13.Sözünüzü gizleyin, yahut
onu açığa vurun; (fark
etmez). Şüphesiz Allah, sinelerin özünü (kalplerde olanı) hakkıyla
bilir.
14.Yaratan bilmez mi? O, en
gizli şeyleri bilir, (her
şeyden) hakkıyla haberdardır.
15.O, yeryüzünü sizin
ayaklarınızın altına serendir.
Haydi onun üzerinde yürüyün ve Allah’ın rızkından yiyin. Dönüş ancak
O’nadır.
16.Göktekinin sizi yere
geçirivermeyeceğinden emin mi
oldunuz? (O zaman) bir de bakarsınız yeryüzü şiddetle çalkalanıyor.
17.Yahut göktekinin,
üzerinize taş yağdıran rüzgâr
göndermeyeceğinden mi emin oldunuz? O zaman, uyarım nasılmış
bileceksiniz!
18.Andolsun, onlardan
öncekiler de yalanlamıştı. Beni
inkâr etmenin sonucu nasıl oldu!?
19.Üstlerinde kanat çırparak
uçan kuşlara bakmazlar
mı? Onları (havada) ancak Rahmân tutuyor. Şüphesiz O, her şeyi hakkıyla
görendir.
20.Yahut Rahmân’dan başka
size yardım edecek şu
ordunuz (taraftarlarınız) kimlerdir? İnkârcılar ancak bir aldanış
içindedirler.
21.Peki, Allah rızkını
keserse, kimdir size rızık
verecek olan? Hayır, onlar azgınlık ve nefretle direnip durdular.
22.Şimdi, yüzüstü kapanarak
düşe kalka yürüyen mi
daha doğru gider, yoksa dosdoğru bir yolda dimdik yürüyen mi?
23.De ki: “O, sizi yaratan
ve size kulaklar, gözler
ve kalpler verendir. Ne kadar da az şükrediyorsunuz!”
24.De ki: “O, sizi
yeryüzünde yaratıp çoğaltandır.
Ancak O’nun huzurunda toplanacaksınız.”
25.“Eğer doğru söyleyenler
iseniz, bu tehdit ne zaman
gerçekleşecek?” diyorlar.
26.De ki: “O bilgi, ancak
Allah katındadır. Ben ise
sadece apaçık bir uyarıcıyım.”
|