Ülkemizde
Çay Gelişimi |
Ayhan
HAZNEDAR
Ziraat
Mühendisi |
Ülkemiz
çay plantasyon sahaları
1924
yılından sonra Gürcistan’dan getirilen tohumlarla
tesis edilmiştir.Çay bitkisi genetik yapısı nedeniyle dış
döllenme yapmakta,
bunun sonucunda genotipte sürekli
açılmalar oluşmaktadır.
Gürcistan
bölgesindeki çay çeşitleri ağırlıklı olarak
çin çeşitleri olmak üzere Çin * Hind melezi
(Camellia sinensis* Camellia
assamica) olup bunlarda kendi aralarında uzun yıllardan beri
açılımlar
göstererek bölgeye uyumlu çay çeşitleri meydana
gelmiştir.(Özbek ve
ark,1961 Çelebioğlu ve Sönmez,1973 Ayfer ve ark.,1982
Öksüz,1987)
Çaylıklarımız,
Çin varyetesi hakim olmak üzere,
morfoloji, kalite vejetatif, generatif ve ekolojik şartlara
uyum
gibi özellikler bakımından aralarında önemli farklar bulunan
çok sayıda
tiplerden oluşmuştur. Süregelen tabii melezleşmelerden sayısız
yeni tipler
ortaya çıkmıştır.Tohum ile üretime devam edildiği takdirde,
bu şekilde yeni
tiplerin ortaya çıkacağı doğaldır. Bu tabii melezleşmenin
sonucunda oluşan yeni
tiplerin büyük bir bölümü kalite ve verim
bakımından düşük değerlere sahip
olacaktır. (Çay Tarımını Geliştirme ve Islahı projesi,1976)
Çay
bitkisi uzun ömürlü bir bitki olup doğada birkaç
asır yaşadığı belirlenmiştir. Kültüre alınan çay
bitkilerinin genellikle 100
yıl yaşadıkları kabul edilmiştir. Çay bitkisi 4 yaşından
başlayarak ürün verir.
Şartlara bağlı olarak ürün miktarı 10-15 yaşından sonra en
yüksek düzeye
ulaşır. Çay bitkisinde ekonomik verim yaşı genellikle 50 yıl
olarak kabul
edilmiştir.Tohumla ve tohumdan üretilmiş
çöğürlerle 1938’de tesis edilmeye
başlanan çay bahçelerimizin ekonomik ömürleri
hemen hemen dolmaktadır. Bu yaşlı
ve verimden düşen çay bahçelerimizin yenilenmesine
ihtiyaç vardır. (Kacar,1987)
Genel
anlamda ülkemizdeki bütün çay bahçeleri
tohumla yani genaratif yolla
tesis edilmiştir.Çay bitkisi tohumla üretilebildiği gibi
vejatatif usullerle de
çoğaltılabilmektedir. Halen çay yetiştirilen
memleketlerde en çok kullanılan
usuller çelikle,daldırma,ve aşıyla olmaktadır. Daldırma
yöntemi ile çoğaltmada
ana bitkiden üretilecek bitki sayısı çok azdır. Çay
bitkisi fizyolojik olarak
yabancı döllenme gösterdiğinden tohumla tesis edilen
bahçelerde farklı tip ve
özelliklere sahip çay plantasyon sahaları oluştuğu
için standart bir ürün normu
oluşmamaktadır. Örneğin bir çay bahçesinde,
çay ocaklarının değişik zamanlarda,
sürgünlerin hasat olgunluğuna gelmesi, hasat
yönünden üreticiye birçok zorluk
oluşturmaktadır. Aynı zamanda üreticinin çaylıklarında en
geç süren
ocakları bekledikten sonra, ürünü toplama eğilimine
sürüklemekte ve dolayısı
ile ürünün kalitesinde köre kaçan ve
kartlaşan sürgünlerden ötürü bir düşme
görülmektedir. Aynı zamanda uygulanacak olan
kültürel tedbirlerinde
uygulanmasında üreticiye büyük zorluklar çıkarmış
olmasıdır. Modern
tarımda kalite ve kantite bakımından ürün standarttı
önemli bir olgudur.
