|
Çayın
Gübrelenmesi |
|
|
Çayın
gübrelenmesi için; organik ve kimyevi gübreler kullanılır. Organik
gübrelerin başında ahır gübresi
gelir.
Bitki artıkları ile çaylıkların yüzeysel olarak örtülmesi de organik
gübre
olarak kabul edilir.
Ahır
Gübresi
- Toprağın su
kapasitesini
artırır,
- Su geçirgenliğini olumlu yönde etkiler.
- Suyun
toprak yüzeyinden akmasına, buharlaşmasına ve verimli toprağın taşınıp
götürülmesine engel olur.
- Toprağın kolay tava gelmesini sağlar
- Kumlu
topraklarda, toprak parçacıklarını birbirlerine bağlar
- Killi
topraklarda
parçacıklar arasındaki bağı gevşeterek kök gelişmesi için daha uygun
ortam
hazırlar
- Toprak havalanmasına olumlu etki
yapar
- Parçalanması sonucu oluşan karbondioksit ve
organik
asitler bitki besin
maddelerini bitkiye yarayışlı hale getirir.
- Toprak sıcaklığını
bitki
gelişmesi için uygun duruma getirir
- Toprak
mikroorganizmalarının
üzerinde de olumlu etki yaparak, toprakta biyolojik değişmelerin hızını
artırır.
- Ahır gübresinin etkisi, giderek azalmak
suretiyle, 3-4 yıl
sürer.
Bitki Artıkları
- Çaylıkların
bitki
artıkları ile örtülmesi,toprak ve
su korunmasında etkili olur.
- Organik
gübre olarak,
bitki artıklarının
yanında
sap ve saman karışımı, orman ağaçlarının yaprakları, özel olarak bu
amaç
için yetiştirilmiş ot ve benzeri bitki materyalleri kullanılabilir.
- Budama
artıklarının
bahçeden atılmayarak, bahçeye serilmesi organik
gübre
olarak önem taşımaktadır.
- Toprağı güneşin
ve rüzgarın
olumsuz etkisinden korur.
- Toprağın
çatlamasını önlediği gibi, yağmur damlalarının
etkisi
ile toprağın balçıklaşmasını da önler
- Toprak yapısını
düzelterek
kök gelişmesi için uygun ortam
hazırlar.
Kimyevi
Gübreler
- Kimyevi gübreler, bileşiminde bir veya birden
çok bitki
besin maddelerini
ihtiva eden gübrelerdir.
- Öncelikle organik gübre tercih edilmelidir.
Yeterli
organik
gübre olmaması durumunda, kimyevi gübreler kullanılır.
Çaylıklara
Gübre Verilme Zamanı ve Miktarı
- Çaylıklara
3-4 senede
bir,
dekara 3 ton ahır gübresi verilebilir.
- Ahır
gübresi budamadan
önce
verilmelidir.
- Budanan
çaylıklara
Mart - Nisan, diğer çaylıklara ise Kasım - Aralık
aylarında
gübre verilebilir.
- Gübre çay
ocaklarının
arasına taç iz düşümü dikkate
alınarak eşit kalınlıkta serilmeli ve hafif çapa yapılarak toprağa
karıştırılmalıdır.
- Yapılacak
çapanın
derinliği 5 cm'yi geçmemelidir.
- Kimyasal
gübreler çaylıklara toprak yüzeyine düzgün şekilde serpilerek
uygulanır.
- Düz
alanlarda kurulu
çaylıklarda gübreler, bitkinin taç iz
düşümü
dikkate alınarak, daire şeklinde bitki etrafına serilerek verilmelidir.
- Meyilli
alanlardaki
çaylıklara da mümkün mertebe, gübreler eşit
ve düzgün şekilde toprak yüzeyine serpilerek verilebilir.
- Dar teras
yapılmış
alanlardaki çaylıklarda ise gübreler, terasın iç ya da yukarı kısmına,
toprak yüzeyine serpilerek uygulanır.
- Gübreler
hiçbir zaman çaylıkların üzerine serpilerek verilmemelidir.
Bu şekilde yapılan gübreleme, çay bitkisinin yapraklarında zarar
meydana
getirmekte ayrıca, gübrenin büyük bir bölümü toprağa ulaşmadan,
yağmurla
yıkanıp gitmekte, bitki bu gübreden faydalanamamaktadır.
