Şehitler
Çeşmesi
İslampaşa
Mahallesi'nde eski Güneysu yolu
üzerinde 1917 yılında yapılmıştır. Dairevi kemerli bir cepheye
sahiptir. Tek lülelidir ve lülesi üzerinde taslığı vardır. Çeşme, 1916
yılında şehrin savunması sırasında şehit olan askerlerimizin gömüldüğü
bir yerde yapılmıştır. İşgal sırasında Ruslar bu şehitlikten yol
geçirmek için kazı yapınca şehitler buradan nakledilmiştir. Bu nakil
sırasında şehit askerlerin çürümüş elbiselerinden çıkan paralarla halk
bu çeşmeyi yaptırmıştır. Çeşmenin üzerinde Latin harfli kitabe metni
ünlü şair Bayburtlu Hicrani tarafından yazılmıştır.
Meydan
Çeşmesi (Merkez)
Rize il merkezinde XIX. yüzyılda halk içme suyunu kuyulardan
sağlıyordu. Rus işgali sırasında belediye reisliği yapmış olan Hacı
Eşref Efendi’nin vasiyeti üzerine şehre su getirilmiş ve şehrin çeşitli
yerlerinde yapılan çeşmelerden akıtılmıştır. Bunun için de evlatlığı
Hafız Osman Efendi’yi görevli kılmıştır.
Hacı Eşref suyuna bağlı olan Meydan Çeşmesi
Hacı
Eşref ve Tarım Sokaklarının kesiştikleri köşede bulunmaktadır.
Çeşme kesme taştan tek cepheli olup üzerinde
XX.
yüzyılın başlarına özgü bezemeler bulunuyordu. Bu çeşme 1980’li
yılların sonlarında yıktırılmıştır.
Fatma Hanım Çeşmesi (Merkez)
Rize il merkezinde bulunan bu çeşmeyi Fatma Hanım
isimli bir kadın 1914
yılında yaptırmıştır. Çeşme yıkılmıştır.
Mataracızade Hacı Mustafa Efendi Çeşmesi (Merkez)
Rize il merkezinde, Yenimahalle’de Taşcıoğlu Camisi’nin önünde bulunan
bu çeşmeyi Mataracızade Hacı Mustafa Efendi 1886 yılında yaptırmıştır.
Günümüze gelemeyen bu çeşmenin kitabesi Rize Atatürk Müzesi’nde
bulunmaktadır.
EVLER
Eski
Rize Evleri
Şehir
merkezinde çok az sayıda eski ev
koruma altına alınmıştır. Bunların da iki, üç tanesi korunup
yaşatılmaktadır. Rize evlerinin yapımında geleneksel yapı malzemeleri
ve teknikleri kullanılmıştır. Bu evler yığma taş ve dolma göz
tekniğinde yapılmış duvarlar, dört yana eğimli, kiremitle kaplı
çatılara sahiptirler. Şehir evleri genellikle iki veya üç katlıdır.
Zemin katta, ahır, kiler gibi servis hacimleri kullanılır. 1.katta
mabeyn, sofa ve odalar bulunmaktadır. Mabeynde (esas yaşanılan
alan) bulunan ocakta yemek pişirilir. Odalar geleneksel olarak
tasarlanmışlardır ve bazıları ahşap süslemelidirler.
Tuzcuoğulları Konağı
Yapı
Rize’nin merkezinde, Piriçebi Mahallesinde yer almaktadır.
Tuzcuoğulları ailesine ait olan yapının 1870 yıllarında yapıldığı
düşünülmektedir. Rize’de ayakta kalabilmiş en eski evlerden biri olarak
karşımıza çıkmaktadır. Yapı, taş bir bodrum üzerine zemin kat ve 1.
kattan oluşmaktadır. Üç katlı, mabeynli bir evdir. Güneyindeki girişten
antre bölümüne ulaşılmaktadır. Antreden doğu yönündeki mutfak ve kuzey
yönündeki hole girişi sağlayan iki kapıya ulaşılır.
Mutfaktan
ise üst katlara çıkışı sağlayan merdiven boşluklarının bulunduğu mekana
geçiş sağlanır. Merdivenlerin doğu yönünde oturma odası, oturma
odasının iki köşesinde ise yatak odaları bulunmaktadır. Kuzeydeki yatak
odasının yanında bir yatak odası daha bulunur. Güneydeki yatak odasının
dört, kuzeydeki yatak odasının beş, yandaki yatak odasının iki pencere
açıklığı bulunurken, oturma odasının beş pencere açıklığı bulunur.
Yatak odalarının içlerinde gömme dolaplara yer verilmiş olup, güney
yatak odasının yanında bir kapı vasıtasıyla dışarı çıkıntı yapmış olan
banyoya ulaşılır.
Batı yönündeki yatak odasından tuvalete geçişi sağlayan ara bir hole
girilmektedir. Bu holden mabeyn odasına da ulaşılmakta olup, bu odanın
da iki pencere açıklığı bulunmaktadır.
İkinci katta da aynı plan düzeni küçük farklılıklarla uygulanmıştır.
Alt katta mabeyn odası, mutfak ve antre olarak düzenlenen bölümler
ikinci katta yatak odaları şeklinde düzenlenmiş olup, antrenin
bulunduğu yatak odasında dört, mutfak bölümünün bulunduğu yatak
odasında üç, mabeyn odasının bulunduğu yatak odasında ise iki pencere
açıklığına yer verilmiştir.