Dolayısı ile bu olgunun tüm tarımsal ürünlerde
hedeflenmesi gerekir.
Çay
tarımında bu hedefi gerçekleştirmek için öncelikle
çay plantasyon sahalarında homojen bir ürün normunu
yakalamak gerekir. Bu
amaçla yapılacak olan çalışmaların başında mevcut
çaylık alanlarımızın ıslah
edilmesi yoluna gidilmelidir. Bu amaçla bölgemiz ekolojik
şartlarına uyum
sağlamış, verim ve kalite bakımından üstün özellikler
gösteren ve bu
özellikleri değişmeyen tiplerin selekte edilerek, bu tiplerden
oluşturulacak
damızlık bahçelerden, öncelikle çaylık plantasyon
sahalarımızda, ekonomik verim
yaşını doldurmuş (50 yaş ve üzeri çaylıklar) verim ve
kaliteden düşmüş,
çaylık alanların yenilenmesi ile hem kalite ve verim bakımından
üstün, hem de
standart bir ürün normuna kavuşulacaktır. Bu uygulamayla hem
çayımızın geleceği
garanti altına alınmış olacak hem de dünya pazarlarında
rahatça rekabet
edebileceğimiz bir kalite oluşmuş olacaktır.
Şurası
muhakkaktır ki kalite ve başarılı bir çay
imalatının ilk şartı iyi üründür. Üründe var
olmayan bir kaliteyi imalatla
kazandırmak olanağı yoktur. Hammadde ile beraber çayın imalat
safhalarını bir
bütün olarak değerlendirmek gereklidir. (Vanlı,1985)
İşte
bu
amaçla çay araştırma enstitüsünde 1967-1971
yılında çay tarımını ıslah ve geliştirme projesi adı altında
bölgedeki mevcut
çay plantasyon sahalarımızdan klonal seleksi yon
çalışmalarına başlanmış ve
devam edilmiştir. 1973 yılı sonuna kadar çay plantasyon
sahalarında 7517 adet
tip çay ocağı seçilmiştir. Bunlardan 3560 adedi
beğenilerek Enstitüye
getirilmiştir. Çelik tavalarında bu tiplerin, köklenme ve
gelişme
durumları gözlenerek seleksi yona tabii
tutulmuştur. Neticede
iyi sonuç veren 1086 tip kontrol parsellerinde bırakılarak
diğerleri elemine
edilmiştir. Daha sonraki yıllarda 1086 tipten en iyi sonuç veren
64 tip
seçilerek diğerleri denemeden çıkartılmıştır.1977 yılında
verim ve kalite
bakımından son seleksi yon safhasını tamamlayan 64 tipten en iyi
sonuç veren 7
tip seçilerek damızlık bahçeleri oluşturulmuş ve bu
bahçelerden fidan üretimi
için çelik alınmış ve Enstitünün sera ve
tavalarına dikilmiştir.
Bu
tipler;
Derepazarı-7,
Pazar-20, Tuğlalı-10, Muradiye-10, Gündoğdu-3,
Kömürcüler-1, Fener-3
|
|
Derepazarı-7
Klonu
Yapraklar
uzun elips şeklinde olup yaprak ucundaki gaga belirsizdir.Yaprakların
damar
araları belirgin şekilde kabarıktır.Yaprak rengi acık yeşildir.
Tomurcuk ve
birinci yaprağın altı tüycüklerle kaplıdır. Boğum araları
diğerlerine göre
uzundur. Dallar seyrek ve gevrek olup kolay kırılabilir. Rize
Derepazarı
çukurlu köyünde saptanmış olup bölgenin
yükseltisi 300 m’dir 1967 yılında anaç
ocaktan alınan çelikler Çay Enstitüsündeki
deneme parsellerine
dikilmiştir.Sürdürülen seleksiyon sonucu 1977 yılında bu
klonun üstün nitelik
ve niceliğine sahip olduğuna karar verilmiştir. Fenotip olarak
assamicaya
benzeyen bu klon diğer 7 klon içerisinde soğuk ve hastalıklara
en dayanıksız
olandır. Diğer klonlara göre yaprak alanı en geniş olan klondur.
yapraklar dala
göre hafif sarkık duruşludur. Dallanma özeliği zayıf olup
geniş bir hasat
tablası oluşmamaktadır.
