Ramazan da Nasıl Yemeliyiz? | |
Toplumsal hayatımızda önemli bir yer teşkil eden Ramazan ayında dini bir vecibeyi yerine getirmek için oruç tutulmakta ve bununla birlikte bireylerin günlük yaşantılarında önemli değişiklikler olmaktadır. Ramazan ayında yapılan en önemli beslenme değişiklikleri arasında oruç tutan kişilerin günlük beslenme şekli ve öğün sayısını değiştirip üç ana öğün olan günlük beslenme düzeninin iki öğüne indirilmesi ve özellikle hamur işleri, tatlılar, kırmızı et, ekmek, pilav ve makarna tüketiminin artması yer almaktadır. Oysa oruç tutarken sağlıklı ve çeşitli besin seçenekleri ile yeterli ve dengeli beslenmenin sağlanması esas olmalıdır. Ramazan ayında bireylerin yaş, cinsiyet ve fiziksel aktivitelerine göre günlük almaları gereken enerji, protein, karbonhidrat, yağ, vitamin ve mineral oranlarının değişmediği ve bu süre zarfında da sağlığın korunması açısından yeterli ve dengeli beslenmenin gerekli olduğu unutulmamalıdır. Yeterli ve dengeli beslenmenin ramazan ayında da sürdürülebilmesi için günün oruç tutulmayan bölümünde en az üç öğünü tamamlamak ve sahur öğününü atlamamak gerekir. Sahurda sadece su içerek niyetlenmenin veya gece yatmadan önce yemek yemenin zararlı olduğu unutulmamalıdır. Çünkü bu beslenme tarzı yaklaşık 12 saat olan açlığı, ortalama 18 saate çıkarmaktadır. Bu da açlık kan şekerinin daha erken saatlerde düşmesine ve buna bağlı olarak günün daha verimsiz geçmesine neden olmaktadır. Bu durumun aksine eğer sahur öğünü, ağır yemeklerden oluşursa gece metabolizma hızı düştüğü için yemeklerin yağa dönüşme hızı ve kilo alma riski artmaktadır. Bu nedenle sahura mutlaka kalkılmalı ve bu öğünde süt, yoğurt, peynir gibi besinlerden oluşan bir kahvaltı yapılmalı ya da çorba, sebze ve kurubaklagil yemeklerinden oluşan bir öğün tercih edilmelidir. Ramazan’ın yemek kültürü açısından en bilinen özelliği iftar sofralarındaki çeşitlilik ve bolluktur. İftar sofralarında bir insana yetecek yemeğin 2-3 kat fazlası bulunabilmektedir. Kan şekeri çok düşük olduğundan kısa sürede çok miktarda besin tüketme isteği doğmaktadır. Yapılan en büyük hatalardan birisi de çok hızlı bir şekilde, çok yüksek miktarda besin tüketmektir. Beyin doyma emrini yemekten 15-20 dakika sonra verir. Çok hızlı yemek yendiğinde bu süre zarfında yüksek miktarda, enerjisi yüksek besinler yenilebilir ve bu durum ilerleyen günlerde kilo alımına da zemin hazırlar. Ramazan ayında en
sık karşılaşılan sorunlardan
biri de mide içinde bulunan yemek ve asitin
yemek borusu içine
doğru geri kaçması olarak tanımlanan reflüdür. Tüm bu rahatsızlıkların
ortaya
çıkmaması için sağlıklı beslenme önerileri çerçevesinde hareket
edilmesi gerekmektedir. Oruç tutmanın
sağlıklı insanların metabolik
dengesinde çok önemli değişiklikler yapmadığı, ancak bazı hastalıklarda
(şeker
hastalığı, karaciğer yetmezliği vb.) veya özel durumlarda (hamilelik ve
emziklilik) olumsuz sonuçlar doğurabileceği göz ardı edilmemelidir.
Kronik
hastalığı olan kişilerin ilgili uzman hekime danışmadan oruç
tutmamaları
önemlidir.
Kaynak:
Ramazan Ayında Sağlıklı Beslenme Önerileri, TEMEL
SAĞLIK HİZMETLERİ GENEL
MÜDÜRLÜĞÜ BASIN AÇIKLAMASI, 12.09.2007
Sahurda çay içenler dikkat!
Erciyes Üniversitesi Tıp
Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Abdurrahman
Oğuzhan, çayın idrar söktürücü etkisi olduğunu belirterek,
Oğuzhan, yaptığı
açıklamada, ramazan ayında iftar sonrası istenildiği kadar çay
içilebileceğini ancak, sahurda bunu sınırlamak gerektiğini belirtti.