Yapının zemin katı ve orta cephesi taş yığma tekniğinde inşa
edilmişken, ön cephelerde dolap çatma tekniği uygulanmıştır. Bu teknik
Rize ve çevresinde yoğun olarak kullanılan bir tekniktir. Cephelerde
açılmış sürgülü pencerelerin sayısının fazla olması yapıda aydınlatmaya
verilen önemi gösterir. Yapının üst örtüsü kırma çatı olup “dedren”
saçak yapısı uygulanmıştır. Ahşap oyma dolap kapakları yapının tek
süsleme unsurlarıdır.
Çağlayan Mustafa
Hacaloğlu Evi (Fındıklı)
Köyün
girişinde,mahallenin batısında
mahallenin batısında yer alır. Beş katlı geleneksel ev ve serenderin
oluşturduğu yapı Bölgenin en eski ve tipinin en iyi örneklerinden
birisidir.
Hurşit Bey Evi (Fındıklı)
1849 yılında
Mehmet Usta tarafından
yapılmıştır. İki katlı, hayatlı tipte bir evdir. Zemin kat ahır,
birinci kat esas yaşama alanıdır. Zemin kat yonu taş, birinci kat dolma
göz duvarlara sahiptir. Evin esas planı mabeyne (hayat) bağlı bir iç
hayat ve etrafındaki odalardan oluşmaktadır. Odaların kapı kanatları,
yüklükleri, tavanlar ahşap süsleme bakımından zengindir. Taş ocakların
alınlıkları yaşmakları üzerinde bitkisel süslemeler ve kitabeler yer
alır. Evin süslemeli odası batıdaki baş odadır. Burada yan duvarlar
üzerinde bazı büyük yapıları cami, saray, gemi, tren, top arabası gibi
tasvirler yer almaktadır. Evin giriş katındaki yarım daire merdiven ve
eve su girişini sağlayan taş yalaklar ilginç özellikler taşırlar.
KÖPRÜLER
Şenyuva
Köprüsü (Çamlıhemşin)
Eski adıyla
Çinçiva Köprüsü bölgenin
taş
köprülerinden birisidir. Tek bir kemerle Fırtına Deresi geçilmiştir.
Ayrıca korkuluk duvarı tamir edilerek üzerine demir bir kısım ilave
edilmiştir. Köyün yaşlıları 1699 tarihli bir kitabesinin 1946 yılındaki
bir selde kaybolduğunu kaydederler. Eğer bu doğru ise, yapı bölgenin en
eski köprülerinden birisidir.
Köprüköy Köprüsü (Çamlıhemşin)
Fırtına Deresi
üzerinde kurulu taş
köprülerinden birisidir. Köprünün batı ayağına küçük bar tabliye kemeri
ilave edilmiştir. Tabliyesi iki yandan dik olan köprünün korkuluk
duvarları kısmen yıkılmıştır. Köprünün 19. yüzyıl sonlarında Türk
ustalar tarafından yapıldığı bilinmektedir.
Çağlayan Köprüsü (Fındıklı)
Köyün
merkezinden geçen Abu Deresi
üzerinde kurulmuştur. Bölgedeki yaygın taş köprülerden birisidir. Tek
bir kemer gözünden oluşur. Son yıllarda kullanılmayan köprünün
korkulukları yıkılmıştır. Yapıldığı tarih bilinmemektedir.
Güneyce Köprüsü (İkizdere
Güneyce'nin
merkezinden geçmekte olan
İyidere Suyu üzerinde yapılmış tek gözlü taş köprüdür. 1901 yılında
inşa edilmiştir.
CAMİLER
Rize yöresinin
camileri
bölgenin zengin halk
mimarisinin etkisi altında kalmışlar ve mahalli özellikleri bünyesinde
barındırırlar. Rize’nin il merkezinde bulunan İskender Cafer Paşa
Camisi Osmanlı klasik devrinden kalmıştır. Diğer camiler ise yakın
zamanlarda onarım görmüşlerdir. İskender Cafer Paşa Camisi’nin de son
cemaat yeri yenilenmiştir.
Eski fotoğraflardan anlaşıldığı üzere orijinalinde bu camiler, bir son
cemaat yeri ve bir ibadet kısmından oluşan, kırma çatılı küçük
camilerdi. Bu camilerin 1910–1920’li yıllarda son cemaat yerlerinin
üzerine bağdadi tarzda birer kat yapıldığı ve 1940-1950’li yıllarda ise
bazı camilerin yuvarlak kemerli taşkın silmeli, barok özelliğinde
yenilendiğini görmekteyiz. Bu mahalli barok etkiler, kale camisi ve
orta camide kendini iyiden iyiye hissettirir. 1960’lı yıllarda kırma
çatılı camilerin yıkılarak yerine taş ve beton malzemeyle, kubbeli
camilerin yapıldığını görmekteyiz. Böylece birkaç cami dışında şehir
merkezinde orijinal cami kalmamıştır. Eski camiler orijinal ve tarihi
değere sahiptiler.
Günümüzde eski özelliğini yansıtan sadece İskender Paşa Camisi
kalmıştır. Orta Cami ve Gülbahar Hatun Camisi başta olmak üzere, diğer
camiler orijinaline uygun olarak yeniden yapılmışlardır. Şehir
merkezinde yapılan eski camilerden günümüze kadar gelebilen camilerin
dış cepheleri taş malzemeyle, iç mekanları ise ahşap malzemeyle
yapılmıştır. Oldukça küçük ölçekte yapılan bu camilerde süsleme
özellikleri ve güzellik kaygısından çok ihtiyaca binayen yapılmış
yapılardır.