Sürgün
Çapı : 3,26mm |
Sürgün
Boyu: 22cm |
1.Yaprak
Alanı: 22,8cm2 |
2.Yaprak
Alanı: 30,3cm2 |
|
|
|
Fener-3
Klonu
Bu klon
Rize-Merkez Fener mahallesinde saptanmıştır. Anılan
bölgenin yükseltisi 20 m’dir. 1963
yılında tespit
edilen bu klon uzun yıllar
denendikten sonra üstün nitelik ve niceliğe sahip olduğuna
karar
verilmiştir.
Sinensis özelliklerinin hakim olduğu bir melezdir. Özellikle güçlü bir
ocak
yapısı oluşturarak doğal şartlara karşı daha dayanıklıdır. Yaprakları
koyu yeşil renkte ve damar araları kabarık bir
görünümdedir. Yaprakların
dala göre
duruşu hafif yukarı kalkıktır. Sürgünler
etli, gevrek yapılı ve ağırlıklıdır. Tomurcuk ve birinci
yaprağın altı
tüycüklerle kaplıdır.
Sürgün
Çapı: 2,95mm |
Sürgün
Boyu: 20cm |
1.Yaprak
Alanı: 18,2cm2 |
2.Yaprak
Alanı: 22,8cm |
|
|
Tuğlalı-10
Klonu
Rize–Tuğlalı–Tarikler
köyünde tespit olup anılan
bölgenin yüksekliği 300 m’dir. Anaç Ocaktan 1967
yılında alınan çelikler Çay
Enstitüsündeki deneme parsellerine dikilmiştir.
Sürdürülen seleksiyon
çalışmaları sonucu 1977 yılında klon olma özeliğine sahip
olduğuna
karar
verilmiştir. Güçlü bir ocak yapısı ve geniş bir
hasat tablasına sahiptir. Yapraklar
uzun elips şeklinde olup dala göre duruşu
diktir. Genellikle ince dallı olup çatı oluşumu iyidir.
Sürgün yapısı iyidir.
Sürgün
Çapı: 2,92mm |
Sürgün
Boyu: 21,5cm |
1.Yaprak
Alanı: 19,7cm2 |
2. Yaprak
Alanı:23,5cm |
|
|
Gündoğdu-3
Klonu
Rize-Gündoğdu-Dağınıksu
köyü orta mahallede saptanmış
olup yükseklik 150m’dir. Anaç
ocaktan çelikler 1967 yılında çay
enstitüsündeki
deneme parsellerine dikilmiştir. Sürdürülen
seleksiyon çalışmaları sonucu klon olma
özeliğine sahip olduğuna karar verilmiştir. Ocak
oluşturması ve gelişimi iyidir.Yaprakları geniş elips
şeklin olup dala göre duruşu diktir. Yapraklar parlak
görünümde
yumuşaktır.
Sürgün
Çapı: 2,92mm |
Sürgün
Boyu: 19
cm |
1.Yaprak
Alanı: 15,5 cm2 |
2.Yaprak
Alanı: 19,7cm2 |
|
|
Pazar-20 Klonu
Rize-Pazar-Soğuksu
mahallesinde tespit edilmiş olup
yükselti 140m’dir. 1967
yılında anaç ocaktan alınan çelikler Çay
Enstitüsündeki deneme parsellerine aktarılmıştır. Sürdürülen
seleksiyon çalışmaları sonucu 1977 yılında
klon olma özeliğine sahip olduğuna karar verilmiştir. Yaprakları
ince uzun olup orta damar boyunca V şeklinde
bükülmüştür. Dallar
ince olup çatı oluşumu iyidir.
Sürgün
Çapı: 3,01mm |
Sürgün
Boyu: 20cm |
1.Yaprak
Alanı: 19,6cm2 |
2. Yaprak Alanı: 29,6cm2 |
|
|
Muradiye
10-Klonu
Rize-Salahra-Muradiye
köyünde tespit edilmiştir.
