Organik
Tarımda
Kullanılan Mikrobiyal Gübrelerin Sağladığı Avantaj ve
Dezavantajlar Dünya
üzerinde sınırlı olan tarıma elverişli toprak varlığı ile doğal
kaynaklar
üzerinde yaşamakta olan insan nüfusunda ki artış ve gelişen sanayileşme
ile
küresel iklim değişikliği sonucunda ortaya çıkan yeni yaşamsal
sorunlara
çözümler bulunması için; bitkisel üretimde verimliliğin artırılması,
toprakların fiziksel, kimyasal ve biyolojik yapısının iyileştirilmesi,
insan
sağlığının korunması ve çevre kirliliğinin önlenmesi amacıyla, organik,
organomineral gübreler ve toprak düzenleyiciler ile mikrobiyal, enzim
içerikli tarımsal
girdilerin kullanımını yaygınlaştırmak, tanımlamak, bunlara ait analiz
metotlarını belirlemek ve bu ürünlerin ithali, üretimi, piyasaya arzı
ile kayıt
altına alınması konularında dünya genelinde yapılan araştırmalar her
geçen yıl
artarak devam etmektedir. Bu
araştırmaların odağını oluşturan organik tarımın temel amacı; doğal
kaynakları
korumak ve insan sağlığı bakımından güvenilir sağlıklı gıda maddesi
üretmektir.
Bu üretim sisteminin elemanları; toprak, bitki, çiftlik hayvanları,
doğal yaşam
ortamları, biyolojik madde döngüsü, böcekler ve çiftçiler olarak
sıralanabilir.
Organik tarımsal üretim yöntemlerinin, konvansiyonel (kimyasal girdi
kullanan) tarıma
kıyasla kesin kuralları ve standartları vardır. Üretimde kullanılacak
girdilerde sınırlamalar vardır. Yapay kimyasal pestisidler ve kimyasal
gübrelerin çok büyük bir bölümü çevre ve insan sağlığı üzerinde olumsuz
etkiye
neden olduğundan kullanımları sınırlandırılmakta, bir bölümünün de
kullanımı
yasaklanmaktadır. Bu nedenle organik tarım, ilkel ve geleneksel tarım
anlayışına geri dönüş değildir. Oldukça yeni, bilimsel ve teknik
esasları
kullanan, doğal yaşam ortamlarının korunmasını ve insan sağlığını esas
alan bir
uygulamadır. Diğer taraftan, sadece bitkisel üretim için geçerli
olmayıp, her
türlü hayvansal üretimin yanında doğal toplama ortamlarından elde
edilen
ürünleri de kapsamaktadır. Bu kapsam
ve özellikleri ile organik tarımın temel amacı ekolojik dengenin
bozulmadan
devamını, sürdürülebilirliğini sağlamaktır. Bu yüzden organik tarım
içerisindeki
tüm uygulamalar ekolojiyi, canlılar ile canlı çevresi arasındaki
ilişkileri
dikkate alarak yapılır. Zararlı ve hastalıkları yeteri kadar tanımadan
ve
bunların çevre faktörleri ile olan ilişkilerini bilmeden organik
tarımsal
uygulamaların başarılı olması mümkün değildir. Zararlı ve hastalık
etmenlerinin
olumsuz etkileri çevre faktörleri ile yakından ilgilidir. Her şeyden
önce bu
canlıların yaşamlarını sürdürmeleri uygun ve yeterli gıda maddesi,
uygun
barınak ve çevre koşulları ile sınırlıdır. Çevre sıcaklığı, nemlilik,
rüzgâr,
ışık gibi fiziksel faktörlerle birlikte, doğal düşmanları, aynı gıda
maddesini
paylaşan rakip canlılar, bu önemli faktörler arasındadır. Bu yazının
amacı, mikrobiyal gübrelerin içeriği ve çevresel etkileri konusunda son
yıllarda yapılmış akademik çalışmalarda öne çıkan bilgileri
özetleyerek,
ülkemizde sahip olduğu mikroklima sayesinde çay tarımına elverişli tek
bölge
olma özelliğine sahip Doğu Karadeniz ekosisteminde mikrobiyal
gübrelerin neden
olabileceği sonuçlar ile avantaj ve dezavanatajlarına dikkat çekmektir. Mikrobiyal
gübreler, bitki için gerekli olan bitki besin elementlerinin topraktan
havadan
ve sudan alınmasını sağlayan “canlı mikroorganizmaların”,
tarımsal üretimde kullanılmak üzere hazırlanan ticari formülasyonları
olarak
tanımlanmaktadır. Mikrobiyal gübreleme ise bu doğal mikroorganizmaların
çoğaltılarak uygun bir formülasyonda bitkilere uygulanmasıdır..(1)
Mikrobiyal gübreler tarımda birçok amaçla kullanılmaktadır ki bu
amaçlar,
konvansiyonel tarımda kullanılan kimyevi gübrelere kıyasla sağladıkları
avantajlar olarak öne çıkmaktadır. Bunlar ; 1.