İlçe ve köylerdeki camiler de Rize yöresinin dağınık yerleşme
karakterine göre şekillenmişlerdir. Bu camiler bir ya da iki mahallenin
ihtiyacı için yapılmış, oldukça küçük camilerdir. Camiler yapılırken
konut mimarisinin genel özellikleri alınarak kullanılmıştır. Yapı
malzemesi olarak ahşap ve taş malzeme kullanılmıştır. Ahşabın bulunma
kolaylığından dolayı bazı camiler ahşap yığma tarzda yapılmışlardır. Bu
camiler iklim özellikleri ve malzemenin dayanıksızlığına bağlı olarak
uzun yıllar ayakta kalamamıştır. En önemli örnekler Hemşin’deki Bilen
Köyü Camisi, İkizdere İlçesindeki Hacı Şeyh Camisi ve Fındıklı’daki
Meyveli Köyü camisi’dir. Her üç cami de ahşap ustalığın önemli
özelliklerini yansıtmaktadır.
Bu camiler eğimli araziye kuruldukları için hemen hemen hepsinde,
yüksek su basmanları yer alır. Çamlıhemşin İlçesi’nde bulunan Aşağı
Çamlıca Camisi’nde olduğu gibi bazılarında zemin kata medrese bölümü
yerleştirilmiştir. Camilerin ön kısımlarında son cemaat yeri olmamakla
beraber, namaz vakitlerinin beklenilmesi amacıyla sedirli bölümler
vardır. Süsleme bakımından ahşap öğelerin ağır bastığı camilerin
kapıları, mihrapları, minberleri, korkulukları ve tavanları ahşap oyma
olarak süslenmişlerdir. Bilen Köy Camisi’nin kapı ve minberi üzerinde
klasik geometrik süslemeler yüzeyleri kaplar. Minberin panolara
ayrılarak, içlerine stilize vazoda çiçekler koyulan örnekleri Şimşirli,
Kurtuluş Mahallesi, Zivane Köprüsü, Tunca, Işıklı ve Aşağı Çamlıca
Camileridir.
İskende
Cafer Paşa Camii
İslam
Paşa veya Kurşunlu Camisi olarak da anılmaktadır. H. 978 /M. 1570
yılında İskender Cafer Paşa tarafından yaptırılmıştır. Cami, ahşap bir
son cemaat mahalli, taş duvarlı ve kubbeyle örtülü bir harim kısmından
meydana gelmektedir. Caminin duvarları moloz taşlarla örülmüştür.
Harimin kuzeybatı köşesinden minareye çıkılmaktadır.
Kare planlı
harime kuzey cephedeki kapıdan girilir. Her cephedeki iki pencere
aydınlatmayı sağlar. Bu pencereler düz lentoludur. Ayrıca sekizgen
kubbe kasnağı üzerinde yuvarlak kemerli pencereleri vardır. Tromplara
oturan kubbe içten demir parmaklıklı bir kandilliğe sahiptir. Dıştan
ise kurşun kaplıdır. Taş mihrap sade bir görünüme sahiptir. Camiye göre
oldukça büyük olan ahşap minber yenidir. Eskiden ahşap olan mahfil son
yıllarda betonarme olarak yenilenmiştir. Harimin yarısını kaplayan bu
mahfil iki ayak tarafından taşınır. Caminin içerisindeki kalem işi
süslemeler de yenidir.
Caminin giriş kapısı üzerinde ki onarım
kitabesi
şöyledir:
Selamun aleykum tibtum
fedhuluha halidin
Tamir tarihi
sene 1326
İskender Cafer
Paşa Camii Şerifi
Tarihi atiki
sene 978.
Bu
kitabe H. 1326/M. 1908’de yapılan onarımda koyulmuştur. Bundan önce de
caminin H.1313/M.1895 yılında bir onarım gördüğü tespit edilmiştir.
1970’li yıllara kadar son cemaat mahalli iki katlıydı ve kiremit
kaplıydı. Üst katı Kur’an kursu, müftülük ve lojman olarak
kullanılmıştır. Bu kısım yıkılınca Vakıflar Genel Müdürlüğü’nce tek
katlı ve ahşap olarak yenilenmiştir. 1989 yılında taş minare de
yenilenmiştir. Eski minarenin demir korkuluklu şerefesi taşa
dönüştürülürken, külah üzerindeki dendan dizisi yeni minarede de
tekrarlanmıştır. Bu onarım sırasında batı tarafına da bir baldaken
şadırvan yapılmıştır.
Büyük
Gülbahar Sultan Camii
Bütünüyle
dikdörtgen planlı olan cami son cemaat yeri ve harim kısmından meydana
gelen kırma çatılı bir yapıdır. İnşa tarihi kesin olarak
bilinmemektedir. Son cemaat yeri bir subasman üzerine oturur. İki katlı
taş ve ahşap olarak inşa edilmiştir. Doğu tarafında imam odası,
batısında bir odunluk ile üst kata çıkan merdiven bulunmaktadır. Üst
kat bağdadi olarak inşa edilmiş, kurs yeri olarak kullanılmaktadır. Son
cemaat yerinden çıkılan minare batıdadır. Harim kısmının duvarları
düzgün yonu olarak mahalli siyah taştan yapılmıştır. Son cemaat yeriyle
birlikte dört omuz bir çatıya sahiptir. Üzeri kiremit kaplıdır. Kare
planlı harim kısmına son cemaat yerinden ve batıdaki kapıdan girilir.
Girişin üzerinde iki sütunla taşınan ahşap bir mahfil bulunmaktadır.
