Tadili Erkan |
|
Tadil-i Erkan; rükûnları
düzgün
yapmak
anlamına gelir. Namazla ilgili bir terim olarak Tadil-i Erkan;
rükûnların
hakkını vermek, itminan halinde bulunmak, hareketten sonra durmak yahut
kalkması eğilmesinden ayrılacak şekilde iki hareket arasında sükunet
bulmaktır.
Namazda
Tadil-i Erkan; rükûda, rükûdan
doğrulmada, secdede iki secde arasındaki oturuşta söz
konusu olur. Mesela
rükûdan kıyam doğrulurken vücut dimdik bir hale gelmeli ve sükunet
bulmalı, en
az bir kere "Sübhânallahi'l azîm" (Yüce olan Allah'ı her türlü
eksiklikten tenzih ederim) diyecek kadar ayakta durup sonra secdeye
varmalıdır.
Her
iki secde arasında bu şekilde bir
tespih miktarı durmalıdır.
Nitekim
Hadîs-i Şerîfte;
"Sizden
biri, rükû ve secdelerde belini
(tam olarak) doğrultmadıkça namazı yeterli olmaz" buyurudur (1)
Diğer
bir
Hadîs-i Şerîfte de rükû ve
secdelerin tadil-i erkana uygun olarak yapılması emredilmekte ve şöyle
buyurulmaktadır:
"Rükû
ve
secdeleri yerine getirin,
Allah'a yemin olsun, siz secde ve rükû ettikçe ben arkamda olanları da
görüyorum" (2).
Tadil-i
Erkan İmam-ı Azam ve İmam-ı Muhammed'e
göre vaciptir. Bu iki ayrı görüşten birincisine göre, tadil-i
erkan
yapılmaksızın kılınan bir namazı yeniden kılmak (iade etmek) gerekir.
İkinci
görüşe göre ise, Bu durumda yalnız sehiv secdesi etmek yeterlidir.
Fakat
böyle
bir namazı yeniden kılmak daha uygundur. Böylece insanlar itilaftan
kurtulmuş
olur.
Namazdan
manevi feyiz ve zevk almak
isteyenler, namazda tadil-i erkana riayet ederler, acele
etmekten
sakınırlar.
Acele etmeyi saygıya ve edebe aykırı görürler.
Ebu
Hüreyre -radıyallahü anh- 'den rivayet
edildiğine göre;
Bir
adam
mescide gelip rükû ve secdelerinde
tadil-i erkana riayet etmeden bir namaz kıldı. Nebi -sallallahü aleyhi
ve
sellem- de onu gözetliyordu. Adam namazını bitirip geldi, selam verdi
ve
Rasulullah -sallallahü aleyhi ve sellem- :
-Git
tekrar kıl, çünkü sen namaz
kılmadın,buyurdu.
Adam
gidip tekrar kıldı. Rasulullah
-sallallahu aleyhi ve sellem- tadil-i erkana riayet edinceye kadar, onu
üç defa
geri çevirdi.
Rasulullah
-sallallahu aleyhi ve sellem- , bu
adama sonunda şöyle demiştir:
-Namazı
kalktığın zaman, güzelce abdest
al, sonra kıbleye ve tekbir al, sonra Kur'an'dan bildiğin sonra
kolayına gelen
bir yeri oku, sonra rükû et ve organların yatışıncaya kadar rükûda kal,
sonra
başını kaldırarak iyice doğrul! sonra secdeye git ve organların
yatışıncaya
kadar secde halinde kal, sonra başını kaldır ve organların yatışıncaya
kadar
otur! sonra tekrar secdeye git ve organların yatışıncaya kadar secde
hakinde
kal, sonra bütün namazlarda aynen yap. (3)
Tirmizi'nin
rivayetinde şu ifade vardır:
"Bunu
yaptığın zaman, namazın tamam olur;
eğer bunlardan noksan yaparsan, namazını da noksan yapmış olursun. " (4)
Bir
gün
Peygamber -sallallahu aleyhi ve
sellem- Efendimizin yanında hırsızlıktan söz edildi,
Efendimiz
sordu;
-
Hırsızlığın
hangi çeşidi daha çirkindir?
Sahabeler:
-Allah
ve Resulü daha iyi bilir, diye cevap verdiler.
Bunun üzerine İki Cihan Güneşi Efendimiz şöyle
buyurdu:
-Hırsızların
en kötüsü namazdan çalandır. Yani rükûunu, secdesini,
hûşu
ve kıraatini tam yapmayarak çalandır.
-Bu
hırsızın eli kesilir mi? dediler.
Efendimizin
-sallallahu aleyhi ve sellem- de:
-Bilakis
kesilir, buyurdular,
orada hazır bulunanlar güldüler. (5)
Hazret-i
Peygamber -sallallahu aleyhi ve
sellem-, namaz kılan fakat kıyam rükû ve celsesinin ahkamını yerine
getirmeyen
birini gördüğünde şöyle buyurmuştu:
-Eğer
bu
hal üzere ölürsen, kıyamet
gününde sana Ümmet-i Muhammed demezler.
Rükû
ve
secdeleri düzgün yapılmayan namaza
Allah değer vermez. Nitekim Fahr-i Kainat -sallallahu aleyhi ve
sellem-
efendimiz bir hadis-i şerifte şöyle buyuruyor:
-Altmış
sene namaz kıldığı halde bir
tanesi kabul olmaz. Çünkü güzel rükû etse de, secdesini güzel etmez.
Secdesi
düzgün olsa, Rükûu düzgün olmaz.
Zeyd
Bin
Vehb anlatıyor:
Huzeyfe
-radıyallahu anh-namaz kılarken sücut
ve rükûunu yerine getirmeyen bir kimseyi gördü ve onu çağırıp:
-Ne
vakitten beri bu şekilde namaz
kılarsın? dedi.
O
kimse
de:
-Kırk
senedir, dedi.
Huzeyfe
-radıyallahu anh- Buyurdu ki:
-Öyleyse
sen kırk senedir namaz
kılmadın, eğer vefat edersen Muhammed Rasulullah sünneti üzere
ölmezsin. (6)
Müslüman
tadil-i erkana riayet etmeli,
namazını acele etmeden ağır ağır, Ruhuna sindirerek, huzur sükun ve
hûşu içinde
kılmaya çalışmalıdır.
Osman
Ersan
Namaz Zamanı
1)
Ebu
Davud,
Salat, 148
2) Buhari,
Eyman, 3
3) Müslim,
Salat, 45
4) Tirmizi,
Mevakit, 110
5) Darimi,
Salat, 78
6)Buhari,
Ezan, 119
...
|