Bölgenin yüksekliği
300m‘dir.1968 yılında anaç ocaklardan alınan çelikler
Çay Enstitüsündeki deneme
parsellerine dikilmiştir. Sürdürülen seleksiyon
çalışmaları sonucu 1977
yılında klon olma özeliğine sahip olduğuna karar
verilmiştir.Erkenciliği ile
tanınan bu klon diğerlerine kıyasla 10-15 gün önce hasat
olgunluğuna
gelmektedir.Yaprak ayaları küçük olup köre
yönelme eğilimi fazladır.Sürgünlerin
boğum araları kısa olup dallanma yeteneği iyidir.
Sürgün
Çapı: 2,76mm |
Sürgün
Boyu: 20cm |
1.Yaprak
Alanı: 13,9cm2 |
2.Yaprak
Alanı: 19,5cm2 |
|
Kömürcüler-1
Klonu
Rize-Merkez-Kömürcüler
köyünde saptanmış olup Yükselti 270 m’dir. 1968
yılında anaç ocaktan alınan çelikler Çay
Enstitüsündeki deneme parsellerine
dikilmiştir. Sürdürülen seleksiyon çalışmaları
sonucu 1979 yılında klon
olma özeliğine sahip olduğuna karar verilmiştir. Yapraklar kısa
boy elips
şeklinde olup yaprak kenarları belirgin dişlidir. Yaprakların dala
göre duruşu
yukarı kalkıktır. Bu klon nispeten soğuğa dayanıklıdır.
|
Yukarıda
bahsedilen klonların dekara verimleri ve
kaliteleri genelde birbirlerinden farklılık arz etmesine rağmen
klonların tümü
iyi özelliklere sahip olduğu tespit edilmiştir. Klonların
dekara
verimleri 1200-1400kg/dk. arasında değişmektedir. Rize ili
çay üretim
alanlarında on yıllık ortalama 721kg/dk, Artvin ilinde 497.4kg/dk
Giresun ve
Ordu illerinde 642.2kg/dk, Türkiye ortalaması ise 647kg/dk olarak
gerçekleşmiştir. (Anan,1987b,öksüz,1987)
Kaliteye tesir eden polifenol oranları ise
%22civarındadır. Diğer
çaylıklarda genel anlamda %17’yi geçmemektedir.
Seçilen bu yedi tipin
Enstitümüzün Merkez ve Hayrat fidanlığında damızlık
bahçe olarak kurulmuştur.
|
Klon
Adı |
Merkez
Fidanlık
( m2) |
Hayrat
Fidanlığı
(m2) |
Toplam
Alan
(m2) |
Derepazarı-7 |
550 |
1094 |
1644 |
Pazar-20 |
173 |
1460 |
1633 |
Tuğlalı-10 |
312 |
1177 |
1489 |
Muradiye-10 |
1263 |
662 |
1925 |
Gündoğdu-3 |
425 |
|
425 |
Kömürcüler-1 |
175 |
|
175 |
Fener-3 |
189 |
2118 |
2307 |
TOPLAM |
3087 |
6511 |
9598 |
|
Tabloda
belirtildiği gibi toplam alan bakımından
Kömürcüler-1 ve Gündoğdu-3 yeterli bir
damızlık bahçe potansiyeline sahip
değildir. Kalan diğer klonlar ise Çay tarımını geliştirme ve
ıslah projesinde
tatminkar bir seviyede oluşmamıştır. Mevcut durumu ile
Enstitümüzde damızlık
bahçe olarak toplam kullanılacak ocak sayısı 9000 adettir.
Çay tarımını ıslah
ve yenileme projesinde bir potansiyel olarak değerlendirirsek, mevcut
damızlık
bahçelerimizden her yıl aşı kalemi almak mümkün
değildir. Çünkü aşı
kalemlerindeki aşı gözlerinin iyi olgunlaşabilmesi için aşı
kalemi alınacak
ocaklar o yıl Mart ayında verim budaması yapılmalı ve Temmuz ayının
ikinci
yarısından sonra olgunlaşan aşı kalemlerinden aşı gözü
alınmalıdır.