Tavan ahşap olup ortada bağdadi bir kubbeye sahiptir. Harim kısmını
doğudan üç, diğer cephelerde iki olmak üzere, çift sıra yuvarlak
kemerli pencereler aydınlatır. Mihrap yivli sütünlarla sınırlandırılmış
ve yatay dilimli bir nişe sahiptir. Ahşap minber sadedir. Gülbahar
Camii birkaç defa yıkılıp yapılmıştır.
Kale
Camii
Kale Mahallesi'nde ve
Rize İç
Kalesi'nin güneyinde bulunur. 1658 yılında yapılan cami son zamanlarda
yenilenmiştir. Arazinin eğiminden dolayı bir zemin kata sahiptir. Zemin
kat taş, üst kat betonarme olarak yapılmıştır. Örtü kırma çatılı olup,
kiremit kaplıdır. Caminin doğusunda imam odası ve bir servis hacmi
bulunmaktadır. Harime küçük bir son cemaat kısmından gidilir. Düz ahşap
tavanlı harim, yuvarlak kemerli geniş pencerelerle aydınlatılmıştır.
Küçük Gülbahar Hatun Camii
Küçük Gülbahar
Hatun Mahallesi'ndedir.
Büyük Gülbahar Camii'nin doğusunda yer alır. Eski cami harap olunca
1956 yılında biraz kuzeye kaydırılarak yeniden yaptırılmıştır. İlk yapı
16. yy'da, Yavuz Sultan Selim'in eşi, Gülbahar Sultan'a atfedilmiştir
Orta
Camii
Yapı, şehir
merkezinde, Yeniköy Mahallesi’nde yer alır. İlk cami 1737 senesinde
yapılmıştır. Bugünkü cami ise 1941 yılında yeniden inşa edilmiştir.
Dikdörtgen planlı cami kalın taş duvarlı ve kırma çatılıdır. Camiye
girişler kuzey, doğu, batı tarafındaki kapılarından sağlanmaktadır. Son
cemaat yeri olmayan camide, giriş kısmından hemen sonra bir mahfil
bulunmaktadır. Harim, alt hizada doğu ve batıdan üçer, kuzey ve
güneyden ise ikişer yuvarlak kemerli, büyük pencerelerle
aydınlatılmıştır. Üst hizada ise yanlarda dörder, ön ve arkada ise üçer
ikiz pencere bulunmaktadır.
Yapının üst örtüsünü yuvarlak iki beton sütun taşımaktadır. Tavan ahşap
olup, ortada ahşap bir kubbeye sahiptir. Mihrap mermerden yapılmış,
minber ise ahşaptan yapılmış olup, süslemesizdir. Kuzeybatıdaki
minareye mahfilden çıkılmaktadır. Minare yerel siyah taştan inşa
edilmiştir. Mevcut kitabesine göre ilk cami H. 1150 /M 1737 yılında
yaptırılmıştır. 1. Dünya Savaşı sonrasında bölgeden Ruslar çekilirken
Ermeni askerler tarafından yıkılmıştır. Yapı 1929 yılında bazı
onarımlar görmüşse de yeterli olmamış, 1941 yılında Hacı Memiş adlı bir
hayırsever öncülüğünde bugünkü haliyle yeniden inşa edilmiştir.
Müftü
Mahallesi Camii
1785 tarihli
eski caminin yerine biraz
kuzeye
kaydırılarak 1965 yılında yeniden yapılmıştır. Camiye sonradan ilave
edilen son cemaat mahallinden girilmektedir. Ayrıca doğuya açılan bir
kapısı vardır. Muntazam kesme taştan yapılmış caminin harimini yüksek
kasnaklı, kurşun kaplı bir kubbe örter, kuzeybatı köşede taş minare yer
alır. Caminin mihrabı taş, minberi ahşaptır. H.1200/M.1785 tarihinde
yapılmış cami kırma çatılı idi. Cephelerden iki sıra pencere ile
aydınlanıyordu. Bu cami H.1282/M.1865'te etraflıca onarılmıştır
Reşadiye Camii
Reşadiye
Mahallesi'nde yıkılıp
yenilenen
camilerden birisidir. Eski caminin yapılışı 1671 olarak kabul
edilmektedir. Bugünkü cami 1962 yılında yaptırılmıştır.
Camiönü Cami
Camiönü
Mahallesi'nde yer alır. Halk
arasında
Fener Camii olarak da bilinir. Kitabesine göre eski cami 1698 yılında
yapılmıştır. Eser 1949 yılında yenilenmiştir.
Değirmendere Camii
Değirmendere
Mahallesi'ndedir. Bu cami
de
yenilenerek günümüze gelmiş tarihi eserlerden birisidir. İlk cami
H.1200/M.1786 yılında yaptırılmıştır. Bu cami H.1327/M.1911 yılında
onarılmıştır. Minaresi sonradan yapılmıştır.
Taşçıoğlu Camii
Yenimahalle'de
yer alır. Yıkılıp
yenilenen
camilerden birisidir. H.1126-1131/M.1714-1718 tarihleri arasında
Cezayirli Kaptan Ali Paşa tarafından yaptırılmıştır. Bu caminin mimari
özellikleri hakkında bilgimiz yoktur. Büyük bir ihtimalle kırma çatılı
bir yapıydı. Bu caminin H.1250/M.1834 yılında onarıldığını biliyoruz.
20. yy'ın başlarında camiye Taşçıoğlu adlı bir hayırsever tarafından
bir kısım ilave edilerek, onartılmış, bundan sonra cami Taşçıoğlu Camii
olarak anılmıştır. Caminin 1940 yılında yeniden onarıldığı
bilinmektedir. Bugünkü caminin inşaatına 1979 yılında başlanmış ve uzun
yıllar sürmüştür.
