Müminlerin
annesi...
İlk
hicaba giren hanım ...
Asıl adı
Hind'dir. Oğlu Seleme'den dolayı, Ümmü Seleme diye adlandırılmıştır.
Babası Ebu
Umeyye bint-i Mugayre İbn-i Ömer İbn-i Mahzun, annesi Atik bint-i Amir
İbn-i
Rabia İbn-i Malik Kinaniye idi.
İslamiyete
intisabı
Kocasıda
kendiside ilk müslümanlardandı. Nübüvvetin
ilk günlerinde halkın keşmekeş olduğu zamanlarda, Hakkın nerede
olduğunu
anlayıp İslam halkasına girmişti
İlk
Evliliği
İlk
önce halasının oğlu Hz.Ebu Seleme İbn-i Abdul Esedile evlenmişti.
Hicret
Beyi
ile birlikte Habeşistana hicret etmişler. Orada bir müddet kaldıktan
sonra
Medine'ye geldiler. Medinye geldikten sonra felaketlerle karşılaştı.
Kendi
dilinden olay şöyle anlatılır:
"Ebu
Selem e ile Medineye gelmeğe karar verdik. Bir devemiz vardı. Bu
deveye çocuğumuz Seleme ile birlikte binmiştik. Ebu seleme de
devenin
yularını tutmuş yürüyordu. Benu Mugayre mıntıkasına geldik. Bunlar
benim baba
tarafımdan aşiretim idiler. Ebu selemeye eziyete etmeğe başladılar ve
"Bizim
kızımızı sen neden böyle fena bir durumda bulundurursun?"
dediler. Yuları Ebu Selemenin elinden aldılar ve beni kendileri ile
alıp
götürdüler. O ara, Ebu Seleme'nin aşireti Benu Abdül-Esed halkı da çıka
geldi.
Onlar da oğlum Seleme'yi aldılar ve Beni Mugayrelilere şöyle dediler:
"Madem
ki siz kendi kızınızı kocasından ayırıp almak
istersiniz, biz de kendi çocuğumuzu elbette ki sizin yanınızda
bırakmayız." İşte bu şekilde ailemiz dağıldı. Üçümüzden her birimiz bir
tarafda, birbirimizden ayrıldık. Beni çekişmeler esnasında hırpaldılar,
fenalık
geçirdim. Hicret hükmü verilmiş olduğundan, Ebu Seleme
Medinenin
yolunu tutup yola devam etti. Çünkü Ebu Seleme ne kendi aşiretine ne de
beni m
aşiretime söz anlatamamıştı. Yapayalnız Medineye vardı. Ben de kendi
aşiretime
geldim.
Sabahleyin
evden çıkar, bir toprak yığınının üzerine oturur akşama kadar
ağlardım. Bir sene böyle geçti. Bir gün bu perişan halimi gören
biri bana
bir şeyler olmasından korkarak aşiretin ileri gelenlerini
toplayarak:
"Siz
ne biçim insanlarsınız? Bu zavallı kadından ne istersiniz? Niçin bunu
çocuğundan ve kocasından ayırırsınız? Niçin bunları birbirine
kavuşturmazsınız?"
Adamcağız
bunları öyle içtenlikle söylüyorduki, herkes tesir altına kaldı. Bana
acvıdılar ve kocamın yanına gitmeme müsaade ettiler. Beyimin aşiretide,
bunun
üzerine çocuğumu getirip teslim ettiler. Bana bir deve bir havdec temin
ettiler. Oğlumla yapayalnız yola koyulduk. Ne yapacağımı şaşırmıştım.
İşte o
sırada Osman İbn-i Talha çıka geldi. Nereye gitmek istediğimi sorup,
neden
yalnız başıma lkaldığımı öğrenmek istedi. Ben de kimsem olmadığını ve
başımdan
geçenleri anlattım. Bana yardım etti. Konakladığımız zaman çeker gider
uzakta
bir ağacın altında istirahat ederdi. Medine yakınlarında Kaba mevkine
geldiğinde
Ebvu Selem'yi bulup beni teslim ederek, kendisi Mekke'ye döndü. "
Hz.Ümm-i
Seleme, Osman Ibn-i Talha'nın bu iyiliğini her zaman hatırlar ve bu
hususta hep şöyle derdi.
