kendileri de bir yıl sonra
yani
hicretin onuncu yılında haccetmişlerdir. Bu, Peygamberimizin ilk
haccı olduğu gibi buna "Veda Haccı"
denir. Çünkü Peygamberimiz bundan
sonra
-vefat ettikleri için- haccetmemiştir
Hacı Nedir? Zamanında ve usûlüne uygun olarak Kâbe'yi ziyaret eden kimseye 'Hacı' denir. Çoğulu Hüccac'tır. |
|
Haccın Farzları | |
Haccın
farzları üçdür. Bu
üçünden
biri yapılmazsa hac sahîh olmaz.
1. İhrâmdır. (İhrâm), niyet ile birlikte zikrden [telbiye] ibâret olup, bazı şeyleri kendine yasak etmektir. Namâzda iftitâh tekbîri gibidir. Alâmeti, peştemal gibi, iki beyâz bez olup, biri belden aşağı sarılır, öteki, omuzlara sarılır. İple bağlanmaz, düğümlenmez. Bunun için kuşanılan bu iki beze de ihrâm denildi. Tavâfa başlarken, ihrâmın ortasını sağ koltuk altından geçirip, iki ucunu sol omuz üstüne getirmek sünnettir. Hac için, umre için, ticâret için veya herhangi birşey için uzaktan gelenlerin, mîkât denilen yerleri, ihrâmsız geçerek, Mekke-i mükerreme Haremine girmeleri harâmdır. Geçenin, geri mîkâta gelip ihrâma girmesi lâzımdır. İhrâma girmezse, kurban kesmek lâzım olur. (Mîkât) denilen yerler ile, Harem-i Mekke arasına (Hil) denir. Mîkâtdan geçerken, bir iş için Hilde kalmayı niyet edenlerin ve Hilde oturanların, hacdan başka niyet ile, ihrâmsız Hareme girmeleri câizdir. Meselâ Cidde şehri Hildedir. (Harem), Mekke-i mükerremeden biraz dahâ geniş olup, hududunu İbrâhîm aleyhisselâmın diktiği taşlar göstermektedir. Bu taşlar, çok kere yenilenmiştir. Mescid-i harâma (Harem-i Kâ'be) veya (Harem-i şerîf) denir. Hac için, Hilde oturanlar Hilde, Harem-i Mekkede oturanlar Haremde ihrâma girer. Mîkât yerlerini geçerken, niyet ederek ve telbiye yaparak, yani, emrolunan şeyi okuyarak, usûlü ile, ihrâma girilir. Mîkât yerinden önce, hattâ kendi memleketinde de giymek câiz, hattâ dahâ iyidir. Hac aylarından önce giymek de câiz ise de, mekrûhdur. Mekke ve Medîne şehirlerine (Haremeyn-i şerîfeyn) denir. İhrâm giyen kimseye, bazı şeyler yasak olur. Meselâ, karadaki av hayvanlarını öldürmesi, dikilmiş elbise giymesi, bir yerini traş etmesi, cimâ' etmesi, kavga ve münâkaşa etmesi, koku sürünmesi, tırnak kesmesi, erkeğin mest, ayakkabı giymesi ve başını örtmesi, hatmi ile başını yıkaması, eldiven, çorap giymesi, hamâma girmesi, kendiliğinden çıkan ot ve ağaçların koparılması, kendi üzerinde bulunan bitin öldürülmesi ve öldürmek için gösterilmesi câiz değildir. Bunları bilerek veya bilmeyerek, unutarak yapanlara, kurban, sadaka cezâları lâzım olur. Müt'a, yani temettü' kurbanı ve kırân kurbanı etinden sâhibi yiyebilir. Cezâ olarak kesilenlerin etlerinden yiyemez. Müfrid hacda bir kurban îcâb ettiren suçu, kârin hâcı işlerse, biri umre için, iki kesmesi lâzımdır. İhrâmda iken pire, her türlü sinek, başkasının üzerinde bulunan biti, fâre, yılan, akreb, kurt, çaylak gibi zararlı ve insana saldıran hayvanları öldürmek, başını sabun ile yıkamak, na'lîn ve onun gibi üstü açık ayakkabı giymek, diş çıkartmak, bit ölmemek ve saç dökülmemek üzere