Şeyh Camii
Şehir
merkezinde, eski Vilayet
Konağı'nın
güneyinde eski Piri Çelebi Mahallesi'nde yer alır. İlk cami 1711
yılında yapılmıştır. Bu yapı bazı onarımlarla 1953 yılına kadar
gelmiştir. Bugünkü caminin inşası 1953-1965 yılları arasında
tamamlanmıştır. Şeyh Camii, Merkez Camii'nden sonra Rize'nin en büyük
ve özen gösterilerek yapılmış camisidir. Beş bölümlü bir son cemaat
mahalli ve kare bir harimden meydana gelen çifte minareli bir eserdir.
Merkez Uzunkaya Köyü Camii
Köyün
merkezinde eski bir mezarlığın
kenarında
yer alır. İlk olarak 19. yy'da yapıldığı tahmin edilen cami son
yıllarda yıkılarak yenilenmiştir.
Bugünkü cami kesme taş duvarlı,
dikdörtgen
planlı bir yapıdır. Camiye doğudan girilmektedir. Harimde, kuzey
cephede bir mahfil bulunmaktadır. Mahfilin köşk kısmında ve kapılarında
eski camiden kalan ahşap süslemeli parçalar kullanılmıştır. Taş
minaresi kuzeybatıdadır. Caminin doğusunda imam evi ve Kur'an Kursu
yapılmıştır.
Ekşioğlu Camii (Ardeşen)
Bu cami ilçe
merkezinde Çiftekavak
Mahallesi'nde yer alır. Onarılıp yeni ilaveler yapılarak günümüze
gelmiştir. İlk cami Ekşioğlu Hacı Mustafa Efendi tarafından inşa
edilmiştir. Bu yapı H.128/M. 1869 yılında yenilenmiştir. Yenilenen
caminin kuzeyine, yakın yıllarda bir kısım ilave edilmiş, kuzeybatısına
da minare yapılmıştır.
Seslikaya Köyü Camii (Ardeşen)
Köyün
merkezinde yer alır. 1801 yılında
yapılmış, bölgenin ahşap süslemeli camilerinin güzel bir örneğidir.
Yapı malzemesi muntazam yontulmuş taş ve ahşaptandır. Dikdörtgen planlı
olan caminin yakın yıllarda önüne yeni bir kısım ilave edilmiştir.
Kuzeydoğudaki minare de bu sırada yapılmıştır. Harime kuzey cephedeki
kapıdan girilir. Girişin üzerinde mahfil bulunur. Harimin
aydınlatılması, her cephede altta büyük, üstte küçük düz lentolu ikişer
pencere ile sağlanmıştır. Caminin taş mihrabı sadedir. Esas önemli olan
ahşap süslemeli minber, mahfil ve tavandır. Minberin yan yüzleri ve
korkulukları barok karakterli kıvrım dallar, S kıvrımları ile
doldurulmuştur. Aynalıkta kıvrım dallar arasında stilize laleler
bulunur.
Tunca Köyü Camii (Ardeşen)
Meyilli bir
arazide kurulmuştur.
1902-1909
yılları arasında yaptırılmıştır. Kesme taştan inşa edilmiş, kırma
çatılı bir camidir. Zemine bir medrese katı yerleştirilmiştir. Son
cemaat mahalli olmayan camiye kuzey cephesinin ortasından ve kuzey
batıdan girilir. Harim düz letonlu iki sıra pencere ile
aydınlatılmıştır. Caminin taş mihrabı sade bordürlerle çevrilmiştir.
Minber ahşaptır ve yüzeyi bütünüyle barok karakterli bölgesel
motiflerle süslenmiştir.
Yukarı Durak Camii (Ardeşen)
Büyük
Mahalle'de H.1156/M.1743 yılında
inşa
edilmiştir. Kalın taş duvarlara sahiptir. Kapı kanatları ve minberi
orijinaldir ve ahşap süslemelidir. Cami günümüze gelinceye kadar birçok
onarım geçirmiştir.
Işıklı Camii (Ardeşen)
Son zamanlarda
kuzey cephesinde bir son
cemaat
mahalli eklenmiştir. Esas cami muntazam taş duvarlı, kırma çatılı bir
yapıdır. 1887 yılında yaptırılmıştır. Süsleme bakımından ahşap minber,
tavan ve mahfil önemlidir. Minber süslemesi, Tunca Camii minberine
benzer. Büyük bir dair içerisinde çıkan C kıvrımları ile barok
karakterli diğer motifler bütün yüzeyi kaplamıştır.
Şenköy Camii (Çamlıhemşin)
Son derece
meyilli bir arazide
yapılmıştır.
İki katlı bir camidir. Zemin kat taş duvarlı, esas kat bütünüyle
ahşaptır. Geniş saçaklı olan caminin dört omuzlu kiremit kaplı bir
çatısı vardır. Bölgenin geleneksel ahşap camilerinden birisidir. Ahşap
süsleme mahfil korkuluğunda ve minberde görülür. Nakış ve kalem işi
süslemeler sadedir. Cami 1900 yılında köy halkı tarafından yapılmıştır.
