Rize de Kocakarı İlaçları Tedavileri ve Duaları
İLAÇLAR

Hastalıkların günümüz imkanlarıyla çözümlenemediği zamanlarda, halk hekimleri ve kocakarı ilaçlarıyla deva olunmaya çalışılırdı. Geçmiş kültürlerden gelmekte olan bu tedavileri bu işlere uzmanlaşmış kendilerini kabul ettirmiş kişilerce yapılırdı. Hatta gerektiği anda cerrahi müdahaleye kadar gidebilenlerde çıkardı. Biyolojik ve doğal yöntemler uygulandığı gibi boş inanış ve büyü yolunada gidildiği olurdu. Bazı tedavi yöntemleri bazı köylerde seyrekde olsa tedavi ettirile gelmektedir.

Şimdi gelelim ilaç ve tedavilere:

Arı Sokmalarında

Bölgeye soğuk cisimler değdirilirdi.

Bademcik ve Boğaz Ağrılarında

1) Karamış yaprağı ısıtılır va sarılırdı.
2) Yörede havaciya denilen bir bitki tereyağı ile ısıtılıp içilirdi.

Bağırsak Kurtlarında

Hastaya çiğ kabak çiviti yedirilirdi.

Baş Ağrılarında

 İki yol vardı. 1) Bir bezle sıkılırdı. 2) Sirke sürülürdü.

Baş Yarılmalarında

Şeker konurdu.

Çuban (Çıban)

Dört yol vardı.
1) Çıbanı temizlemek için soğan ve maydonozun kavrulmasından elde edilen bir karışım sürülürdü.
2) Ateşte pişirilmiş soğan sürülürdü.
3) Reçine sürülürdü.
4) Sülük oturtulurdu.

Dil Doğurduğunda

Batıl bir tedavi yöntemi uygulanırdı. "Dili doğuran", anasına, "Ana dilim doğurdu" dediğinde, anası da, " Tukur da at oni" diyerek karşılık verdiğinde, dili doğuranda "Tu" diye tükürdüğünde ve bunu üç defada tekrarlarsa dili iyileşir.

Göbek Düşmelerinde

Üç yol vardı.
1) Kupa vurulurdu.
2) Karın açık sırt üstü yatılırken hastanın göbek çukuru, küçük parmakla uygulanan basınçla döndürülürdü.
3) Su dolu bardağa konan bir iğneyle batıl bir uygulama yapılırdı.

Göbek Kordonu (Çıpa) Kesiminde

İki yol vardı.
1) Güveli tahta tozu kullanılırdı.
2) Kapı eşiği altında bulunan kuru toprak konulurdu.

İltihaplı Yaralarda

İki yol vardı.
1) Yörede damar yaprağı denen bir tür bitki sarılırdı.
2) Reçine sürülürdü.

İnek Zehirlenmelerinde

 Üç yol vardı.
1) Sarmısaklı yoğurt içirilirdi.
2) Sirke içirilirdi.
3) Kulağı kertilir kan akıtılırdı.

Kabakulaklarda

Kara kabak pişirilip bölgeye sarılırdı.

Karın Ağrılarında

Dört yol vardı.
1) Baldan veya şekerden yapılan şerbet içirilirdi.
2) Karın ısıtılırdı
3) Isıtılmış tuğla ayakların altına konulurdu.
4) Karın üstü yatılırdı.

Koça (Siğil)

İki yol vardı.
1) Siğilin köküne sokulan iğnenin dibi ısıtılırdı. Böylece ısıtılan iğnenin ucuyla dağlanırdı.
2) Bir iplik ile batıl bir uygulama yapılırdı.

Kesiklere

Tütün ve Kartuli bastırılırdı.

Kötek (Darbe) ve Ağrılarda

1) Tartılmamış et sarılırdı.
2) Mısır ununun yağla kavrulup, tuz eklenmesiyle yağlı hamur denilen bir karışım hazırlanır ve sıcak iken bir lahana yaprağına konarak sarılırdı.
3) Zeytin, zeytinyağı, soğan ve tuzdan yapılan bir karışım sarılırdı.

Kulak Ağrılarında

Beş yol vardı.
1) Çocuk emziren kadının sütünden kulağa damlatılırdı.
2) Közde pişirilmiş sarmusak konulurdu.
3) Pırasa suyu damlatılırdı.
4) Yağlı hamur sarılırdı.
5) Kiremit ısıtılıp sarılırdı.

