|
Lokman
Suresi
|
|
|
Mekke
döneminde inmiştir. 34 âyettir. Sûre, adını 12. ve 13. âyetlerde anılan
Hz.
Lokmân’dan almıştır. Sûrede başlıca, Hz. Lokmân’ın oğluna öğütleri,
tevhid,
peygamberlik, öldükten sonra dirilme ve haşr konularına dikkat
çekilmekte, kıyamet
günü için hazırlıklı olunması öğütlenmektedir.
Tefsir
için ayet numaralarını tıklayınız
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Bismillâhirrahmânirrahîm.
1.Elif
Lâm Mîm.
2,3.Bunlar,
hikmet dolu Kitab’ın; iyilik yapanlara bir hidayet ve rahmet olarak
indirilmiş
âyetleridir.
4.Onlar;
namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren kimselerdir. Onlar ahirete de kesin
olarak
inanırlar.
5.İşte
onlar, Rablerinden gelen bir hidayet üzeredirler ve işte onlar
kurtuluşa
erenlerin ta kendileridir.
6.İnsanlardan
öylesi vardır ki, bilgisizce Allah yolundan saptırmak ve o yolu
eğlenceye almak
için, eğlencelik asılsız ve faydasız sözleri satın alır. İşte onlar
için
aşağılayıcı bir azap vardır.
7.Ona
âyetlerimiz okunduğu zaman; onları hiç işitmemiş gibi, kulağında bir
ağırlık
var da büyüklenerek arkasını döner. Ona, elem dolu bir azabı müjdele.
8,9.Şüphesiz,
iman edip salih amel işleyenler için içlerinde ebedî kalacakları Naîm
cennetleri vardır. Allah, (bu konuda) gerçek bir vaadde bulunmuştur. O,
mutlak
güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.
10.Allah,
gökleri görebileceğiniz direkler olmaksızın yarattı. Yeryüzüne de, sizi
sarsmasın diye sabit dağlar yerleştirdi ve orada her türlü canlıyı
yaydı.
Gökten de yağmur indirip orada her türden güzel ve faydalı bitki
bitirdik.
11.İşte
Allah’ın yarattıkları! Haydi, Allah’ı bırakıp da taptıklarınızın
yarattığını
bana gösterin! Hayır, zalimler açık bir sapıklık içindedirler.
|
|
|
|
|
|
12.Andolsun,
biz Lokmân’a “Allah’a şükret” diye hikmet verdik. Kim şükrederse, ancak
kendisi
için şükretmiş olur. Kim de nankörlük ederse, bilsin ki Allah her
bakımdan
sınırsız zengindir, övülmeye lâyıktır.
13.Hani
Lokmân, oğluna öğüt vererek şöyle demişti: “Yavrum! Allah’a ortak
koşma! Çünkü
ortak koşmak elbette büyük bir zulümdür.”
14.İnsana
da, anne babasına iyi davranmasını emrettik. Annesi, onu her gün biraz
daha
güçsüz düşerek karnında taşımıştır. Onun
sütten kesilmesi de iki yıl içinde olur.
(İşte onun için) insana şöyle emrettik: “Bana ve anne babana şükret.
Dönüş
banadır.”
15.“Eğer,
hakkında hiçbir bilgi sahibi olmadığın bir şeyi bana ortak koşman için
seninle
uğraşırlarsa, onlara itaat etme. Fakat dünyada onlarla iyi geçin. Bana
yönelenlerin yoluna uy. Sonra dönüşünüz ancak banadır. Ben de size
yapmakta
olduğunuz şeyleri haber vereceğim.”
16.(Lokmân,
öğütlerine şöyle devam etti:) “Yavrum! Şüphesiz yapılan iş bir hardal
tanesi
ağırlığında olsa ve bir kayanın içinde, yahut göklerde ya da yerin
içinde bile
olsa, Allah onu çıkarır getirir. Çünkü Allah, en gizli şeyleri
bilendir, (her şeyden)
hakkıyla haberdar olandır.”
17.“Yavrum!
Namazı dosdoğru kıl. İyiliği emret. Kötülükten alıkoy. Başına gelen
musibetlere
karşı sabırlı ol. Çünkü bunlar kesin olarak emredilmiş işlerdendir.”
18.“Küçümseyerek
surat asıp insanlardan yüz çevirme ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme!
Çünkü
Allah, hiçbir kibirleneni, övüngeni sevmez.”