Dolayısı
ıle her yıl damızlık
olarak kullanılacak ocaklar teknik olarak verim budaması
yapılamayacağına göre
en az 3 yılda bir budanma yapılmalı ve bakımına özen
gösterilmelidir.
|
Bu
kriterlere göre mevcut damızlık
klonlardan yıllık aşı kalemi üretimi Çay
Çeliği ve Aşı kalemi alınacak
klonlarda yapılacak işlemler:
-Aşı kalemi alınacak klonlar Mart ayında derin budama yapılarak aşı
sürgünlerinin güçlü bir şekilde
çıkışı sağlanmalıdır.
-Temmuz ayının ikinci yarısından sonra yeterince (70-90) cm
büyüklüğe
erişen ve yeterince olgunlaşan kalemler
seçilmelidir.
-Koltuk
altı sürmüş kalemler alınmamalıdır.
-Aşı
kalemleri fazla geciktirilmeden yani koltuk altı gözlerde,
çiçek gözleri
oluşmadan alınmalıdır.
-Klonlardan
alınan aşı kalemlerinin yaprak saplarından kesilerek çeşme
suyu ile yıkanıp, sistemik fungusit captan ile dezenfekte edilmelidir.
-Alınan kalemler hemen
kullanılacaksa bekletilmeden aşı uygulaması
yapılmalıdır. Hemen yapılmayacaksa 5Co’ de polietilen torbalarda
saklanmalıdır.
Mevcut
klon çaylardan bir yılda alınacak
aşı kalemi miktarı
1- Toplam çay klonu /
3 9000 adet/3 = 3000 adet klon
2- Bir
klon çaydan elde edilebilecek aşı kalemi sayısı 10-20 adet
Budanmış Klon ocak sayısı * bir klondaki aşı kalemi miktarı
ortalama : 3000* 17 = 51 000 aşı kalemi
3- Bir
çay klonunun verebileceği asgari aşı gözü sayısı
Bir klondaki aşı kalemi sayısı * bir kalemdeki aşı
gözü
sayısı : 17 * 6 = 90 aşı gözü
4-
Budaması yapılan 3000 adet klon çaydaki toplam aşı
gözü miktarı
Toplam budanan klon *bir klondaki aşı gözü
: 3000 * 90
= 270 000 aşı gözü /yıl
Sonuç olarak yıllık 200 – 250 bin
arasında aşılı fidan
üretme kapasitesi mevcuttur.
Ülkemizde
mevcut çay bahçelerinin tamamı melez çay
tohumlarından meydana gelmiştir. Melez çay tohumlarının
oluşturduğu genetik
acılımlar sonucunda, çay plantasyon sahalarında milyonlarca
farklı genotip ve
fenotip özelliklere sahip, değişik tipte ve özellikte
çay ocakları oluşmuştur.
Oluşan bu tipler içerisinde, genel dağılımı yansıtan
özellikler bakımından iyi
vasıfta olmayan (kalitesiz, verimsiz), çay ocaklarının
yanında, iyi
özellikler taşıyan (verimli, kaliteli, soğuğa, kurağa, hastalığa
dayanıklı
vejetasyon periyodu uzun olan) çay ocakların’ da yer aldığı
görülmüştür.
Bölgemiz
ekolojik şartlarında, farklı karakter ve özellikler kazanan
çay
tiplerinden iyi özellik taşıyan ve bu özellikleri değişmeyen
kalıcı olan
tiplerin, hangi özelikleri taşıdığı tespit edilerek (verimli,
kaliteli, soğuğa
dayanıklı, kurağa dayanıklı, hastalığa dayanıklı, vejetasyon periyodu
uzun) her
birinin genetik özellikleri belirlendikten sonra, mevcut
çay plantasyon
sahalarımızda, özellikleri bilinemeyen ve çoğu kalitesiz
çay ocaklarından
oluşan tiplerin yerine özellikleri belirlenen çay
klonlarının çay plantasyon
sahalarımızda yer alması, gelecekte Türk
çaycılığı ve bölge
ekonomisi acısından büyük öneme sahip olacaktır.