"Ben
Osman Ibn-i Talha'dan daha yüksek seciyeli ve iyiliksever bir insan
görmedim"
İlk
hicaba giren hanım
Hz.Ümmü
Seleme hicaba ilk girmiş bulunan (Mesture) hatun idi. Medine'ye
örtünerek
gelmişti. Yüksek bir aileye mensub idi. Kaba mevkine geldiği
zaman, halk
kendisine kim olduğunu surduğunda "Ümeyyenin kızıyım" dediğinde kimse
inanamıştı. Çünkü o zamanlar asil ailelerin kadınları yalnız
başına yola
çıkmazlardı. Nerde Ebu Ümeyye'nin kızı çıksın. Hz.Ümmü Selem İslam
için, Hak
Teâla'nın emri için bu yolculuğa katlanmıştı.
"Ya
Rabbi ondan daha iyisini onun yerine koy"
Daha
hicret henüz bitmişti. Kocasına yeni kavuşmuştu. Ebu seleme cihad
için
uhud gazasına katılır. Bir ok ile yaralanır. Bir ay kadar tedavi
sonucu
iyileşir. ancak aradan zaman geçtikçe eski yara yeniden açılır, bir
türlü
düzelmek bilmez ve vefat eder.
Hz.Ümmü
Seleme vefat haberini Rersul-i ekrem'e ulaştırır. Resulullah evlerine
teşrif eder, gönüllerini alır, sabır tavsiye ederek şöyle buyururlar:
"Ey
Ümmü Seleme şöyle dua et: Ya Rabbi ondan daha iyisini onun yerine
koy".
Sonra
Resulullah s.a.v., Ebu Selemenin cenazesinin başı ucuna geldiler ve
cenazenin hazırlanması ile bizzat meşgul oldular. Cenaze namazını
kıldırdılar ve namazda "dokuz tekbir" aldılar. Halk, neden böyle
yaptıklarını sorunca, buyurdularki.
"Bu
zat bin tekbire müstehaktır"
Ebu
Seleme vefat ettiği zaman gözleri açık idi. Zatı Saadetleri kendi
mübarek
elleriyle onun gözlerini kapattılar ve kendileri için mağfiret duasında
bulundular.
Zatı
Saadetleriyle Evliliği
Ebu
Seleme'nin vefatında Hz.Ümmü Seleme r.a. hamileydi. İddet geçtikten
sonra Hz.Ebu
Bekir, bu hatunun yalnızlığını ve kimsesizliğini düşünerek
evlenme
teklifinde bulundu, fakat Hz.Ümmü Seleme kabul etmedi.
Zatı
Saadetleri olan bitenlere çok üzülmüş ve müteessir olmuştu, bu sefer
kendisi Ümmü seleme'ye bir teselli olmak üzere kendisine nikah
haberi
gönderir, Hz.Ümmü Seleme elbetteki emr-i Saadeti kabul etmiyorum
sdiyecek
değildi. Ancak bir kaç gün gecikti ve bazı şartlar ileri sürdü.
Resulullah da şartları kabul buyurdular.
Hicri
4.sene Şevval ayında, nikah akdi tamamlandı. Acısı dinmiş,
ömrünün
sonuna kadar da bu saadetin tadını aklından çıkarmamıştı.
Ebu
Seleme'nin onun için ettiği duası kabul olmuştu:
"Ya
Rabbi benden sonra karım Ümmü Seleme'ye benden çok daha iyi bir koca
nasib eyle"
Zati
saadetleri, Hz. Ümmü Seleme ile nikahlanınca kendisine ev eşyası
olark, bir çift el değirmeni, iki su tulumu, bir yatak ve içi
hurma
lifleri ile doldurulmuş iki yastık, lütf ettiler. işte yeni evlilerin
ev eşyasu
bu idi. Zatı Saadetleri, diğer hanımları içinde bunun aynısını
vermişti..
Hz.Ümmü
seleme'nin güzelliğini duyan Hz.Ayşe nikahtan sonra gıpta eder,
kendisini görmeğe gelir. Görünce:
"Ümmu Seleme, söylendiğinden daha da çok güzeldir" der. Gelir
meseleyi Hz.Hafsa'ya anlatır. O da: "Halk böyle demiş ve
sen
tesir altında kalmışsın, güzelliğine güzel ama bira mübalağa
etmişler..."