hafîf kaşınmak, renkli ihrâm giymek, gusl abdesti almak, başını dokundurmamak şartı ile, tavan, çadır, şemsiye altında gölgelenmek, başı âdet olmayan şey ile [tas, tepsi] örtmek, paket gibi şeyler koymak, beline kuşak, kemer, para kesesi, kılınç, silâh bağlamak, yüzük takmak, insanların dikip yetiştirdiği sebze ve ağaçları koparmak, düşman ile dövüşmek câizdir. Kadınların başını örtmesi lâzım olup, deriye değmemek üzere yüzlerini örtmeleri ve dikilmiş elbise, mest, çorab giymeleri, örtü altına zînet eşyâsı takmaları câizdir. 2. Arefe günü Arafâtın, (Vâdi-yi Urene) denilen yerinden başka herhangi bir yerinde (Vakfe)ye durmak. Herkes, ehl olan imâma karşı ayakta durup, ayakta duramazsa, oturup imâmın duâsını dinler. Sonra, oturabilir, yatabilir. Hacca
geç
giden bir kimse, doğru Arafâta gider. Bunun, artık (Tavâf-ı
kudûm) yapması lâzım olmaz. Bir hâcı Arefe günü, öğle ezânından
bayramın
birinci günü, sabâh namâzı vaktine kadar olan zaman içinde, biraz
Arafâtta
dursa veya ihrâmlı olarak Arafâttan geçse veya ihrâmlandıkdan sonra
hasta
olup uykuda iken, baygın iken sedye içinde veya başka birşeyle
taşınarak
nüsükler yaptırılırsa veyâhud ihrâma girmeden önce, hasta olan, bayılan
yerine başkası ihrâma girip, bu uyanmadan, ayılmadan önce, o bunun
yerine
de nüsükleri ayrıca yaparsa veya Arefe günü olduğunu bilmeyerek,
Arafâtta
dursa, haccı sahîh ve tavâf-ı kudûm sâkıt olur. O yerin Arafât olduğunu
bilmek ve niyet etmek lâzım değildir. O gün veya gece, Arafâtta
bulunmayan
veya Arafâttan geçmeyen veya uçakta uçarak geçen, hâcı olmaz.
Vehhâbîlerin
haccı bir gün önce yaptıkları senelerde hac sahîh olmamaktadır. Hilâl,
güneşin gurûb ettiği yere yakın ve şemsden sonra gurûb eder. Şişkinliği
garb tarafındadır. Terbî' yani yedinci gecede kamer şemsden altı sâat
sonra
gurûb eder. Bedr-i tamda, yani 14. cü gecede tam dâire olup, şems gurûb
ederken tulû' ve sabâh vakti gurûb eder. 28 Temmuz 1987 Salı günkü
Türkiye
gazetesinde diyor ki, (Kayseride Pazar günü Zilhicce ayının hilâli
görülemedi.
Pazartesi günü 19 u 50 geçe güneş gurûb etti. 20 yi 20 geçe Hilâl
görülüp,
bu da 20 yi 55 geçe gurûb etti). Buna göre Zilhiccenin birinci günü
salı
olup, dokuzuncu çarşamba günü Arefe olmaktadır. Vehhâbî hükûmeti,
hâcıları
pazartesi günü Arafâta götürdüler. Çarşamba günü tekrâr gitmek
isteyenlere
mâni' oldular. 3 . Kâ'be-i
mu'azzamayı (Tavâf-ı ziyâret) etmektir. Tavâf, Mescid-i
harâm içinde, Kâ'be-i mu'azzama etrâfında dönmek demektir. Dördü farz,
üçü vâcib olmak üzere yedi kere dönülür. Zemzem kuyusunun ve Makâm-ı
İbrâhîmin
dışından dolaşarak da tavâf etmek câizdir. Kadınların tavâf ederken,
Kâ'beye
yaklaşmamaları efdal olduğu (Eşbâh)da yazılıdır. Kadına dokunmak
ihtimâli
çok ise, şâfi'îlerin hanefî veya mâlikîyi taklîd etmesi lâzım olur.
Tavâfı
mescid dışından yapmak câiz değildir. Tavâfa niyet etmek de, ayrıca
farzdır.
Tavâf-ı ziyâreti, Arafâttan sonra yapmak da farzdır. Tavâf ederken ve
sa'y
ederken, ezân okunursa, bunlar bırakılıp, namâzdan sonra tamamlanır.