Bu amaçla Çay fidanı üretimi genel anlamda:
1-
Generatif üretim (tohumla)
2-
Vejetatif üretim (çelik, daldırma, aşı, doku
kültürü) şeklindedir.
|
|
Mart Ayında
Budanmış Çay
Klonu |
|
Temmuz
Ayında
Olgunlaşan Çay Kalemleri |
|
Çay
Tohumu |
1-Generatif
Üretim (Tohumla)
Tohumla
üretimde başarı öncelikle tohumun olgun ve
üstün nitelikli olmasına bağlıdır.Olgunlaşan tohumlar
toplandıktan sonra 1.5 cm.
çapında deliklere sahip eleklerden geçirilir.
Eleğin
üstünde kalan tohumlar
alınır ve bunlar içerisinde yarım küre şeklinde olanlar
ayıklanır ve geriye
kalan dolgun iri tohumlar ekim için su dolu kapta 24-48
saat bekletilir,
daha sonra suyun üzerinde kalan tohumlar atılır, kalan
tohumlar ekim için
kullanılır.
Çay
tohumları 20-25 C0 25-30 gün içinde
çimlenir.
Çimlenen
çay fideleri fizyolojik yapı itibarı ile yabancı döllenme
mevcut
olduğundan tohumdan meydana gelen fidelerin farklı tip ve kalitede
oluşları ve
çoğunlukla arzu edilen tiplerin oluşmadığı için tercih
edilen bir çoğaltma
şekli değildir
Günümüz modern tarımda
ürün standartı
önemli bir olgudur. Aynı şekilde üretim
ve ihracatta temel hedef üründe kalite ve standarttır.
Kalite ve kantite
acısından değişiklik gösteren bir ürünün
özellikle dış piyasada pazarlanma
şansı hiç bulunmamaktadır.
|
|
Çay
tohumundan fidan üretimi |
2-Vejetatif
Üretim (Çelik, Daldırma, Aşı, Doku
Kültürü)
Günümüz
modern tarımında ürüne ait özelliklerin
bilinerek üretim yapılması hem kalite acısından hem de
ürünün pazarlanması
acısından büyük bir öneme sahiptir. Bu amaçla
modern çay tarımında, seleksiyon
yolu ile bölge ekolojisine uyum sağlamış ve bu özellikleri
kalıcı olan, yüksek
kalite değerlerine sahip(yaprakları sık ve toplama tablası
yüksek, dallanma kabiliyeti
fazla,çiçeklenme olgusu düşük, körleşme az
ve boğum araları uzun olan) bu melez
çay tiplerin çoğaltılmasında vejetatif üretim şekli
önemli bir yöntemdir. Bu
üretim şekli ile üretilen kaliteli çay fidanların
adaptasyon denemelerinden
sonra bölgedeki ekonomik verimden düşmüş, kalitesiz
çay ocaklarının yenilenmesi
uygun olacaktır.
Çay
bitkisinin vejatatif olarak çoğaltma yönteminde
şimdiye kadar çeliklenme yolu ile fidan üretimi
yapılmıştır. Günümüzde çoğaltma
tekniklerinin gelişmesi ile özellikle aşılama ve doku
kültürü ile üretim ön
plana çıkmıştır.
Çelikle çoğaltma: Çelikle çoğaltma
için seçilen klonlar mart ayında derin bir
budama uygulanır. Budanmış ocaklar serbest büyümeye
bırakılır.Bu ocaklardan
kesinlikle ürün toplanmaz gelişen sürgünler, Temmuz
ile Ağustosun ilk haftasına
kadar çelik alınma olgunluğuna gelmiş olur.
Genelde
günümüze kadar yapılan vejetatif üretimin başında
çelikle çoğaltma
uygulanmıştır.Ancak bu üretim şekliyle elde edilen çay
fidanlarında arzu edilen
güçlü bir kök yapısı ve dağılımı oluşmadığından
özellikle fidanların ilk dikim
aşamasından, ilk mahsul alınıncaya kadarki dönemde olumsuz cevre
faktörlerine
karşı, kurağa, soğuğa, yabancı otlara daha hassastırlar.