Hz. Hafsa böyle demesine der ama içini bir kuruntu alır. İkisi
birlikte
gidip görürler ve iyice dikkat ederler. Bu sefer Hz.Ayşe şöyle der:
"Hafsa
haklıdır"
Hz.Ümmü Seleme Resulullah ile evlendikten ve evine geldikten sonra Zatı
Saadetleri kendini ilk görmeye geldiklerinde, Hz.Ümmü Seleme, kucağında
süt
çocuğunu emzirmekteydi. Resulullah bu durumu görünce geri çıkarlar. Süt
kardeşleri bu durumu haber alınca üzülürler ve çocuğu alıp
kendi evlerine
götürürler. Bir kaç gün evlerinde baktıktan sonra çocuğu geri
getirirler.
Hz.Ümmü
Seleme, Resulullah ile evlendiği ilk gün bile kendi eli ile yemek
pişirmişti. Tesadüf aynı gün kadın sahabilerden Hz.Zeynep Bint-i
Huzeyme
vefat eylemişti. Koca evine geldiğinin hemen akabinde, onun evine
gidip,
yokladıktan sonra derhal işe girişir, hemen bir tencere alır, bir parça
yağ
eritir, daha önce öğütüp hazırlamış olduğu unu ve tatlıyı karıştırıp,
gayet
nefis ve lezzetli bir yemek hazırlar Ev eşyası daha önce
getirilip
hazırlar ve bu yemeği yerler.
Resulullah
ile müşavere
Hüdeybiye
anlaşması sırasında, Zatı saadetleri, halka hitap ederek:
"Burada
kurbanlarınız kesin, dönelim" dedikleri zaman, zahirde,
anlaşma şartları müslümanların aleyhine görünüyordu. bunun için
müslümanların çoğu üzüldüler. Resulullah, üç kere hükmü Nebeviyi
tekrarladılarsa da kimse yanaşmadı. Bunun üzerine çadırlarına teşrif
buyurdular
ve meseleyi Hz.Ümmü Seleme'ye açtılar. Dirayetli hatun şöyle arz etti:
"Hiç
kimseye hiç bir şey buyurmayın, kurbanınızı kesip ihramdan çıkın ve
saçınızı kesin"
Fahr-i
Kainat efendimiz de Hz.Ümmü seleme!nin söylediğini dikkate aldılar ve
öyle hareket ettiler. Ashab da Efendimizin böyle yaptığını görünce,
aynısını
yaptılar.
Resulullah'ın
son günleri
Haccetu-l
Veda'da (Zatı Peygamberlerinin son haccı) Hz.Ümmü Seleme rahatsız
olmakla
beraber, yine dini farizayı ihmal etmedi. Zatı Risaletpenahilerinin
maiyeti saadetlerine katıldı. Yürüyemiyordu. Tavaf hakkında Zatı
Saadetlerine sordu:
Buyurdular:
-
Ey Ümmü Seleme, sabah namazından sonra, sen devene bin de deve ile
tavaf
eyle."
Zati
Saadetlerinin son hastalıklarında, hastalık uzun sürüp de, Hz.Ayşe'nin
odasına
teşrif ettiklerinde, Hz.Ümmü Seleme sık sık ziyarete gelirlerdi. Bir
ara
Resulullah'ın durumu ağırlaşır ve Hz.Ümmü Seleme kendini tutamaz ve
aniden
feryada başlar. Fahri Kainat mani olurlar ve buyururlar:
"Böyle yapman müslümanca bir iş değildir. Böyle yapmayacaksın".
Bir
rüya
Hz.Hüseyin
r.a, Yezid'in ordusu tarafından çevrildiği zaman, Hz.Ümmü Seleme (r.a)
bir
rüya görür: Resulullah s.a.v. gayet üzgün bir halde teşrif ettiler.
mübarek
saçları ve sakalları toza toprağa bulaşmıştı. sordum, "Ya Resulullah,
nedir bu haliniz?" Buyurdular:
"Hüseyin'in
katl edildiği yerden geliyorum".
O
zaman gözlerimi açtım, göçzlerimden yaşlar akıyordu.
Demek:
"Iraklılar,
Hz.Hüseyin'i öldürdüler. Hak Teala da onları katl eylesin.