Küflü Minci

Sivrisinek, tatarcık ya da başka bir böcek ısırmasında küflü minci penisilin gibi kullanılır, yaranın üstüne konulup yara tedavi edilirdi.

Uçuklarda

Ucu yana odun veya ucu kızarılmış bir bıçakla batıl bir yöntem uygulanırdı.

Vücutta Şişlerde

Toplanan kırk bir çeşit ot pişirilir ve sarılırdı.

Yanıklarda

Üç yol vardı.
1) Tükürülürdü.
2) Bal, zeytinyağı ve eritilmiş mumdan yapılan bir karışım sürülürdü.

Petekten alınan balmumu, halis zeytinyağı, havecıva (bir ot) bir kaba doldurularak ateşte eritilip, macun şekline sokulduktan sonra lahana ya da pazı yaprağına serilirdi. Yanığın üzerine yerleştirilirdi. Bir süre sonra yarada kabuk oluşurdu. Kabuk soyulunca yeni deri tabakası meydana çıkar yara iyileşirdi.

3) Zeytinyağı ile kireçten veya kirecin suyundan yapılan bir karışım sürülürdü.

Zehirlenmelerde

Sarmısaklı yoğurt içirilirdi.



DUALAR


Boğaz Ağrısı Okuması

Ele hurma, Çivit yani, mizakoli, atiçi katiçi, filingur filingur, iç çami

Göze Hal Geldimi Duası

Elistane, kepistane, tora, fora, tepistane, sandukhane, haknedurusu kokuç

Karın Ağrısı  Duası

Karnım karnım, içine yılan yavrusu, aldım eğri tahrayı, gittim eğri meşeye, ettum eğri sepeti, eğri sepet su  tutmaz, fatmanın karnı ağırmaz, karnı ağırmaz, uğruç uğruç

Nazar Duası

Elemtere fiş, fiş, koltık altı sokulmuş. Her kim göz etmişse gözüne bir şiş

Romatizma Hastalığı

İpliği yedi kat yapıp bir düğüm atarken üç Kulhuvellahu okunur, bu işlem yedi düğüme kadar tekrarlanır. İnanılarak yapılırsa romatizmal hastalıklara iyi geldiği söylenir.

Temru İçin Dua

Yüzde ve elde bulunan temrular için, şifa Allah'dan beklenerek, bir kopya kalemi  aşağıdaki  dua her okunuşta az bir miktar işaretlenmek üzere 7 defa okunurdu. Okunuş tamamlandığında temru'nun etrafı dönülmüş olurdu. Eğer elde bir çok temru varsa her biri için ayrı ayrı yapılırdı. Eldeki boya yıkanmamak şartıyle kendiliğinden silindiğinde temrular giderdi. Bu arada bu duayı okuyan gayet yumuşak bir ruh halinde olmalı, hastaya temrularından kurtulacağını artık, onları düşünmemesini söyler. Bir de öğüt verir. Bu temruların bir daha oluşmaması için, gökyüzüne bakıp, bir daha yıldızları saymaması tembih edilirdi. Em ebremû emran fe innâ mübrimûn

Yılan Bağlama Duası

Bu dua okununca yılan hareket edemez. Yılan yılan afiye, yılan gider kafiye, kerpetilen kel dişi , bağladım yılan dişi

Yürümeyen Çocuğun Tedavisi

Çocuğun annesi yürüyemiyen çocuğunu, bir de anne siftahı olan birini (annesinin ilk çocuğu olan biri) yanına alıp, cuma ezanı okunan bir yere gelir. Hoca ezanı okumaya başlayınca anne siftahı olan kişi euzu besmele çekerek çocuğu yukarı atar ve derki "Efendi minareye, Allah derman eyleye, bir daha cumaya kadar benim oğlum yürüye" bu sözler ezan bitene kadar devam eder ve çocuğun bir daha ki cumaya kadar yürüyeceğine inanılır.


Kaynaklar

1) Her YönüyleGüneysu RİZE, Hakan Şeker TAVUKÇUOĞLU,1996
2) Rize Kültür Derlemeleri, Rize Halk Eğitim Müdürlüğü Yayınları, 1999
3) Rize-Çayeli Halk Kültürü Araştırmaları, Süleyman Kazmaz, 2003