Aşağı Çamlıca Köyü Camii
(Çamlıhemşin)
Taş duvarlı iki
katlı, kırma çatılı bir
yapıdır. Zemin kat medrese olarak yapılmıştır. Medrese katına kuzeydoğu
köşesindeki kapı ile girilir. Bu kısım epeyce elden geçmiştir. Sadece
batı duvarlarında bir ocak kalmıştır. Hariminahşap döşemesi son
yıllarda betonarme olarak değiştirilmiştir. Caminin minberi çok iyi bir
ahşap işçiliği gösterir. Sahte kemerli iniş kompozisyonları üzerinde
bir daireden çıkan S ve C kıvrımlı yan yüzleri kaplar. Dilimli
kemerlerle taçlandırılan nişler ve üçgen aynalık, sadeleştirilmiş bir
barok üslubu yansıtır.
Cafer Paşa Camii (Çayeli)
Denize hakim
bir teras üzerinde, eski
bir
mezarlığın yanında yer alır. 1467 yılında yaptırılan camii onarımlarla
günümüze gelmiştir. Bugünkü caminin kuzey tarafına yeni bir kısım ilave
edilmiştir. Burası imam evi ve Kur'an Kursu olarak kullanılmaktadır.
Esas cami kareye yakın, dikdörtgen planlı bir harimden meydana
gelmektedir. Moloz taş duvarlı olup, kiremit kaplı kırma çatıya
sahiptir. Harimin girişinde iki ayağa oturan bir mahfil bulunur. Harim
yanlarında üçer, kıble tarafında ikişer pencereye sahiptir.
Ormancık Camii (Çayeli)
Mahmutlu ve
Geyik Mahalleleri arasında
yer
alır. Bölgenin geleneksel ahşap yığma duvarlı, kırma çatılı
camilerinden birisidir. 1826 yılında yaptırılmıştır. Caminin bir zemin
katı bulunmaktadır. Burası eskiden medrese-mektep olarak
kullanılıyordu. Esas cami bir giriş bölümü ve harim kısmından meydana
gelmektedir. Giriş bölümündeki sedirlerde oturulmaktadır. Bu bölümün
üzerindeki mahfil ve saçağı dört ahşap sütun taşımaktadır. Bu mahfile
iç mahfilden bir kapı ile girilir. Caminin ahşap oyma olarak oya gibi
süslendiği görülür. Ahşap süslemeler kapı, minber, mihrap ve mahfil
üzerinde yoğunlaşmıştır. Kemerli kapının kanadı ve geniş çevresi
üzerinde; kıvrımdal kompozisyonu tek bir ağaçtan oyulmuş mihrap nişinin
kenarındaki bordür üzerinde de yer alır. Nişin kavsarası ve köşelikleri
geometrik olarak çizgi bezemelidir. Mihrabın dış çerçevesi üzerinde geç
devirde yapılmış boyalı bir bordür yer alır.
Fındıklı Merkez Camii (Fındıklı)
Bir son cemaat
yeri ve dikdörtgen
planlı harim
kısmından meydana gelen kırma çatılı bir camidir. Birkaç yapı evresi
geçirmiştir. İlk caminin 18. yy'da yapıldığı tahmin edilmektedir. Alt
kat revaklı bir girişten sonra iki odadan oluşmaktadır. Üst kat Kur'an
Kursu olarak kullanılmaktadır. Bu kısım Rize'nin benzer camileri gibi
20. yy başlarında yapılan bir onarımla bugünkü durumuna kavuşmuştur.
Meyveli Köyü Camii (Fındıklı)
Orta Mahalle'de
yer almaktadır. İki
katlı,
bölgenin tipik ahşap yığma camilerindendir. 1871 yılından Mustafa Bin
Alişan tarafından yaptırılmıştır. Zemin kat medrese bölümüdür.
Medresenin iç kısımları yıkılmıştır. Sadece ocaklar günümüze gelmiştir.
Caminin cephesine yeni bir kısım ilave edilmiş, son cemaat mahalli
kısmen bozulmuştur. Son cemaat mahallinin üzerinde, iç mahfile
bağlantılı fevkani bir mahfil bulunur. İç mahfili U şeklinde kıble
duvarına kadar uzanır. Süsleme bakımından minber aynalığı, mahfil köşkü
ve korkulukları zengindir. Minber üzerinde geometrik, korkuluklar
üzerinde ise halat örgü ve yatay palmet dizilerinden meydana gelen
süsleme unsurları görülür. Ayrıca sütun başlıkları üzerinde Mührü
Süleyman motifine de yer verilmiştir.
Kıbledağ Camii (Güneysu)
Köyün
merkezinden Ilıca Mahallesi'ne
taşınmış,
1862 yılında yapılmıştır. Bölgenin geleneksel ahşap camilerinden
birisidir. Taşınma sırasında beton bir zemin kat üzerine oturtulmuş,
kuzeyine yeni bir kısım ilave edilmiştir. Bununla birlikte caminin
orijinal unsurları korunmuştur.
Bilen Köy Camii (Hemşin)
Köyün
merkezinde iki katlı olarak
yapılmıştır.
Alt kat, kısmen ahşap duvarlı olarak inşa edilmiş medrese bölümüdür. Bu
katta iki bölümlü bir dershane ve bir hoca odası bulunmaktadır.
Dershanede taş ocaklar, eski sıra ve kürsü parçaları mevcuttur.
Güneybatıda ocağı bulunan oda hocaya aittir. Caminin kuzeybatısında
hayat kısmı bulunur. Harim kısmına ahşap oymalı bir kapı ile girilir.
Giriş bölümünün üzerinde yer alan mahfili U planlı olup yanlarda kıble
duvarlarına kadar uzanır. Doğu taraftaki ahşap ayakların farklılığı,
mahfil uzantısının geniş olması bu kısmın sonradan ilave edildiğini
göstermektedir. Gerçekten de yaşlı köylüler caminin genişletildiğini
söylemektedirler.
