Nihat Mete





Nihat Mete Çaykur tarafından İyidere’de yaptırılan Çaysan Kutu Fabrikasının temel atma törenininde


Gazetecilere:

‘Benim söylediklerimi yazamazsınız.
Siz yine bildiğinizi yazın’’





Nihat Mete kimdir?

1937 yılında Rize-İyidere'de doğan Nihat Mete ; ilk öğrenimini o zaman nahiye olan İyidere'de tamamladı.

O gün işinde bulunduğu şartlarda Rize Merkeze gidip eğitimini sürdürme imkanı olmadığından askere gidene kadar kereste ticaretiyle uğraşan babasının yanında babasının işlerine yardım etmiştir.Askerlik dönüşü 1967’e kadar Çaykur'da çay ustalığı yapmış ve o dönem ilk 5.sınıf kadroyu almıştır.

Rize ve Türkiye’nin siyaset duayenlerinden biri olan Nihat Mete siyasete ilk defa,Rize’de DP’nin kurucularından olan babasının yanında başlamıştır.1961’de aktif siyasete başlayan Nihat Mete, 1968 de babasının vefatından sonra kendi deyimiyle kendini tamamen siyasete adamıştır.

1969 de İyidere Belediye Başkanı seçilmiştir.Dönemin en popüler belediye başkanlarından olan Nihat Mete ,Rize’de mahalle yollarını beton yapan ilk belediye başkanıdır.1973 yılı seçim döneminde ismi bir işe karıştığından tutklanır cezaevinde yatmaktadır. Cezaevinde olduğu halde aday gösterilir ve seçimde karşısında ki iki adaydan fazla oy alarak tekrar İyidere Belediye Başkanı seçilir..

1980 ihtilalinde dört yıllık bir aranın ardından 1984 de yeniden İyidere belediye başkanı seçilmiş ve 1991’e kadar bu görevini aralıksız sürdürmüştür.

1991 de Rize milletvekili adayı olmuş, ikinci sırada olmasına rağmen tercihli oyların çoğunu almış,bir sonraki seçimlerde yeniden aday olmuş fakat her iki seçimde de Rize milletvekili seçilememiştir.

İlk milletvekilliği seçimlerinin ardından Rize DYP il başkanı olmuş ve son nefesine kadar bu görevini sürdürmüştür. Bu görevinin yanı sıra Rize Kızılay il başkanlığı görevini de uzun yıllar sürdürmüştür. 12 Ağustos 2003 günü 00:20’de her kesimden insanın yardımına koşmayı amaç edinen, renkli kişiliği ve üslubuyla herkes tarafından sevilen Rize’nin ve Rizelilerin NİHAT amcası 66 yıllık hayatına veda etmiştir.



Hapiste Başkan seçildi

Saat 07.00, havalimanında kuyruklar ve itiş kakışlar derken, anlıyorsun ki bu sabah herkesin bir yerlere gidesi gelmiş.

Kalabalıklarla başetmiş mutlu çoğunlukla birlikte kafetarya bölümüne doğru ilerliyorum, niyetim gazete almak. Orada da kuyruk. Tam önümde bir masa; TOBB Başkan Vekili Halim Mete ve ailesi... Kütahya'ya gitmiyor Mete ailesi, biletleri Rize'ye
   
28 yıl Rize'de Belediye Başkanlığı yapmış Nihat Mete'nin cenazesine katılacaklar. Nihat Bey'i anlatıyorlar bana,

"Bugüne kadar oturduğu hiçbir koltuktan indirilmedi. Kendisini DP döneminde hapisteyken başkan seçtik."Siyasi amaçlı yansımalarda kamuoyunun seçimini göstermek açısından önemli bir not tabii... Mutlaka o dönemde Mete'ye de kimse "Sen DP'lisin diye kelepçe takmamıştı..."

Ne Bekliyor?

Eyüp Aşık (Çaykur'dan sorumlu devlet eski bakanı) bir Rize ziyaretinde çay alımyerlerini geziyormuş. Bu esnada alımyerinin kapısında kuyrukta çayını satmak için bekleyen yaşlı bir bayan müstahsil, Eyüp Aşık'ın yanına gelir ve bu kuyrukta bekleme sıkıntılarının ne zaman bitecegini sorar. Eyüp Aşık kadının gönlünü almaya çalışarak "Teyze, benim anam da aynı sıkıntıyı çekiyor, sabredersek inşallah bunları da aşacağız" der.

Bunun üzerine DYP Rize il başkanı olan Nihat Mete, Rize TV'de bir programa katılarak bahsettiğimiz bu olaya yorumlayarak etkili muhalefetini şu sözlerle ortaya koymuş:

"Ben bu bakanın anasını köyünden araştırdım. bana bir komşusu bu kadının toplam 500 kilo çay sattığını (Rize'de ortalama bir çaycı ürün rekoltesi 6-7 tondur), onu da kendisinin değil bir komşusunun çay alımyerine götürerek sattığını söyledi. şimdi ben burdan soruyorum. Bu bakanın anası çay alım yerinde ne bekliyor? Bunu da Rizelilerin takdirine bırakıyorum."