Tahtâvînin
(Merâkıl-felâh) hâşiyesi, bayram namâzında diyor ki, (Kâ'beden başka
bir
câmi' etrâfında ibâdet için dönenin kâfir olmasından korkulur).
|
|
Haccın Farz Olduğuna Dair Deliller | |
Cenab-ı
Hak buyuruyor: "196. Haccı ve umreyi Allah için tam yapın. Eğer (bunlardan) alıkonursanız kolayınıza gelen kurbanı gönderin. Kurban, yerine varıncaya kadar başlarınızı tıraş etmeyin. Sizden her kim hasta olursa yahut başından bir rahatsızlığı varsa, oruç veya sadaka veya kurban olmak üzere fidye gerekir. (Hac yolculuğu için) emin olduğunuz vakit kim hacgünlerine kadar umre ile faydalanmak isterse, kolayına gelen bir kurban kesmek gerekir.Kurban kesmeyen kimse hac günlerinde üç, memleketine döndüğü zaman yedi olmak üzere oruç tutar ki, hepsi tam on gündür. Bu söylenenler, ailesi Mescid-i Haramcivarında oturmayanlar içindir. Allah'tan korkun. Biliniz ki Allah'ın vereceği ceza ağırdır. 197. Hac,
bilinen aylardadır. Kim o aylarda hacca niyet ederse (ihramını
giyerse), hac esnasında kadına yaklaşmak, günah sayılan davranışlara
yönelmek, kavga etmek yoktur. Ne hayır işlerseniz Allah onu bilir. (Ey
müminler! Ahiret için) azık edinin. Bilin ki azığın en hayırlısı
takvâdır. Ey akıl sahipleri! Benden (emirlerime muhalefetten) sakının.
198. (Hac mevsiminde ticaret yaparak) Rabbinizden gelecek bir lütfu (kazancı) aramanızda size herhangi bir günah yoktur. Arafat'tan ayrılıp akın ettiğinizde Meş'ar-i Haram'da Allah'ı zikredin ve O'nu size gösterdiği şekilde anın. Şüphesiz siz daha önce yanlış gidenlerden idiniz." |
|
Haccın Diğer İbadetlerden Farkı Nedir? | |
Haccın
diğer ibadetlerden
farklı yönleri vardır. Haccın dışındaki ibadetler, namaz ve oruç gibi
ya
yalnız bedenî yahut zekât gibi yalnız malîdir. Hac ise hem malî ve hem
de bedenî bir ibadettir. Diğer
ibadetler her yerde yapılabilirken
hac, ancak belli yerde Mekke-i Mükerreme'de yapılabilmektedir. Bunun
için
dünyanın çeşitli yerlerinde yaşayan ve hali vakti yerinde olan
müslümanlar
bu ibadeti yapmak için Mekke-i Mükerreme'ye gelmek zorundadırlar. |
|
Hac Günleri Değişir mi? | |
Son
günlerde
bazı kimseler,
haccın, Peygamberimizden itibaren bugüne kadar yapılagelmiş olan belli
günler dışında da yapılabileciğini, bu suretle belli günlerde
yapılmasından
kaynaklanan izdihamın da önlenmiş olacağını söylüyorlar. Buna da Bakara
sûresindeki "Hac bilinen aylardadır." (1)
Âyet-i kerîmesini delil
gösteriyorlar. Bu iddia
yanlıştır.