Çamlık Köyü Merkez Camii
(İkizdere)
Eğimli bir
arazide oluşturulan bir
teras
üzerine kurulmuştur. Batısında bir medrese, imam evi bulunmaktadır. 19.
yüzyılın sonlarında yapılmış ahşap camilerden birisidir. Esas cami
kısmında batı cephesinin ortasından girilir. Kuzey kısmında mahfil
bulunur. Harim sadece güney cephesindeki iki sıra pencere ile
aydınlatılmıştır.
Şimşirli Köyü Camii (İkizdere)
Arazinin
eğiminden dolayı yüksek taş
duvarlı
bir subasman üzerine kurulmuştur. 1853-1857 yılları arasında Ahmet Usta
tarafından yapılmış ahşap yığma bir camidir. Cami kareye yakın bir
dikdörtgen alanı kaplar plan kuzey cephedeki giriş ve harimden meydana
gelmektedir. Giriş kısmının üzerinde iç mahfile bağlanan fevkani bir
mahfil bulunmaktadır. Kuzeyinde bir medresesi vardır. Bu medrese ile
cami arasında 1988 yılında yapılan minare yer almaktadır.
Güneyce Hacı Şeyh Camii
(İkizdere)
Kurtuluş
Mahallesi'nde meyilli bir
arazide
kurulmuştur. H.1304/M.1887 tarihinde İstanbul Kütüphane Müdürü Hacı
Osman Niyazi Sipahioğlu tarafından yaptırılmıştır. Ustaları ise Pazarlı
Ali ve Hasan'dır. Zemin katında taş duvarlı bir medrese katına
sahiptir. Esas cami ahşap olarak inşa edilmiştir. Kuzeydeki giriş
kapısının sağında birkaç mezardan oluşan bir hazire vardır. Harimin
batı duvarı eğimden dolayı taş yapılmıştır. Ana plan, giriş bölümü ve
harim kısmından meydana gelmektedir. Giriş tadil edilmiştir.
Kalıntılardan anlaşıldığına göre kuzey cephede diğer camilerdeki gibi
içeriye bağlı bir fevkani mafil vardı. Bugün giriş bölümünün sağında
ocaklı orijinal bir oda bulunur. Bu oda sol tarafa yerleştirilmiştir.
Zivane Köprüsü Camii
Cami Of'un
Keler Köyü'nden sökülerek
bugünkü
yerine çay alım merkezinin üzerine kurulmuştu. 1834 yılında
yapılmıştır. H.Hoca Köyü'nün Zivane Köprüsü mevkiindedir. Bölgenin
ahşap camilerinin en iyi örneklerinden birisidir. Yapı ahşap süsleme
bakımından çok zengindir. Kapı, mihrap, minber, mahfil ve tavan çok
çeşitli motif ve kompozisyonlarla süslenmiştir. Kapı kanatları ve yan
pervazlarında stilize hayat ağaçları yer almaktadır. En dışta hasır
örgülü panolar bulunmaktadır. Ahşap mihrap nişini, kıvrımdallı stilize
bir ağaç çevreler. Minberin yan aynalıkları, Şimşirli Camii gibi dikey
panolara bölünmüş olup, her pano içerisinde, dalları lalelerle
sonuçlanan ağaç motifleri yerleştirilmiştir.
Yücehisar Camii (Pazar)
Köyün
merkezinde yer alır. Bir medrese
ile
birlikte 1799 yılında Ayşe Hanım tarafından kargir olarak inşa
ettirilmiştir. Camiye kuzey taraftaki medreseden iki kapı ile gidilir.
Harim doğu batı yönünde uzanır. Giriş bölümü üzerinde mahfil kısmı
bulunur. Caminin kuzeybatıdaki ana giriş kapısının kanatları üzerinde
geometrik sekizgen geçmelerden oluşan bir süsleme vardır. Minber
aynalığı üzerinde birçok karakterli, merkezde büyük bir daireye
bağlanan S ve C kıvrımlarına yer verilmiştir. Mahfil korkuluklarının iç
yönünde geometrik ve bitkisel süslemeli bir bordür dolaşmaktadır.
Caminin ahşap süslemeleri Hemşin Bilenköy Camii ile yakın benzerlik
göstermektedir.
Seslikaya Süleyman Dede Türbesi
Ardeşen
Seslikaya
Köyündedir Yenilenen türbe
kare planlı ve betonarme bir kubbeye sahiptir. Bu türbe H.1262/M.1845
yılında yapılmıştır. Türbenin doğu yakınında taş duvarlı, dikdörtgen
planlı, beşik çatı bir türbe daha bulunmaktadır. Bu türbenin üzerindeki
H.1308/M.1890 tarihi okunmaktadır. Bu türbede Süleyman Dede'nin oğlu
yatmaktadır.
İmha ve
Tahrip Olan Eserlerimiz (3)
Yalı
Camii
Bütün eski
Rize
resimlerinden görülen kırma
çatılı, tek minareli, şehir merkezinde sahile yakın şadırvanlı bir
camiydi. Vakıflar tarafından satılmış ve yıkılmıştır.
Şeyh
Ali Semerkandi Hazretleri Türbesi
Şehir
meydanında Şeyh
Camii önünde bulunan gayet
büyük ve sağlam bir türbeydi. Rize’ye gelenlerin ziyaret ettiği bu
türbe Cumhuriyetin ilk yıllarında, çevresindeki kitabeli tarihî
mezarlarla birlikte yıkılıp düzlenmiştir.
