İslamiyet
kötüleme ve yas tutma dini değildir. Yas
tutmanın caiz olduğunu gösteren hiçbir âyet ve hadis
yoktur. Aksine
yasaklandığı bildirildi. 10 Muharremde kendilerine eziyet etmek
haramdır. Yas
tutmanın Müslümanlıkla hiç ilgisi yoktur. Dinimizde,
yas tutmak günah
olduğundan, vefat eden veya şehid olan mübarek zatların hiç
birisi için matem tutmak
caiz olmaz.
Ancak, ölü için sessiz ağlamak caizdir. Zira
(Müminin ölümüne gökler ağlar)
buyuruldu. (1)
Ölü için yüksek sesle ağlamak, matem tutmak,
siyah elbise giymek, siyah
perdeler ve rozetler, işaretler asmak, matem işaretleri, resmini
taşımak caiz
değildir. (2)
Cenazeye ve cenaze çıkan yere siyah örtmek ve siyah
giyinmek caiz değildir. (3)
Ebu Seleme’nin kızı Hazret-i Zeynep anlatır:
Resulullahın
zevcesi Ümmi Habibe validemizin babası ölünce başsağlığı
dilemek
için yanına gittiğim zaman dedi ki:
"Resulullahın,
(Allah’a
ve ahiret gününe inanan bir kadının, ölen
yakını için üç günden fazla yas tutması helal
değildir)
dediğini duydum." Cahş kızı Zeyneb’in kardeşi şehid olunca, o da aynı
şeyleri söyledi. (4)
Dinimiz, nimetlere şükretmeyi, musibetlere de sabır ve susmayı
emrediyor. Çocuk
olunca, akika kesmeyi bildiriyor. Ölünce, hayvan kesmeyi veya
başka bir şey
yapmayı emretmiyor. Bağırıp çağırmayı, yas tutmayı yasak ediyor. (5)
Dinimize göre, hem sevinç, hem de üzüntü
bulunan bir günün yıl dönümlerinde,
üzülmeyip, sevinmek, o gündeki sevinçli şeyleri
hatırlayıp, üzüntülü şeyleri
düşünmemek gerekir. Çünkü İslamiyet’te yas
tutmak yoktur. Bütün hadis
kitapları, Peygamber efendimizin ölü için yüksek
sesle ağlamanın ölüye sıkıntı
vereceğini bildirmektedir. Bu hadis-i şeriflerden bazıları
şöyledir:
Ölüyü
överek
ağlamak cahiliyet âdetidir. (4)
Ölü,
yakınlarının kendisine bağırarak ağlamasından sıkılır. (4)
Yas
tutan,
ölmeden tevbe etmezse, kıyamette şiddetli azap görür. (6)
Ölü
için yas
tutmak insanı küfre sürükler. (4)
Ölü
için
ağlayana da, onu dinleyene de lanet olsun. (7)
Üzülünce,
elbisesini yırtan ve bağırıp çağıran bizden değildir. (4)
Matem yapmak, bağırıp çağırmak, ilk olarak Muhtar-ı Sekafi
tarafından ortaya
çıkarıldı. Bu bid'at, zamanla bir ibadetmiş gibi yayıldı.
Halbuki Muhtar-ı
Sekafi, bunu Kufe halkını aldatıp, onları Emevilerle harbe
sürüklemek, böylece
hükümeti ele geçirmek için bir hile olarak
yapmıştı.
Peygamberlerden Hazret-i Zekeriya ile Hazret-i Yahya’yı keserek şehid
etmişlerdi. İlk İslam şehidi Hazret-i Yaser ve hanımı Sümeyye
hatun idi.
Resulullah efendimizin sevgili amcası Hazret-i Hamza da feci şekilde
şehid
olmuştu. Peygamber efendimiz, şehid olan Peygamberlerin, Hazret-i Yaser
ile
hanımının ve Hazret-i Hamza’nın şehid edildiği günün
yıldönümlerinde matem
tutmadı. Matem tutmayı yasakladı.
Matem yasak olmasaydı, herkesten önce Yahudi kadının bir yıl kadar
önce yediği
zehirli yemeğinin neticesinde vefat eden Peygamber efendimizin
ölümü için matem
tutulurdu. Hazret-i Hamza gibi; Hazret-i Ömer, Hazret-i Osman,
Hazret-i Ali de,
Hazret-i Hasan da zehir verilerek şehid edildi. Milyonlarca
Müslümanın mezhep
imamı olan imam-ı a’zam hazretleri de şehid edildi. Resulullah
efendimizin
emrine uyularak bu büyük zatlar için de yas tutulmadı.
Yas tutmamak o büyük
zatları sevmemek anlamına gelmez. Babası gibi Hazret-i Hüseyin
gibi yüce bir
imamın şehid edilmesi de, bütün Müslümanlar
için büyük üzüntüdür. Ama yas
tutmak, ölüm yıldönümlerinde dövünmek
asla caiz değildir.
Mehmet
Ali Demirbaş
1)
Şerh-us-sudûr
2)
Saadeti Ebediyye
3)
Hazânet-ür-rivâyât
4) Buhari
5) Es-Siret-üş-Şamiyye
6) Müslim
7) Ebu
Davud
|