Mikrobiyal gübreler birçok bitkide bitki gelişimi ve verimi artırmakta,
2. Havanın
serbest azotu dahil, ana bitki besin elementlerinin (N, P, K)
topraktan alımını
arttırmakta, 3. Toprak
kaynaklı hastalıkların kontrol edilmesini sağlamakta, 3. Organik
artıkların ayrışmasını sağlamakta, 4. Toprak
yapısı ve verimliliğinin iyileştirilmesi ile toprak kaynaklı hastalık
ve zararlılara
dayanıklılığı artırılmakta, 5. Bitkilerdeki
dayanıklılık artışı ile kimyasal girdi kullanımında da (pestisit ve
gübre)
azalışa yol açabilmektedir. Bu
avantajları ile birlikte mikrobiyal
gübrelerin canlı organizmalardan oluşması biyolojik
faaliyetlerinin sürekliliğini ifade eder ki bu;
bakteri
faaliyetleri sonunda canlı hücrelerinde cereyan eden
biyokimyasal olaylar ile maddeler inorganikten
organiğe, organikten
inorganiğe dönüştürülür diğer bir ifadeyle biyolojik yapım ve yıkım gerçekleşir.
Böylece, elementlerin madde kompozisyonlarına giriş ve çıkışlarına da
ortam
hazırlanmış olur.
Bu bağlamda, mikrobiyal gübrelerin
içerdiği canlı organizma formulasyonları içerisinde yoğun olarak yer
alan Bacillus
ailesinden “B.
Subtilis” dir. Ülkemizde
Çukurova Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Biyoteknoloji Anabilim
Dalı tarafından
yapılan araştırmalarda; Bacillus subtilis
sporlarının pişmiş gıdalarda yüksek sıcaklıklarda dahi canlı
kalabildiği ve fermente
ürünler ile ekmek hamurunda “sünme”
(rope) hastalığı ve biyolojik bozulmaya neden olduğu tespit edilmiştir.
Bacillus subtilis’in oluşturduğu
sporlar, ekmeklerin fırında pişirilmesi sırasında, ekmek içi
sıcaklığının
100°C’yi geçmemesinden dolayı, canlı kalmakta ve ekmek içinin yaklaşık
40°C’ye
soğumasından sonra tekrar vejetatif hale dönerek, hızla
çoğalmaktadırlar. Bacillus subtilis bu direnci,
asimetrik
olarak bölünebilmesi, sıcaklığa dayanıklılığı, asit, tuz gibi çevresel
faktörlere direnç gösteren endospor
(bir bakterinin uygun olmayan çevre koşulları altında sitoplazma
yüzeyini
minimuma indirerek metabolizmasını en düşük halde çalıştırmasıyla,
ortamın
olumsuz dış etkilerinden korunması sağlayan kendini dönüştürme
özelliği) oluşturabilmesinden
kaynaklanmaktadır. (2)
Bu
etkilerinin yanı sıra mikrobiyal
gübrelerin etken canlı organizması olan Bacillus
subtilis “subtilisin”
adı verilen proteolitik
enzim (proteinleri
eriten sindiren enzimleri) üretmektedir. Subtilisin, insan için
toksijenik
özelliğe sahip olup sürekli maruz kalındığında, alerjik reaksiyonlara
neden
olabilmektedir.(3) Örneğin,
Kanada’da Bacillus subtilis
tarafından üretilen “subtilisin” enzimi insan göz ve derisi üzerinde ki
etkileri
nedeniyle tehlikeli biyolojik maddeler sınıfında yer almaktadır. (4) Bacillus
subtilis’in
elektron mikroskobunda ki görünümü (6)
Bacillus
subtilis’in