Kadiri
Tekkesi
Şehir
meydanında Eski Hükümet Konağı ile eski Adliye binası arasında
bulunuyordu. İlk Rize valisi Hurşid Akkaya tarafından yıktırılıp
ortadan kaldırıldı.
Orta
Camideki Türbe ve Kabristan
Rize’nin
Çarşı mahallesindeki Orta cami önünde bulunan bu türbe ve tarihi
mezarlık da, meydan açma bahanesiyle yıkılıp yok edilmiştir. Bugünkü İl
Halk Kütüphanesi önünde bulunan kitabeli tarihî mezarlar da
kaldırılmıştır. Bu mezarların az bir kısmı, vereseleri tarafından
Veliköy’e nakledilmiş ve kurtarılmıştır.
Karadere
Medresesi
Kalkandere
ilçe
merkezinde 1869 yılında Gümüşhanevi hazretlerinin
halifelerinden Rize Kalkandereli Müderris Hüseyin efendi tarafından
inşa edilmiş iki katlı 36 odalı büyük bir eserdi. 1932
yılında nahiye müdürü tarafından, arsasına okul yapılacak bahanesiyle
yıktırılmıştır. Medrese
yanında bulunan Müderris Hüseyin efendinin kabri ile Osmanlı devrinde
nahiye müdürlüğü yapmış bir zat ve iki askerin kabirlerinin de yıkılıp
düzleneceği söylenince Cafer Güven’in (Ö.1985)
önderliğinde Hüseyin efendinin kabri ölümünden 44 sene sonra
Hüseyinhoca köyüne nakledilmiştir.
TAŞ KEMER KÖPRÜLER
Rize’nin,
deniz seviyesinden 2000 m. yüksekliğe ve 50 km’lik bir mesafeye ulaşan
topografyası, oldukça dik yamaçlar meydana getirmektedir. Bu durum
akarsuların denize hızlı bir akışla dökülerek derin vadiler açmalarına
neden olmuştur. Buna bağlı olarak dağlık arazide yaşayan yöre insanı,
sıkça karşısına çıkan akarsu vadilerini geçip konutlarına, yaylalarına
ve tarım alanlarına ulaşmak için köprüler inşa etmiştir. Bu bakımdan
Rize yöresinde taş kemer köprü mimarisi
oldukça gelişmiştir. Yöre ikliminin etkisiyle (sel) bu köprüler çabuk
yıpranmış ve sık sık onarım görmüşlerdir. Köprülerde herhangi bir
kitabeye rastlanmamakla beraber, genellikle Osmanlı döneminin son
zamanlarında yapıldıkları düşünülmektedir.
Köprülerin tümü,
akarsu yatağının iki yanında karşılıklı birer ayak üzerine yükselen
yuvarlak ya da hafif sivri kemerli bir yay formundadır. İlk çağlardan
itibaren farklı zaman ve mekanlarda farklı toplumlar tarafından
kullanılan bu formun, tercih edilmesindeki ana faktör kullanımından
doğan işlevidir. Köprülerin tümünün kemer biçiminde yapılmasının
temelinde yatan düşünce, köprünün fevkani yapısı ile sık sık sel suları
ile taşan akarsuların altında kalmamasını sağlamaktır. Ormanlık bir
bölge olmasına rağmen köprülerin, ahşap yerine taştan yapılmasının
nedeni; taşın, suya karşı ahşaba göre daha sağlam ve dayanıklı bir
malzeme olmasıdır.
Tümü dikdörtgen planlıdır ve bir çoğu tek ve yuvarlak kemerlidir.
Çamlıhemşin’de ki Kadıköy Köprüsü ve Yukarı Durak Köyü
Köprüsü çift kemerli köprülerdir. Ayrıca bugün sadece ayak kalıntıları
kalan, Behice Köyü’nde yer alan köprünün ayak kalıntılarından çift
gözlü olduğu tahmin edilmektedir. Köprülerin tek gözlü olmasının sebebi
genellikle dar vadilere kurulmasından kaynaklanır. Bazı köprüler basık
yada hafif sivridir. Köprü ayakları çift ya da tek yönde doğal kayalara
oturmaktadır. Tümünün korkulukları köprü yolunun iki kenarında tek sıra
kesme taş ile oluşturulmuştur.
Köprülerin hemen hemen hepsinde
kullanılan taş malzeme, düzgün kesme ve moloz taştır. Köprü kemerleri
düzgün kesme taşlardan, ayaklar ve diğer kısımlar, moloz taşlardan inşa
edilmiştir. Korkuluklar tek sıra taş olarak yapılmış olup, bazılarında
sonradan eklenen demir korkuluklar yer alır.
Yükseklikleri
vadinin derinliğine göre değişmektedir. 2-3 m. yükseklikte köprüler
bulunduğu gibi 15-20 m yükseklikte köprüler de vardır. En yüksek
köprülerden biri de Çamlıhemşim İlçesi’nde yer alan Şenyuva Köprüsüdür.
Bu köprü yaklaşık 20 m yüksekliktedir. Yine köprülerin uzunlukları da
kuruldukları vadilerin genişliklerine göre 20 m ile 45 m arasında
değişmektedir.
Kaynaklar
1)
T.C.
Kültür Bakanlığı Resmi Sitesi.
2)
Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti
3) Yakın Tarihimizde Rize’de Vakıf
Eserleri
Kıyımı, Mehmet Şevket Eygi,
MilliGazete, 03.11.2005, Aktaran:
İSHAK Güven Güvelioğlu,
iguvelioglu@mynet.com
4)
Rize İl
Kültür ve Turizm
Müdürlüğü