Bu durum çelikle
üretilen çay fidanlarının
adaptasyon yeteneğini
sınırlamakta ve istenilen arzu edilen zamanda mahsule yatmamakta ve
gelişme
zayıf olmaktadır. Dolayısı ile bölgemizin farklı alanlarında
sağlıklı bir
gelişim göstermemektedir.
|
|
Olgunlaşmış
çay
kalemi |
|
Çay çeliği
alınması
|
|
Çay
çeliği |
|
Çay
çeliği
köklendirme ortamına dikimi |
Aşı
İle
Çoğaltma
Aşı
ile üretim
tekniği genel olarak bütün tarımsal ürünlerin
çoğaltmasında olduğu gibi en sağlıklı üretim şekli olarak
karşımıza
çıkmaktadır.
|
|
Çay
fidanından yonganın
alınışı |
|
Yongası
çıkarılmış çay fidanı |
|
Kalemden
çıkarılan yongalı gözün
takılması |
|
Aşı
bağı ile
bağlanması |
|
Yongalı
göz aşı sürgünü
-1 |
|
Yongalı
göz aşı
sürgünü-2 |
Aşı
ile
üretiminin temelini çay tohumlarından oluşan
çöğürler teşkil etmektedir. Doğal bir köklenme
sonucu güçlü bir kök yapısı
kazanan çay çöğürleri, mevcut üstün
vasıflı klonlarla, aşılanmak
suretiyle elde edilen bu fidanlar, kalite ve kantite bakımından
yüksek, doğal şartlara mukavemetli (kurağa, soğuğa, yabancı
ota,
hastalıklara v.s) ve diğer vejetatif üretim şekillerine göre
(çelik,daldırma,doku kül vs.) adaptasyon yetenekleri de o
derece yüksek
olacaktır.
Çayda
aşı ile çoğaltma ümit verici bir üretim şeklidir.
Ancak özellikle ilk
bahar dönemindeki çayın fizyolojik yapısı itibarı ile
öz su akışı yoğun
olmadığından, kalem aşısı ve kabuk vermemesi nedeniyle T
göz aşısının uygulanmasında istenilen
randımanın alınamaması, bu tip aşı yöntemlerinin
uygulanmasını
sınırlamaktadır. Bu nedenle yongalı göz aşısı bu
dönemde daha başarılı
uygulanmaktadır.
Durgun
göz aşılarında ise (Temmuz-Ağustos) Hem T aşısı, Hem de
Yongalı
aşı rahatlıkla uygulanmaktadır. Bu amaçla özellikle
bölgemizdeki çay
plantasyon sahalarında, Ekonomik verim yaşını doldurmuş verimden,
kaliteden düşmüş çay ocaklarının bir zaman
periyodu içinde yenilenmesi
gereklidir.
Doku
Kültürü Yöntemi
Doku
kültürü üretimi diğer üretim tekniklerine
kıyasla
en seri çoğaltım şeklidir. Aynı zamanda bir bitkiden elde
edilebilecek en
fazla fidanın üretildiği bir çoğaltma şeklidir. Ancak doku
kültürü çoğaltışında
özel steril laboratuar ortamı ve deneyimli yetişmiş elemanlara
ihtiyaç
olmasıdır.
Çay
Plantasyon Sahalarımızın Durumu
Bölgemizdeki
çay plantasyon sahalarını dikim tarihleri
itibarı ile Çay Tarım Dairesi Başkanlığından almış olduğumuz
verilere göre,
çaylık alanlarımız özellikle 1960 yılına kadar olan dikim
tarihleri itibarı
ile en yaşlı bölgemizden en genç bölgemize doğru
sıralama yapılacak
olursa, Ekonomik verim yaşını doldurmuş çaylıklar sırası ile:
6.
bölge % 42 |
4. bölge %34 |
3. bölge %29 |
5. bölge %18 |
1. bölge % 17 |
2. bölge
% 7 |
Bölgeler
arasında önemli farkların ortaya çıktığını görmüş
oluruz, hatta
bölgeyi oluşturan fabrikalar arasında bile önemli
farklılıkların olduğu göze
çarpmaktadır.
Sonuç olarak ekonomik
verim yaşınıdoldurmuş
çaylıklarımızın yenilenmesinde,
bölgeler arası farklılık gözetilerek işin önemine
ve acili
yetine değer verilerek başlanması hem ülkemiz
çaycılığı hem de bölgemiz
acısından hayati bir önem arz etmektedir.
|
|