bulaşması sonucunda ekmeklerde
oluşturduğu toksik iplikçikler ile neden olduğu Ayrıca
Bacillus subtilis’in de dahil olduğu Bacillus
ailesine ait
bakteriler, çay tarım alanlarına hasat öncesi püskürtülerek, taze yaş çay yapraklarında kafein oranının
düşürülmesi ve düşük
kafeinli çay ürünlerinin üretilmesi
içinde
kullanılmaktadır. Diğer bir ifadeyle Bacillus ailesi bakteriler, kafein
gibi
çayın içim değerini belirleyen kalite kriterleri üzerinde de etki
gösterebilmektedir (7) Güney
Kore Chungju Ulusal
Üniversitesinde yapılan bir diğer çalışmada ise Bacillus
subtilis çay imalatında
fermantasyon işlemi süresince yol açmış olduğu etkiler incelenmiş ve renk değişimleri ile kateşinlerin ve kafein miktarında
azalmaya
neden olduğu tespit edilmiştir. (9) Bacillus
subtilis’in
iklim ve çevre
koşullarına son derece dayanıklı sporlarının insan sağlığı üzerine
olumsuz
etkisini gösteren en çarpıcı örnek ise şudur, “hipersensitivite pnömonisi” olarak
adlandırılan; fungal, bakteriyel ve
hayvansal proteinler kaynaklı organik
tozların veya
reaktif kimyasalların “solunması” sonunda oluşan akciğer hastalıklarıdır! (8) Sonuç
olarak canlı organizmalar içeren
mikrobiyal gübrelerin tarım alanlarında kullanımı, konvansiyonel
tarımda
kullanılan kimyevi gübrelerden daha çok dikkat ve bilgi gerektirir.
Bölgemizde
yürütülmekte olan organik çay tarımına geçiş çalışmalarında önerilmekte
olan
mikrobiyal gübre formülasyonları içerisinde yer alan Bacillus
subtilis’in yaygın olarak uygulanmasına başlanılmadan önce;
başta insan sağlığı, doğal çevre, diğer gıda ürünleri ile özellikle
yarı mamul
ve mamul çay ürünlerine kontaminasyonu (bulaşması) durumunda kalite
başta olmak
üzere raf ömrü üzerine etkilerinin neler olabileceğinin, bölgemizin
ekolojik
özellikleride dikkate alınarak araştırılması, organik çay tarımda
başarıyı
arttıracaktır. Kaynaklar
: (1)Tarımda
Kullanılan Organik, Organomineral,
Özel, Mikrobiyal ve Enzim İçerikli Organik Gübreler İle Toprak
Düzenleyicilerin
Üretimi, İthalatı, İhracatı, Piyasaya Arzı Ve Denetimine Dair
Yönetmelik. Tarım
ve Köyişleri Bakanlığı, Resmi Gazete No: 25452.
(2)
http://library.cu.edu.tr/tezler/8229.pdf(3) https://academic.oup.com/occmed/article/61/5/364/1409311/Occupational-asthma-and-rhinitis-due-to-detergent (4) http://www.csst.qc.ca/en/prevention/reptox/Pages/information-sheet-whmis.aspx?langue=a&no_produit=9431 (5) http://www.biscuitpeople.com/magazine/post/shelf-life-introduction (6) http://organicsoiltechnology.com/bacillus-subtilis-bio-control.html (7) http://www.niscair.res.in/sciencecommunication/researchjournals/rejour/ (8) http://file.lookus.net/TGHYK/tghyk.62.pdf (9) http://agris.fao.org/agris-search/search.do?recordID=KR2011001227 Kamil
Engin İslamoğlu Ziraat Mühendisi
|