Kemence
Farsça
kökenli bileşik bir kelimedir. Aynı dildeki "keman" küçültme eki olan
"çe" kelimesinin bir araya gelmesi ile oluşmuş olup "yayla çalınan
küçük saz" anlamını taşır. Kemençe kelimesi
bugün Türkiye dışında İran, Ermenistan, Yunanistan, Gürcistan,
Azerbaycan gibi pek çok ülkede kullanılmaktadır.
Karadeniz
kemençesi
Doğu Karadeniz Bölgesi dışında
Yunanistan ve diğer ülkelere göç etmiş olan Karadeniz kökenli mübadil
Rumlar tarafından da halen yaşatılmaktadır. Ayrıca Trabzon ve
çevresinden göç eden Ermenilerinde bu sazı kullandıkları bilinmektedir.
Kemence
çalınırken,
sol elle sapından havada tutulur: aynı elin parmaklarıyla tellere
basılarak
istenen sesler bulunur. Bir tel üstünde melodi çalınırken yay bu telin
yanındaki telke de sürülür.
|
Kemencemun
ustine
Yay işlesun işlesun
O kirmizi yanaktan
Kemenceci dişlesun
Kemencemun ustine
Ufak ufak seytalar
Kizlar oldu yalanci
Ne yapalum uşaklar
O kemencem kemencem
Ne kerib bağururusun
Sen da benden kaybana
Kizlari çağurursun
Kemencemun teline
Vur beline beline
Olsam supurke sapi
Tutsam kizlar eline
Kemencemun bedeni
Boyamadur boyama
Gunduz gormesam seni
Gorum seni ruyama
|
Rize
kemencesinin
boyu 50-60 cm dir. Baş, boyun ve gövde kısımlarından
oluşur.
Baş: 9
cm. En üst bölümdür. Bir kalp şeklini andırır. Üzerinde üç teli akort
edecek
burgular vardır. Burgulara halk dilinde kulak denilir. Tellerin
geçtiği yerede tel yeri denir.
Boyun-Sap
: Çevresi 9-10 cm'dir. Üst kısmında el yeri vardır.
Gövde-
Tekne : Üst sapla birleştiği yerde genişlik 5-6 cmdir, alt kısma
doğru
genişler. En geniş yer 8 cm olur.Teknenin yan taraflarında ikişerden
dört
delik olup sesin çıkmasını temin eder. Teller kapak
denilen
kısmın
üzerinden geçer. Tellerin üzerinden geçtiği deliklere kaşlar denir.
İki kaş arasında tellerin düzgün biçimde durmasını sağlayan eşek
adlı bir parça vardır.
Teller
: Kemençede üç tel bulunur. Zil, sağır ve bağırsaktan
yapılan bom.
Kurbağa
: Tellerin sicimle bağlandığı bölüme kurbağa veya akrep
denir.
Yay
/
Sayta
: Kalemden biraz kalınca yuvarlak yahut dört köşe olup kemence
tellerine
sürülerek ses çıkmasını sağlar. Uç kısımlarına hayvan kılları istenilen
sayıda bağlanır. Genellikle iyi ses çıkarması için reçine sürülür.
Yapımı: Kurutulmuş
erik veya dut ağacından yapılır. Yapılacak büyüklükteki ağaç
kesilip
pizma haline getirilir. Dış kasnağın şekli çizildikten sonra oyulur.
Etraf
şekillendikten sonra iç kısımlar özel aletlerle oyulur.Çevre kalınlığı
0.5 cm'dir. En son rotuştan sonra zımpara çekilir. Kapak tahtası çamdan
hazırlanır. İyice inceltildikten sonra köprü yeri işaretlenir.
Her
iki yanına 1, 1,5 cm ara ile ince delikler açılarak orta kısmına yakın
ince bir direk yerleştirilir. Üzerine kapak
konarak
yapıştırılır
Etrafı cilalanır. Tel
bağlama yeri, köprü, ve germe
tıpaları konarak
üç tel takılır. akortu yapılarak hazır hale getirilir.
|
Kafkasya'dan
Türkiye'ye geldiği söylenir. Tulumla oynanan oyunlar daha ziyade Hemşin
yöresinde gelişmiştir. 20 veya daha fazla oynanan oyunlarda oyunu idare
eden bir kişi vardır. Tuluma
bazı
yörelerimizde Gada denilmektedir. Genellikle yol havalarında ve
düğünlerde
çalınan bu yöresel alet şimdilerde artık çoşkulu şenliklerin tümünde
çalınmaktadır.
Yapımı
Keçi
yavrusunun
derisinden yapılır. Oğlak derisi bütün olarak çıkarıldıktan sonra hasır
denilen ilaçlama ve kurutma işlemlerine tabi tutularak, delik kısımları
tıpalanıp bağlanır.Çalgı kısmına nav adı verilir. "L"
biçiminde
şimşir veya dut ağacından içi oyularak hazırlanır. İçine ses getirecek
kamış dalından hazırlanmış eşit sesli, iki adet düdük yerleştirilir.
Nav'ın
karşılıklı beşer deliği mevcuttur. Tuluma doldurulan hava
sıkıştırılarak
nav kısmından dışarı çıkması sağlanır.
Navın
içine
yerleştirilen zurna 7-8 cm. uzunluğundave eşit sesli olarak iki tane
olur.
Zurna kamışın ince kısmından hazırlanır. İyice kurumuş kamıştan
kesilerek
bir ucu kapatılır. Hemen altından başlayarak kapak olacak şekilde 2-3
cm
kesilir. Kapak kısmı inceltilerek üflenince titreyecek hale getirilir.
Sesleri eşit yaptıktan sonra beraberce nav'a takılır. Balmumu ile hava
almayacak şekilde kapatılır. Üflenince hava sadece açılan kapağın
altından
geçer. Bu esnada kapak titreşir ve uyumlu ses meydana gelir.
Tulum
Ezgileri
Polatın Rizesi, Abtinin
Rizesi,
Çinçiva Rizesi, Sık Rize,
Eski Çano, Yeni Çano,
Seydioğlu, Tumasoğlu,
Apso, Çarişka,
Anzer, Paakçur,
Amlakit, Samistal,
Yali, Dumli, Anço,
Mamudoğlu, Kotuna,
Xhant, Hemşin,
Yüksek Hemşin,
Memedina, Bakoz,
Kaçkar, Xhevek,
Kêmêr, Çift Ayak,
Papilat, Dereci
|