- Toprağa
verilecek kimyasal gübre miktarı toprak analizleri sonucunda
belirlenmelidir. Son yıllarda yapılan toprak analizleri sonucunda çay
bahçelerinde
kullanılacak en uygun kimyasal gübrenin 25:5:10 (N P K) terkibindeki
kompoze
gübre olduğu tespit edilmiş olup, her yıl dekara 70 kg kompoze gübre
verilmesi
önerilmektedir.
- Gübrelemeden
evvel yabani otların
sökülüp çıkarılmalıdır
- Bir den fazla
mevsim içinde
dağıtarak
gübre vermelidir.
- Birinci gübre, ürün miktarını artırmak için
mevsim
başında,
kökler faaliyete geçmeden Şubat/Mart aylarında,
- İkincisi, Mayısda
ocakları
kuvvetlendirmek için,
- Üçüncüsü Eylül ve Ekimde ürün artışı için
Temmuzda
verilebilir
|
|
|
NPK |
Yeteri
Olması Durumunda |
Aşırılık
Durumunda |
Noksanlık
Durumunda |
AZOT |
AZOT |
AZOT |
-
Bitkilerin
gelişmesinde hayati önemi var.
- Koyu
yeşil renk
- Kuvvetli bir vegetatif
gelişme
- Kök gelişmesinde etkili
- Tepe/kök oranı
üzerine önemli etki
- Budama aralıkları uzar
- Yaprağın niteliği üzerine olumlu etki
- Yaprağının tanen, kafein ve akstrakte
edilebilen
maddelerini
artırır. |
-
Gelişme
devresi normalden uzun olur
- Olgunlaşma geriler.
- Gevşek ve kuvvetsiz bir bünye
- Hastalıklara karşı direnç azalır.
- Bitkinin yatmasına neden olur. |
-
Zayıf
bir gelişme, bitki küçük kalır.
- Boğumlar arasında çiçek tomurcuğu
oluşumu artar,
- Dallanma ya hiç ya da çok az görülür.
- Gövde ve dallar zayıf ve ince olur.
- Noksanlığı ilk önce yaşlı yapraklarda
görülür.
- Küçülen yapraklarda genel matlaşma ve sararma
görülür.
- Ölü dokuları temsil eden
kahverengi
noktalar artar. |
FOSFOR |
FOSFOR |
FOSFOR |
-
Döllenme
organlarının tam olarak gelişmesi için gerekli.
- Bitki erken olgunluğa erişir
- Enerji taşınmasında önemli rol oynarlar
- Tohum ve meyvenin oluşmasında temeldir
- Kök gelişmesi üzerinde önemli ve olumlu etki
- Hastalıklara dayanıklık artar
- Çayın niteliği üzerinde olumlu etki yapar. |
|
-
Büyüme geriler
- Bitkide toprak üstü/ kök oranı küçülür
- Bitki koyu yeşil renk gösterir, bu da bitki dokularında
nitratın birikmesiyle yakından ilgilidir.
- Noksanlığı ilk önce yaşlı yapraklarda görülür.
-Yapraklar koyu mavimsi yeşil renk gösterir.
- Yapraklar zamanından önce dökülürler |
POTASYUM |
POTASYUM |
POTASYUM |
-
Karbonhidratların
meydana gelmesi ve bir yerden bir başka yere taşınması için gerekli.
- Çay bitkisinin su kapsamı üzerine etkisi var.
- Fotosentezin ceryanı üzerine etkili
- Çay bitkisinin soğuğa dayanıklığını artırır.
- Kök gelişmesi üzerine olumlu etkilidir.
- Ürünün niteliği üzerine olumlu etkilidir. |
-
Ortamda ihtiyacın üzeri potasyum bulunması halinde, bitki ihtiyacı
olmasada alır ve biriktirir. Buda magnezyum (Mg) alımını olumsuz
etkiler. |
-
Transparasyon oranı azalır
- Bitki fotosentez için gerekli CO2’i alamamakta,
fotosentez normal cereyan edememektedir.
