|
Mümtehine
Suresi
|
|
|
Medine
döneminde inmiştir. 13 âyettir. Onuncu âyette, Hudeybiye antlaşmasından
sonra
müşrikler arasından çıkıp Medine’ye gelen ve müslüman olduklarını
söyleyen
kadınların imtihan edilmeleri emredildiği için sûreye mecazen, “imtihan
eden”
anlamında “mümtehine” denmiştir. Sûrede başlıca, Allah için sevmek,
Allah için
buğz etmek ve müslümanlarla kâfirler arasındaki ilişkilere dair bazı
uyarılar
konu edilmektedir.
Tefsir
için ayet numaralarını tıklayınız
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Bismillâhirrahmânirrahîm
1. Ey İman edenler! Benim de
düşmanım, sizin de
düşmanınız olanları dost edinmeyin. Siz onlara sevgi gösteriyorsunuz.
Hâlbuki
onlar size gelen hakkı inkâr ettiler. Rabbiniz olan Allah’a inandınız
diye
Resûlü ve sizi yurdunuzdan çıkarıyorlar. Eğer rızamı kazanmak üzere
benim
yolumda cihad etmek için çıktıysanız (böyle yapmayın). Onlara gizlice
sevgi
besliyorsunuz.
Oysa
ben sizin gizlediğinizi de, açığa vurduğunuzu da bilirim. Sizden kim
bunu
yaparsa, mutlaka doğru yoldan sapmıştır.
2. Şâyet onlar sizi ele
geçirirlerse, size düşman
olurlar, size ellerini ve dillerini kötülükle uzatırlar ve inkâr
etmenizi arzu
ederler.
3.Yakınlarınız ve
çocuklarınız size asla fayda
vermeyecektir. Kıyamet günü Allah aranızı ayıracaktır. Allah,
yaptıklarınızı
hakkıyla görendir.
4.İbrahim’de ve onunla
birlikte bulunanlarda sizin
için güzel bir örnek vardır. Hani onlar kavimlerine, “Biz sizden ve
Allah’ı
bırakıp taptıklarınızdan uzağız. Sizi tanımıyoruz. Siz bir tek Allah’a
inanıncaya kadar, sizinle bizim aramızda sürekli bir düşmanlık ve
nefret
belirmiştir” demişlerdi. Yalnız İbrahim’in, babasına, “Senin için
mutlaka
bağışlama dileyeceğim. Fakat Allah’tan sana gelecek herhangi bir şeyi
önlemeye
gücüm yetmez” sözü başka. Onlar şöyle dediler: “Ey Rabbimiz! Ancak sana
dayandık, içtenlikle yalnız sana yöneldik. Dönüş de ancak sanadır.”
5. “Ey Rabbimiz! Bizi, inkâr
edenlerin zulmüne
uğratma. Bizi bağışla. Ey Rabbimiz! Şüphesiz sen mutlak güç sahibisin,
hüküm ve
hikmet sahibisin.”
|
|
|
|
|
|
6.Andolsun, onlarda
(İbrahim ve beraberindekilerde)
sizin için, Allah’ı ve ahiret gününü arzu edenler için güzel bir örnek
vardır.
Kim yüz çevirirse bilsin ki, Allah her bakımdan sınırsız zengindir,
övülmeye lâyıktır.
7. Ola ki Allah sizinle,
içlerinden düşman olduğunuz
kimseler arasına bir sevgi (ve yakınlık) koyar. Allah, hakkıyla gücü
yetendir.
Allah çok bağışlayandır, çok merhametlidir.
8.Allah, sizi, din
konusunda sizinle savaşmamış,
sizi yurtlarınızdan da çıkarmamış kimselere iyilik etmekten, onlara
âdil
davranmaktan men etmez. Şüphesiz Allah, âdil davrananları sever.
9.Allah, sizi ancak,
sizinle din konusunda savaşan,
sizi yurtlarınızdan çıkaran ve çıkarılmanız için destek verenleri dost
edinmekten men eder. Kim onları dost edinirse, işte onlar zalimlerin ta
kendileridir.
10. Ey iman edenler! Mü’min
kadınlar muhacir olarak
size geldiklerinde, onları imtihan edin. Allah, onların imanlarını daha
iyi
bilir. Eğer siz onların inanmış kadınlar olduklarını anlarsanız, onları
kâfirlere
geri göndermeyin. Çünkü müslüman hanımlar kâfirlere helâl değillerdir.
Kâfirler
de müslüman hanımlara helâl olmazlar. Mehir olarak harcadıklarını
onlara
(kocalarına geri) verin. Mehirlerini verdiğiniz takdirde, bu kadınlarla
evlenmenizde size bir günah yoktur. Müşrik karılarınızın nikâhlarına
tutunmayın. (Zira bu nikâhlar ortadan kalkmıştır.) Onlara harcadığınız
mehri,
(evlendikleri kâfir kocalarından) isteyin. Kâfirler de (İslâm’ı kabul
eden ve
sizinle evlenen eski hanımlarına) harcamış oldukları mehri (sizden)
istesinler.
Bu, Allah’ın hükmüdür. O, aranızda hüküm veriyor. Allah, hakkıyla
bilendir,
hüküm ve hikmet sahibidir.
11.Eğer eşlerinizden biri
kâfirlere kaçar
ve siz de onlarla çarpışıp ganimet alırsanız, eşleri gidenlere sarf
ettikleri
(mehir) kadarını verin ve inandığınız Allah’a karşı gelmekten sakının. |
|
|
|
|
|
12.Ey Peygamber! Mü’min
kadınlar, Allah’a hiçbir şeyi
ortak koşmamak, hırsızlık yapmamak, zina etmemek, çocuklarını
öldürmemek,
elleriyle ayakları arasında bir iftira uydurup getirmemek,hiçbir
iyi işte sana karşı gelmemek konusunda sana biat etmek üzere geldikleri
zaman, biatlarını kabul et ve onlar için Allah’tan bağışlama dile.
Şüphesiz
Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.
13.Ey iman edenler!
Kendilerine Allah’ın gazap
ettiği, kabirlerdeki kâfirlerin ümit kestikleri gibi tamamen ahiretten
ümitlerini kesmişbir
toplumu dost edinmeyin.
|
|
|