Çünkü Kur'an-ı
Kerîm ayrıntılara inmez. Ayrıntıları Peygamberimiz uygulama ve ifade
olarak
açıklıyor. Kur'an-ı Kerîm Peygamberimize indirilmiş ve onu açıklaması
için
de görevlendirilmiştir. Nitekim: "Kendilerine indirileni insanlara açıklaman için sana Kur'an'ı indirdik. Umulur ki düşünürler" (2) buyurulmuştur. Ayrıca Kur'an-ı Kerim Peygamberimiz'e itaatın Allah'a itaat olduğu (3), emrettiği her şeyin yapılması ve yasakladığı her şeyden de sakınılması gerektiği (4) bildirilmiştir. Namaz, oruç ve zekâtın farz olduğu Kur'an-ı Kerim'de bildirildiği halde ayrıntılarına yer verilmemiş, ayrıntılar Peygamberimiz tarafından bildirilmiştir. Haccın sınırlı günler dışında da yapılabileceğini söyleyenlerin delil olarak gösterdikleri Bakara sûresinin: "Hac bilinen aylardadır" âyetinde, bu bilinen ayların hangi aylar olduğu belirtilmemiştir. Bu ayların da hangi aylar olduğu yine Peygamberimiz tarafından açıklanmıştır. Diğer taraftan Mekke-i Mükerreme hicretin 8'nci yılında 20 Ramazan'da fethedildiği halde, o yıl Peygamberimiz sadece umre yapmış ve Zilkâde ayında Medine'ye dönmüştür. Ayrıca Peygamberimiz:"Hac ibadetinizi öğreniniz, benim yaptığım gibi yapınız" 5) buyurmuştur. Bu itibarla hac ibadetinin, Peygamberimizden itibaren günümüze kadar uygulanagelmiş olan şekli ve zamanı hakkında son zamanlarda ortaya çıkan farklı yorumların hiçbir değer taşımayacağı açıktır. Bu yazı "Hac, Lütfi ŞENTÜRK, Diyanet Aylık Dergisi 2000 Şubat " esas alınarak yeniden düzenlenmiş ve kısaltılmıştır. Yazının tamamına anılan dergiden erişebilirsiniz. 1- Bakara, 197. 2- Nahl, 44. 3- Nisa, 80. 4- Haşr, 7. 5- Müslim, Hac, 310. |
|
Hac Kimlere Farzdır? |
|
Haccın farz olmasının şartları şunlardır: 1- Müslüman olmak, 2- Akıllı olmak, 3- Erginlik çağına gelmiş olmak, 4- Hür olmak,
5- Hacca gidip gelmeye malî imkanı müsait olmak. Bu şart şöyledir: Temel ihtiyaçlarından başka, hacca gidip gelinceye kadar kendisinin ve bakmakla yükümlü olduğu aile fertlerinin sosyal durumlarına uygun normal geçimlerini sağlayacak servete sahip olmasıdır. 6- Vakit, yani haccın eda edildiği vakte erişmiş bulunmak. 7- Haccın farz olduğunu bilmek. Bu şart gayr-i müslim bir ülkede İslâmiyeti kabul eden kimseler için sözkonusudur. İşte bu şartları taşıyanlara hac farz olur. Bu şartlardan birisi eksik olursa hac farz olmaz. Bu şartlar kendisinde bulunan kimseye hac farz olmakla beraber, haccı eda edebilmesi için gerekli olan başka şartlar da vardır. Bunlara "Haccın vucûb-ı edasının şartları" denir. Bu şartlar da şunlardır: a) Sağlıklı olmak. Kör, felçli, kötürüm ve hac yolculuğuna dayanamayacak derecede yaşlı ve hasta olmamak. b) Tutuklu bulunmamak. c) Yol güvenliği olmak, d) Kadınların yanlarında eşleri veya mahremleri bulunmak. Mahrem demek evlenmeleri caiz olmayan yakınlar demektir. Baba, oğul, kardeş, amca, dayı ve damat gibi yakınlar, kadının mahremleridir. e) Eşi ölmüş veya
boşanmış
kadınların
iddet süreleri bitmiş olmalıdır. İddet süreleri içinde hacca gitmeleri
uygun değildir. |
|
Tavafta
hızlı
yürüyüşün hikmeti
nedir? |
|
Resulullah
(sav) ve ashabı (ra) Mekke’ye, Medine hummasından bitkin düşmüş bir
halde geldiler. Müşrikler şehirde dedikodu yaparak: -Yarın buraya humma hastalığından dermanı kesilmiş ve ondan çok ızdırap çekmiş bir kavim gelecek, dediler ve Müslümanların seyrine bakmak için Hicr’in arkasına oturdular. Onların hainliğinden vahyen haberdar olan Resulullah (sav), celadetlerini müşriklere göstermeleri için, Müslümanlara tavafın ilk üç şavtında remel yapmalarını (kısa adımlarla canlı canlı yürümek), iki köşe arasında da adi yürüyüşle yürümelerini emretti. Bu hali gören müşrikler, -Bunlar mı hummanın bitkin düşürdüğünü zannettiğiniz insanlar? Bunlar falan ve falandan daha sağlammış! dediler. Resulullah (sav)’ı ashabına (ra) bütün şavtlarda remel yapmalarını emretmekten alıkoyan şey, onlara duyduğu merhametti.” (Buhari, bu rivayette şu ilaveyi kaydeder: “Resulullah (sas) sulh anlaşması yaptığı sene (umre için) gelince müşriklere kuvvetlerini göstermeleri için “hızlı yürüyün!” diye emretti. Müşrikler bu sırada Kuaykıan Dağı tarafına oturmuş seyrediyorlardı.”) (Buhari, Hacc 55) |
|
Hac ve Kadın | |
-Hac ve
umrenin yerine getirilişi
açısından kadınlarla erkekler arasında bir fark yoktur.