- Çay yaprakları koyu yeşil renk almakta, üzerlerinde kahverengiden
pembeye değin değişen lekeler bulunmakta
- Yapraklar olgunlaşmadan dökülmekte
- Sürgün ve boğum araları çok uzun olmaktadır. |
|
|
|
|
|
|
Mineral
Maddeler |
|
|
Mineral maddeler çay
bitkisinin gelişmesinde olduğu kadar bitkide fizyolojik, kimyasal ve
biyokimyasal
işlevlerin yerine getirilmesinde de önemli görev yaparlar. Çay
bitkisinde
bulunan mineral maddelerin kimileri az kimileride çok az çözünür.
Kuşkusuz
çay içenler için suda çözünebilme derecesine göre mineral maddeler önem
kazanır. Çünkü suda kolay çözünen mineral maddeler, çayın demlenmesi
anında
kolayca deme geçebilirler.
Kimi araştırıcılara göre
yüksek
nitelikli çayın
kül kapsamı düşük nitelikli çaya oranla daha azdır.
Alüminyum:
Çay bitkisi alüminyum biriktiren
bitkiler arasında ilk sırayı alır. Alüminyum çay fidelerinde büyümeyi
artırıcı
ve teşvik edici rol üstlenmiştir.
Bakır: Çay bitkisinde
klorofil
oluşumunda olduğu gibi solunum olayında da etkin rol oynar.
Protein
ve karbonhidrat metabolizmasında görev yapar. Noksanlığında bitkide
protein
sentezi oluşmaz ve çözünebilinir amino-N bileşikleri birikir. Çayda
fermantasyonun
düzenli şekilde oluşması, bakır miktarı ile doğrudan ilgilidir. Yeteri
kadar bakır içermeyen yapraklardan yapılan üretimde nitelikli çay
eldesi
olanaksızdır.
Bor: Çay bitkisinde
protein
senteziyle
yakından ilgili olduğu gibi karbonhidrat metabolizması ve
karbonhidratların
taşınması ile de yakından ilgilidir. Yağ metabolizması ve pektin
sentezinde
de görev yapan bor, bitkide su düzeni üzerine de etki yapmaktadır. Bor
noksanlığı gösteren çay bitkisinde, yapraklar koyu yeşil renkli
ve
normaline oranla daha kalın olur, tepe tomurcuğu dinlenme haline
girer
ve kısa sürede ölür. Mantar oluşumu bor noksanlığının en karakteristik
olgusudur. Yaprak sapının üst kısmında oluşan mantar ur şeklinde
yayılır.
Zaman ilerledikçe mantar yığını yaprağın alt ve üst yüzeylerindeki ana
ve yan damarlara kaplar. Mantar oluşumu sonucu yaprak damarı çatlar.
Çinko: Çay bitkisinde
metabolik
işlevlerin düzenli bir şekilde cereyanı için olduğu kadar kimi
enzimlerin
işlevleri için de gereklidir. Azot metabolizması ile de yakından ilgili
olan çinko, bitkinin su absorpsiyonu üzerinde de atkili olmaktadır.
Noksanlığında
çay bitkisinin hasat tablası üzerindeki yapraklar küçülüp rozet
oluşturduğu
gibi orak şeklini de alabilmekte ya da kenarları girintili
çıkıntılı
olabilmekte ya da kenarları girintili çıkıntılı olmakta ve yukarı doğru
kıvrılmaktadır. Çinko genç yapraklarda daha çok bulunur.
Demir: Klorofil molekülünün
yapısında
yer almıyorsa da, klorofil oluşumunda temel elementtir. Demir bazı
solunum (peroksidas,
katalas,
ve sitokrom) enzimlerin etkinliklerini üzerindede etkilidir. Asit
tepkimeli çay topraklarında genelde yarayışlı demir miktarı yeterlidir.
O nedenle çay bitkisinde demir noksanlığı kolay kolay gösterilir. Yaşlı
yapraklarda daha fazla bulunur.
Fosfor: Çay bitkisi
yaprağında
fosfor organik ve inorganik bileşikler halinde bulunurlar.
Proteinlerde,
nükleproteinlerde ve öteki fizyolojik yönden önem taşıyan
bileşiklerde
yer alırlar. Bitkide karbonhidratların parçalanmalarında, hücrelerde
oluşan
enerjinin taşımasında rol oynarlar. Azot ve potasyum oranla çay
bitkisinde
daha azdır. Genç yapraklar daha fazla fosfor içerir.