Birçok ailede
yaygın olarak iftarda ve sahurda yemekle birlikte çay tüketildiğini
ifade eden Oğuzhan, şunları anlattı:
''Çayın idrar söktürücü
etkisi var.
<> <>Bunun yanında iftar ya
da
sahurda
da yemekle birlikte çay içilmemeli. Yemekle birlikte çay içilmesi hem
yetişkinlerde hem de çocuklarda demir emilimini etkileyebiliyor. Demir,
kan yapımında önemli bir mineraldir. Bu nedenle çayın da iftarda
yemekle birlikte değil, en az yemekten 45 dakika sonra içilmesini
tavsiye ediyoruz.''
<> <> İftar ve sahur arasında da bol
sıvı
tüketilmesi gerektiğini vurgulayan Oğuzhan, yağ içeriği az olan ayran,
su, kalp ve tansiyon rahatsızlığı yoksa maden suyu, az şekerli
komposto, hoşaf tüketilebileceğini, hazır meyve suları yerine de taze
sıkılmış meyve sularının tercih edilmesi gerektiğini kaydetti.
BÖREK DEĞİL YUMURTA
TUTUYOR
İftarda orucun bir
bardak su ile açılmasını, ardından çorba ve salata yenilmesini öneren
Oğuzhan, şöyle devam etti:
"10-15 dakikalık aranın
ardından da ana yemeklere geçilmesinde fayda var. Tabi 16-17 saat açlık
ve susuzluk söz konusu. Bu nedenle mutlaka sahura kalkılmalı. Sahurda
da hamur işlerinin tok tutacağına inanılıyor ancak bu yanlış. Aşırı
karbonhidratla beslendiğimizde, ilk etapta bir doygunluk hissi oluyor
ama sonrasında çabuk bir acıkma meydana geliyor. Tabi pasta, börek
yiyelim ama yanında proteinde alalım. Bizi tok tutacak olan proteindir.
Yiyeceğimiz unlu mamülleri yoğurt, az yağlı süt, ölçülü miktarda
yumurta ile kombine edelim" diye konuştu.
İFTAR VAKTİNİ
ELİNDE SİGARA VE ÇAKMAKLA BEKLEYENLER VAR
Prof. Dr. Oğuzhan,
sigara içmenin sadece kalp hastalığının değil, birçok kanser türünün
önlenebilir bir nedeni olduğunu belirtti.
Oğuzhan, birçok
sigara tiryakisinin iftar vaktini elinde sigara ve çakmakla beklediğine
dikkati çekerek, şunları kaydetti:
''Bu son derece riskli. Adeta bir
bombanın fitilinin ateşlenmesi gibi bir şey. Çünkü, metabolizma hassas,
açlık durumu söz konusu, dengeler değişmiş, vücut adeta patlamaya hazır
bir bomba gibi. Siz de bu bombanın fitilini ateşliyorsunuz. Bu ani kalp
krizlerine neden olabilir. Dolayısıyla tiryakilere sigarayı mutlaka
bırakmalarını öneriyoruz ama bırakamıyorlarsa da oruçlarını sigarayla
açmasınlar.''
AA, Rota Haber, 19 Temmuz 2012 * TRT1
ekranlarında
yayınlanan Ramazan Sevinci programının konuğu Kalp ve Damar Cerrahı
Dr.Halit Yerebakan'dı. Yerebakan, Ramazan'ın en çok sorulan sorusuna
açıklık getirdi.
"Çay suyun
yerini tutar" diyen Yerebakan sözlerini şöyle sürdürdü;
"Bu konuda bilgi kirliliği
de çok
fazla, herkes bir şey söylüyor ama literatür tarayan yok. Çayın
içerisindeki bir madde idrar söktürücü özelliğe sahip ve diyorlarki siz
çay içerseniz vücudunuzun daha çok su kaybetmesine sebep olursunuz.Ben
de diyorum ki böyle bir şey mümkün değil"
Siz ne kadarlık bir çaydan bahsediyorsunuz. Bununla ilgili bir literatür araştırması yaptım. Kuzey ülkelerinden olmasına rağmen Norveç’te bir araştırma yapmışlar. Araştırmaya göre 1-2 saat içerisinde 14 bardak çay içmeniz gerekiyor ki çay idrar söktürücü hale gelsin ve vücudunuzdan su kaybetme yeteneğine sahip olsun. En Son Haber, 30 Haziran 2014 |