7,8.Yollara
(yıldızların dolaştığı yörüngelere) sahip göğe andolsun ki, muhakkak
siz,
(peygamber hakkında) çelişkili sözler söylüyorsunuz.
9.Ondan
(Peygamber’den) çevrilen çevrilir.
10,11.
Cehalet
içinde gaflete dalmış olan (ve “Muhammed şairdir, delidir” diyen)
yalancılar
kahrolsun!
12.“Ceza
günü ne zaman?” diye sorarlar.
13,14.Ateş
üzerinde azaba uğratılacakları gün (görevli melekler onlara şöyle der):
“Azabınızı tadın! İşte acele isteyip durduğunuz şey budur.”
15,16.Şüphesiz
Allah’a karşı gelmekten sakınanlar, Rablerinin kendilerine verdiği
şeyleri
alarak cennetlerde ve pınar başlarında bulunurlar. Şüphesiz onlar
bundan önce
iyilik yapan kimselerdi.
17.Geceleri
pek az uyurlardı.
18.Seherlerde
bağışlama dilerlerdi.
19.Mallarında
(yardım) isteyen ve (iffetinden dolayı isteyemeyip) mahrum olanlar için
bir hak
vardır.
20,21.Kesin
olarak inananlar için yeryüzünde ve kendi nefislerinizde birçok
alametler
vardır. Hâlâ görmüyor musunuz?
22.Gökte
rızkınız ve size vaad olunan şeyler vardır.
23.Göğün
ve yerin Rabbine andolsun ki o (size va’dolunanlar), sizin konuşmanız
gibi
gerçektir.
24.(Ey
Muhammed!) İbrahim’in ağırlanan misafirlerinin haberi sana geldi mi?
25.Hani
onlar, İbrahim’in yanına varmışlar ve “Selâm olsun sana!” demişlerdi. O
da
“Size de selâm olsun.” demiş, “Bunlar
tanınmamış (yabancı) kimseler” (diye düşünmüştü).
26.Hissettirmeden
ailesinin yanına gidip, (pişirilmiş) semiz bir buzağı getirdi.
27.Onu
önlerine koydu. “Yemez misiniz?” dedi.
28.(Yemediklerini
görünce) onlardan İbrahim’in içine bir korku düştü. Onlar, “korkma”
dediler ve
onu bilgin bir oğul ile müjdelediler.
29.Bunun
üzerine karısı bir çığlık kopararak yönelip elini yüzüne vurdu. “Ben
kısır bir
kocakarıyım (nasıl çocuğum olabilir?)” dedi.
30.Onlar
dediler ki: “Rabbin böyle buyurdu. Şüphesiz O, hüküm ve hikmet
sahibidir,
hakkıyla bilendir.”
|