Klor: Kloroplastların
işlevlerini
yapmada ve fotosentez oluşumunda ve karbonhidrat metabolizmasında da
etkilidir.
Magnezyum: Çay bitkisinde
fotosentezin
cereyanında ve karbonhidrat metabolizmasında aktif rol oynar. Bu
element
klorofil molekülünün ortasında yer alır ve bitkideki toplam magnezyumun
%15-20 kadarı profile bağlıdır. Yaşlı yapraklarda daha fazladır.
Mangan: Klorofil oluşumuna,
demirle
birlikte dolaylı olarak yardım eder. Bitkide cereyan eden solunum
olaylarında ve özellikle karbonhidratların parçalanmasında olumlu etki
yapar. Mangan, proteinlerin ve kimi amino asitlerin sentezi için de
gereklidir.
Çoğu enzimlerde manganda aktivatör olarak görev yapar. Bitkinin azottan
daha fazla yararlanmasını sağlar. Çay yapraklarının fermantasyonunu
olumlu
yönde etkilemek suretiyle siyah çayın nitelikli olmasını sağlar.
Fermantasyonda
görev yapan peroksidas enziminin işlevleri için mangan olağanüstü öneme
sahiptir. Çay bitkisinin Mn kapsamı öteki kültür bitkilerine göre
çok daha yüksektir. Yaşlı yapraklarda daha fazla bulunur.
Potasyum: Çay bitkisinde
potasyum
su düzeni üzerinde etkili olduğu gibi, fotosentezin cereyanında güneş
enerjisinin
kimyasal enerjiye dönüştürülmesinde etkilidir. Bitki hücrelerinde
enzimlerin optimum düzeyde görev yapabilmeleri potasyuma bağlı olduğu
gibi
proteinlerin sentezi ve sentezlenen organik maddelerin taşınması da
potasyuma
bağlıdır. Çay bitkisinde potasyum miktarı azottan sonra gelir. Genç
yapraklarda
daha fazladır.
|
|
|
Yüksek
Kaliteli Siyah Çaylar İçin Kompoze Gübre + Mg
|
|
|
Zhejiang Çin Tarım
Bilimleri Akademisi Çay Araştırma Enstitüsü ve Almanya
Uluslararsı Potasyum Enstitüsü'nün
Çin'de ki çay plantasyonları
üzerinde yapmış oldukları "Productivity
and quality response of tea
to balanced nutrient management – Examples from China tea gardens"
(Çin Çay Bahçelerinden , Dengelenmiş Besin Yönetimi Örneklerine
Çayın Kalite ve Verimlilik Cevabı) ismli çalışmada özetle
aşağıdaki sonuçlar elde edilmiştir.
1. Subtropik
bölgelerde yetiştirlen çay klonları, yıllık yağış
miktarının fazlalığı nedeniyle toprata ki yarayışı Mg'un yıkanması ve
asittte çözünen Mg oranının azalması nedeniyle, çay yapraklarındaki
klorofilin yapı taşı olan Mg'u optimum düzeyde alamamkta ve,
2. Subtropikal
bölge topraklarında bitkiler için gerekli alınabilir Mg
miktarı az olduğundan dolayı ve bitki çeştililiğinin rekabeti sonucu
çay optimum düzeyde Mg'dan yararlanamamaktadır.
Bu nedenler göz
önüne alınarak yapılan kompoze
gübre + Mg denemelerinde;
Kompoze gübrelere Mg katılması ile ;
1- Siyah çayın
TF içeriği artmıştır
2- Siyah çayın
aroma bileşnlerinin miktarı artmıştır
3- Çay
bitkilerinin K'dan optimum düzeyde yararlanması sağlanmıştır.
4- Taze çay
yaprağındaki PPO aktivitesi ölçülebilir düzeyde artış
göstermiştir.
5- Sürgün
verimliliğinde de istatistiksel olarak artış tespit
edilmiştir.
6- Hücre öz
suyundaki serbest aminoasit miktarı yükselmiştir.
Çalışmanın detayları için : Kompoze
Gübre + Mg www.ipipotash.org/pdf/posters/Tee_China.pdf |
|
|