Kaynaklar
  
Karadeniz'in Kara Kutu'su

Akrabası yazar Ömer Lütfi Mete, Nihat Mete için kaleme aldığı köşe yazısına “Karadeniz'in Kara Kutu'su” başlığını atıyor ve “ Emice’yi ne güzel tanımlıyordu:

12 Eylül sonrası... Demirel Zincirbozan'dan çıkmış ama hala yasaklı... Otobüs dolusu kader arkadaşı ile katıldığı eski bir partilinin cenazesinden dönüş için hareket etmek üzere... Uğurlama sırasında Demirel, Kırat geleneğinin Rize burcu olan "Koca Reis"e soruyor.

"Benden bir isteğin var mı?"

"Koca Reis" lidere teşekkür ettikten sonra otobüstekilere şöyle bir bakıyor

"Tek isteğim var; inşallah bu otobüs yolda kaza yapar, sen hariç hepsinden kurtuluruz."

Onun halis Rize ağzıyla yaptığı sert, bol küfürlü ama sevimli şakalarına, bu şakaların altından gönderdiği oklara alışıklar, şamataya vuruyorlar. Bu elbette kaza temennisi değil, şakayla yumuşatılmış ağır bir eleştiri. Üstelik Demirel'e de sitem içerdiği açık. Lakin camianın bu dev cüsseli dokunulmaz adamına laf söylenmez. Çünkü her Kırat'çı, içlerinden ölesiye güveneceği tek adam seçmek zorunda kalsa tereddütsüz onu göstereceğini bilir.

Bu adam, önceki gün 66 yaşında kaybettiğimiz Nihat Mete; benim akrabam. Sekiz on kuşak önceki dedemiz aynı kişi... Ancak, onu yazmamın sebebi bu yakınlık değil. Asıl sebep, milli bir "kara kutu"yu, açılmaya ikna olduğu halde kayda geçirmeye fırsat bulamayışım.

Ben babaların babası

Karanlık dünyaların ünlüleriyle rahatça -hiçbirine temenna etmeden- oturup kalkardı. Rahattı, çünkü devletin de boğazına kadar o karanlığın içinde yüzdüğünü çok iyi görüyordu. Nitekim Ömer Lütfü Topal cinayetinden sonra televizyondan yöneltilen soruya cevap verirken "Ben renkli bir kişiyim, herkesi tanırım, herkes de beni tanır" yollu tepeden konuşuyor, hiçbir ahbaplığını inkar etmiyordu. "Sen de baba mısın?" diye sorulduğunda ise "ben babaların babasıyım" diyordu.

Özgüveninin temelinde, tamahsızlığı ve servet edinmeye karşı mutlak tenezzülsüzlüğü yatıyordu. Hem de, hortum sürecinden dolar milyarderi olarak çıkabilecekken!

Yakası açılmadık küfürler icat eden, deyiş üreten biriydi.

Yıllar önce bir sözünü yazı konusu yapmıştım

"Fakirin kahpeliğine puştluk, ağanınkine plan denir."

Belki sadece kişiler için söylediği bu söz aslında küresel fırıldağın tanımı!



Hükümetin  cezaevi operasyonlarında hatalı olduğu konusunda:

"Bu hükümetin dünyada eşi ve benzeri yoktur.

Bu hükümet, mahkum olmuş ve dört duvar arasından kaçması dahi mümkün olmayan kişilere 'teslim ol' çağrısı yaparak, acizliğini bir kez daha göstermiştir. Hangi devlet, dört duvar arasındaki sanığa "teslim ol" çağrısı yapar" dedi.


Eceviti Eleştirerek:

"Ecevit halkı unutmuş. İşçi perişan; köylü aç; memur sefil. Bütün bu olumsuzluklara karşın, halktan ve gelişmişlikten bahsediyor. Halkçılık nutukları atıyor. Artık kimseyi kandıramazlar"

Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz'ın Rize'ye bile hizmet vermediğini hatırlatarak:

"Uğruna koçlar kurban ettiğimiz 'nadide' evladımız Başbakan Yardımcımız Mesut Yılmaz, bugüne kadar Rize için 'şunu yaptım diyebilir mi?' Yılmaz bir tek şey yapmıştır o da daha önce açılışı yapılmış olan yerleri, Rize'ye gelerek yeniden açmıştır.

Bunlar utanmasını bilse; değil Rize'ye, 'R' harfinin olduğu hiçbir ilçeye dahi gitmezler. Bunlarda utanacak yüz yok ki Rize'ye geliyorlar" dedi.



Çay ve çay üreticisinin içine düştüğü durum konusunda:

“Çayı ve Çaykur’u batıranlar utanmadan sokaklarda dolaşıyorlar.

Bunun hesabı sorulacak. Kendimi bu işe adadım. Çayın dedesi Demokrat Parti’li, babası Adalet Parti’li, torunu DYP’lidir”

Nihat Ağa Milletvekili Olacaktı

“Geçmişte rahmetli Nihat Mete döneminde 7 bin kişi aldı ÇAYKUR. Ama seçimde Nihat bey 4 bin oy aldı  ve bu sosyolojik olaydır. İşe aldıkları ile yakınları oy verseydi Nihat Ağa milletvekili olacaktı.”