Hüseyini bu hale koyan kavme Allah lanet eyleye" dedim.
Çocukları
Yalnız
ilk kocasından çocukları vardı. Seleme (r.a) ve ömer isimli iki oğlu ve
Zeynep
isminde bir kızı.
Seleme
(r.a): Habeşistan'da doğdu. Zatı Saaadetleri onu Hz.Hamza r.a. kızı
Emame ile evlendirdi.
Ömer:
Hz.Ümmü Seleme (r.a) ile birlikte Zatı Saadetlerinin evine gelmişti.
Efendimizin, ihtimamı ile büyütüldü. Hz.Ali Keremullahü Vechehü
zamanında, Fars
ve Bahreyn valisi idi.
Zeyneb:
İsimleri ilk önce Birre idi. Zati saadetlerinin evine geldikten sonra
"Zeynep" koydular.
Ahlakı
ve Adetleri
Hz.Ümmü
Seleme (r.a), hayatını zuhd ü ibadetle geçirmiş bir hatundur. Dünya'nın
aldatıcı şeylerine teveccüh etmezdi. Bir ara bir gerdanlık takmıştı.
Zatı Saadetlerinin hoşlanmadığını görünce hemen çıkardı ve
bir daha takmadı.
Her ayın
ilk pazartesi, perşem be ve cuma günleri oruçlu olurdu.
İlk
kocasından olan yanında getirdiği çocuklarına karşı son derce müşfikdi.
Defalarca Zatı Saadetlerine sormuştu:"Bunlara gösterdiğim şefkat
karşılığı ben ne kadar sevap elde edeceğim?" Buyurdular:"Evet sevap
elde edeceksin, hem de çok".
Namaz
vakitlerinin faziletlerine de çok dikkat ederlerdi, buyurdular: "Zatı
saadetleri öğle namazını erken kılarlardı. Siz ise, ikindiye
bırakıyorsunuz".
Çok
eli açıktı. Başkalrınıda cömertliğe davet ederdi.
Faziletleri
ve Menkibeleri
Kendisinden
rivayet edilmiş bir çok hadis kitaplarda mevcuttur. Hadis
dinletmek ve öğretymek hususunda çok meraklıydı. Saçları
kirlenmişti, tam yıkayacağı sırda, Zati Saadetleri mimbere çıkmış
ve hutbe irad buyuruyorlardı. Fahri Kainat, "Eyyühannas = Ey halk" diye
sesini yükseltince, Hz.Ümmü Seleme (r.a), elindekileri bir tarafa koyup
hemen caminin yolunu tuttu ve şöyle dedi: "Öyle ise biz halka dahil
değil miyiz?" Camiye girip hutbeyi ayakta dinledi.
Hz.Ebu
Hureyre, Ramazan ayında cenabet halinde bulunmanın orucu bozduğunu
düşünüyordu. bir kimse gelip Hz.ayşe ve Hz.Ümmü Seleme (r.a)'den mesele
hakkında fikir sordu. O zat, onların Ebu Hureyre'nin fikrini
tasdik edeceklerini düşünüyordu. Fakat onlar tam zıttı olarak dediler
ki: "Zatı Saadetlerinin, bu şekilde dahi oruç tuttuklarını
biliyoruz çünkü biz onun evindeydik." Mesele Ebu Hureyreye
intikal ettirilince, hatasını kabul eder. "Demek, Ayşe ile Ümmü Seleme
(r.a)'nin bilgisi benden fazladır" der.
Vefatı
Hz.Ümmü
Seleme (r.a), Resululllah s.a.v'ın en son vefat eden hanımıdır. Vefat
ettiği zaman 84 yaşındaydı. Hicretin 63. yılı idi. Cenaze
namazını
Ebu Hureyre r.a. kıldırmıştı. Zamanın idareciside namazına iştirak
ederdi.
Hz.Ümmü Seleme (r.a) valinin namazını kıldırmaması için vasiyet
etmişti. Medine
valisi o zaman Velid İbn-i Utbe idi.
KAYNAKLAR
1) Kadın Sahabiler, Mevlana Niyaz, Tercüme: Prof Ali Genceli, Toker
Yayınları
2) Şamil İslam Ansiklopedisi
3 Sahih-i Buhari
|