19.“Yürüyüşünde
tabiî ol. Sesini alçalt. Çünkü seslerin en çirkini, şüphesiz eşeklerin
sesidir!”
|
|
|
|
|
|
20.Göklerde,
yerde ne varsa hepsini Allah’ın sizin hizmetinize verdiğini ve açıkça
yahut
gizlice üzerinizdeki nimetlerini tamamladığını görmediniz mi? Yine de
insanlar
arasında, hiçbir bilgisi, yol göstericisi ve aydınlatıcı bir kitabı
olmadan
Allah hakkında tartışıp duranlar vardır.
21.Kendilerine,
“Allah’ın indirdiğine uyun” denildiği zaman, “Hayır, biz babalarımızı
üzerinde
bulduğumuz şeye uyarız” derler. Şeytan, kendilerini cehennem azabına
çağırıyor
olsa da mı?
22.Kim
iyilik yaparak kendini Allah’a teslim ederse, şüphesiz en sağlam kulpa
tutunmuştur. İşlerin sonu ancak Allah’a varır.
23.Kim
inkâr
ederse, onun inkârı seni üzmesin. Onların dönüşleri ancak bizedir. Biz
de
onlara yaptıklarını haber veririz. Allah, göğüslerin içindekini
(kalplerde
olanı) hakkıyla bilendir.
24. Biz,
onları (dünyada) biraz yararlandırırız. Sonra da onları ağır bir azaba
sürükleriz.
25.Andolsun,
eğer onlara, “Gökleri ve yeri kim yarattı?” diye sorsan, mutlaka
“Allah”
derler. De ki: “Hamd, Allah’a mahsustur.” Fakat onların çoğu bilmezler.
26.Göklerde
ve yerde ne varsa Allah’ındır. Şüphesiz Allah, her bakımdan sınırsız
zengin
olandır, övülmeye lâyık olandır.
27.Eğer
yeryüzündeki ağaçlar kalem, deniz de mürekkep olsa, arkasından yedi
deniz daha
ona katılsa, Allah’ın sözleri (yazmakla) yine de tükenmez. Şüphesiz
Allah
mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.
28.(Ey
insanlar!) Sizin yaratılmanız ve öldükten sonra tekrar diriltilmeniz,
ancak bir
tek insanı yaratmak ve diriltmek gibidir. Şüphesiz Allah hakkıyla
işitendir,
hakkıyla görendir.
|
|
|
|
|
|
29.Görmedin
mi ki, Allah, geceyi gündüzün içine ve gündüzü de gecenin içine
sokuyor. Güneşi
ve ayı da koyduğu kanunlara boyun eğdirmiştir. Her biri (kendi
yörüngesinde)
belli bir zamana kadar akar gider. Şüphesiz Allah, işlediklerinizden
hakkıyla
haberdardır.
30.Bu
böyledir. Çünkü Allah hakkın ta kendisidir, onu bırakıp da taptıkları
ise batıldır.
Şüphesiz Allah yücedir, büyüktür.
31.Görmedin
mi ki, gemiler Allah’ın nimetiyle denizde akıp gitmektedir. Allah, bunu
âyetlerinden bir kısmını size göstermek için yapmaktadır. Şüphesiz ki
bunda
hakkıyla sabreden, hakkıyla şükreden herkes için ibretler vardır.
32.Onları,
(denizde) bir dalga gölgelikler gibi kapladığında, dini Allah’a has
kılarak O’na
yalvarırlar. Allah, onları kurtarıp karaya çıkarınca, onlardan bir
kısmı orta
yolu tutar. Bizim âyetlerimizi ise ancak son derece kaypak, son derece
nankör
olanlar inkâr eder.
33.Ey
insanlar! Rabbinize karşı gelmekten sakının. Hiçbir babanın çocuğuna
hiçbir
yarar sağlayamayacağı, hiçbir çocuğun da babasına hiçbir yarar
sağlayamayacağı
günden korkun! Şüphesiz Allah’ın va’di gerçektir. Sakın dünya hayatı
sizi
aldatmasın. O aldatıcı şeytan da Allah hakkında sizi aldatmasın.
34.Kıyametin
ne zaman kopacağı bilgisi şüphesiz yalnızca Allah katındadır. O,
yağmuru
indirir, rahimlerdekini bilir. Hiç kimse yarın ne kazanacağını bilemez.
Hiç
kimse nerede öleceğini de bilemez. Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir,
(her şeyden)
hakkıyla haberdar olandır.
|
|
|