-Adetliyken ihrama giren
veya ihrama girdikten sonra adet görmeye başlayan kadınlar, tavafın
dışında
haccın bütün menasikini yerine getirebilirler.
-Adetliyken ihrama giren
ve
ihrama girdikten sonra adetleri bitmeden
Arafat'a
çıkmak durumunda kalan hanımlar daha baştan ihrama girerken İfrad
haccına
niyet etmelidirler.
Kadın Hayız halinde tavaf yapabilir mi? Kadınlar hayız ve nifas halinde tavaf yapamazlar. Tavafın dışında bütün hac farzlarını yerine getirebilirler. Ziyaret tavafını bu haller bitince yaparlar. Eğer bu durumda tavaf ederlerse, kendilerine bir sığır veya deve kesmek vacip olur. Adet halinde olan bir kadın vakfe yapabilir mi? Hayız halinde olan bir Safa ile Merve mescid-i haram'ın içinde olduğu için bu durumda tavaf edemediği gibi say'da yapamaz. Hayzının nedeniyle, farz olan tavafı yapamadan, memleketine dönen kadının haccı tamam olur mu? Bu durumdaki bir kadının haccı tam olmaz. Haccındaki bu noksanlığı gidermek için senenin müsait bir gününde Mekke-i Mükerreme'ye varıp Kabe-i Muzazzama'yı yedi şavt tavaf etmesi gerekir. Bu tavafın zamanını geciktirdiği için bir koyun veya keçi kurban etmesi gerekir. Kaynak:1) Büyük Kadın İlmihali, Rauf Pehlivan 2) Günümüz Meselelerine Açıklamalı Fetvalar, Mehmed Emre Kadının Mahremsiz Haccetmesi Caiz mi? Imam-ı Azam'ın içtihadına göre, bir kadına haccın farz olabilmesi için, kendisiyle hacca gitmeyi kabul eden kocasının veya başka bir mahreminin bulunması şarttır. Mahrem ifadesi, nesep, süt veya hısımlık yönünden kendisiyle evlenmek ebediyen haram olan kimseleri içine alır. Oğul, torun, baba, dede, sütoğul, sütkardeş, damat, kayınpeder gibi. Kızkardeşin,
hala veya teyzenin kocası
olmak geçisci evlenme engeli olduğundan, eniştelerle hac
yolculuğu
caiz olmaz. Allah Resulü buyuruyor: "Bir erkek, bir kadınla
yanlarında
bir mahrem olmadıkça yalnız kalmasın. Kadın yanında, mahremi
bulunmadıkça
yolculuk yapamaz." Bir adam kalktı: "Ey Allah'ın elçisi, karım hac
yolculuğuna
çıktı. Ben ise falanca savaşa yazıldım." "Git ve karınla birlikte haccet" buyurdu. Hanefi mezhebine mensup olan bir kadının mahremi yoksa Hac ona farz değildir. Yerine vekil gönderebilir. Kendisinim mahremsiz gitmesi caiz olmaz. Dinin
bu
emirlerini dinlemeden hacca
giden kadınlar, rizâ-i ilâhiye muvafık düşmeyecek bir suretle, tahrimen
mekruh kılınan bir şekilde borçlarını ödemiş olsalare bile büyük bir
günah
yüklenerek geri dönerler. (2) Kaynaklar: 1) Büyük Kadın İlmihali, Rauf Pehlivan 2) Günümüz Meselelerine Açıklamalı Fetvalar, Mehmed Emre Kadın, farz olan hac için vekil gönderebilirmi? Sihhati yeri oldukça vekil göndermesi caiz olmaz. Ancak zamanımızdaki olağanüstü izdihamdan dolayı, kadınların mahzursuz tavaf yapmaları ve tehlikesiz şeytan taşlama işini yerine getirmeleri imkansız denecek kadar zordur. Böyle olunca vekil gönderebilirler. Kaynak: Günümüz Meselelerine Açıklamalı Fetvalar, Mehmed Emre |
|