Ümmü
Râle radıyallahuanha fikir ve düşüncelerini anlaşılır ve net bir
şekilde ifade etme kabiliyetine sahip bir hanım sahâbî !...
Rasûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem efendimizin huzûrunda hanımların
sözcülüğünü yapan , fasih konuşmasıyla tanınan, şair ruhlu, mersiyeler
söyleyen bir hanım!...
Allah
yolunda yapılan her türlü çalışmalara katılmayı, hanımlar arasında
içtimâî faaliyetlerde bulunmayı seven, şefkat ve merhamet sahibi,
yardım sever bir iman eri!...
Allah
rızası için candan hizmet eden, fakire- fukaraya ve çevresine elinden
gelen yardımı esirgemeyen, iyilikte yardımlaşmayı hanımlar arasında
teşvik eden hatta yarış haline getiren, bahtiyar bir
hizmet eri!...
O,
Medine’li olduğu rivayet edilir. Nesebi hakkında kaynaklarda fazla bir
bilgiye rastlanmamaktadır. İslâm’ın güzellikleriyle Medine’de tanışıp
buluşmuş ve müslüman olmuştur.
O,müslüman
olduktan sonra İslâm’ın verdiği aşk ve heyecanla gönlünü doldurmuş ,
etrafına yardımcı olmaya, topluma faydalı olmaya
gayret etmiştir. Çevresindeki hanım ları da iyiliklerde yarışır hale
getirmek için teşvik etmiştir. Bizzat kendisi
faaliyetlerin içerisinde bulunarak örnek olmuştur.
Zaman
zaman hanım sahabîlerle bir araya gelir, İslâm’a daha fazla hizmet
edebilmenin yollarını araştırırlardı.
Evdeki meşguliyetlerinin sosyal faaliyetlerine engel teşkil
etmiyeceğini
düşünürlerdi. Yeterince İslâmî faaliyetlerde bulunamamanın eksikliğini
içlerinde hissederlerdi. Etrafında kendi durumunda olan diğer hanım
sahâbîlerle bir araya gelip bu konu ile ilgili olarak hep
dertleşirlerdi.
Erkeklerin
bu hususta kendilerinden daha önde olduklarını, cihada gittiklerini,
namazlarını mescidde Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimizle
birlikte kıldıklarını söyleyerek bu faziletlere nasıl
ulaşabileceklerini müzâkere
ederlerdi. Daha fazla sevap kazanmak için neler yapılması gerektiğine
dâir fikir alış verişinde bulunurlar ve hizmetlerini artırabilmek için
bir birlerine destek olmaya çalışırlardı.
Birgün bir toplantılarında, zihinlerini meşgul eden,
gönüllerine rahatsızlık veren bu konuyu Rasûlullah sallallahu aleyhi ve
sellem efendimize arz etmeye karar verdiler. Daha fazla ecir
kazanabilmek için ne tür ameller yapmaları gerektiğini
öğrenmek istediler.
Hangi
ameller daha fazîletliydi?
Allah’a
yaklaştıracak hangi ameller bize tavsiye edilirdi?
Hanımlar bu taleplerini ulaştırmak üzere Ümmü Râle radıyallahu
anha’yı aralarında sözcü seçtiler.
Ümmü Râle (r.anha), Rasûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem
efendimizin hâne-i saâdetine geldi.Hürmetle huzûruna çıktı. Samîmi bir
şekilde açık ve net bir ifade ile:
“-
Ey Allah’ın Rasûlü! Allah’ın selâmı, rahmeti ve bereketi üzerinize
olsun” diyerek önce selâm verdi. Sonra konuşmasına şöyle devam etti:
“-
Yâ Rasûlallah! Biz evli ve çocukları olan hanımlarız. Evlerimizin işini
yapıyor, çocuklarımızın terbiyesiyle uğraşıyor,
kocalarımıza hizmet etmeğe çalışıyoruz. Bu yüzden erkeklerin yaptığı
gibi daha fazla amel yapamıyor,
cihada katılamıyoruz. Bizim için gazaya çıkıp büyük ecirlere nâil olmak
mümkün
olamıyor. Bunun sevabından mahrum kalıyoruz. Bizi Allah’a yaklaştıracak
ve büyük ecirler kazandıracak bir şey öğretseniz” diye talebte bulundu.
Rasûl-i
Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem efendimiz imanı uğrunda bir şeyler
yapma azmi içerisinde olan bu gayretli, heyacanlı sahâbesine tebessüm
ederek :
“-
Siz de evinizde yapmakta olduğunuz hizmetlerinizden büyük ecir ve sevap
alacaksınız” buyurdu. Sonra şöyle devam etti:
“Size
düşen şey, gece gündüz Allah’ı zikretmektir. Duâya devam etmektir.
Gözlerinizi yabancıya bakmaktan korumak ve seslerinizi yabancıya
işittirmemektir.”
Bu
şekilde bir hayat geçiren mümin hanım ın büyük sevaplar elde edeceğini
müjdeleyerek ona tavsiyelerde bulunmuş ve onu teselli etmiştir.
(Üsdü’l-gâbe, 1, 1438)
Ümmü Râle (r.anha)’nın Allah Rasûlüne teslimiyeti ve muhabbeti
tamdı. Zihnine takılan şeyleri sorar öğrenirdi. O, hanımlar arasında
kuaförlük gibi bir hizmette de bulunuyordu. hanımların saçlarını
kesiyor, onları süslüyordu. Bir gün gönlüne takıldı. Acaba bu yaptığı
iş nasıldı? Dînen bir mahzuru var mıydı? Bunda bir beis olup olmadığını
öğrenmek ihtiyacı hissetti. Bunun için hemen Rasûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem efendimizin huzuruna vardı ve şöyle dedi:
“-
Yâ Rasûlallah! Ben kuaförüm. Hanımların saçlarını kesiyor, onları
eşleri için süslüyorum. Bu nasıl bir iştir? İyi mi yapıyorum kötü mü?
Bunun bir sakıncası var mıdır? Onu bırakayım mı?” diye sordu.
Rasûl-i
Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem dînî konulardaki hassasiyeti ve
yaptığı işlerdeki titizliği ile tanınan bu sahâbesine yine tebessüm
ederek
şöyle cevap verdi:
“-
Ey Ümmü Râle! Bunda bir beis yoktur. Sakıncalı bir iş değildir.
Özellikle gözden düşünce, yaşlanınca, eşlerine karşı sen
onları
süsle!” buyurdu. (Üsdü’l-gâbe, 1, 1438)
*
* *
Ümmü Râle (r.anha) yufka yürekli, şair ruhlu ve gözü yaşlı bir
hanımdı. Gönlündeki hüznünü mersiye söyleyerek ifadelere dökerdi.
Bbirkaç mersiyesinin olduğu rivayet edilmektedir.
O,
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimiz hayatta iken
Medine’den başka biryere gitmişti. Vefatını haber alınca Allah Rasûlünü
bir daha görememesi onu çok üzdü. İrtidat olaylarının başladığı
sıralarda Medine’ye
tekrar döndü.
Rasûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem efendimizin vefatıyla ilgili hüzünlü bir
hâdise ona anlatılınca kendini tutamayıp ağlamağa başladı. Matem
gözyaşları
içerisinde Medine-i Münevvere sokaklarında dolaşmağa başladı. O kadar
ağladı ki; Medine’yi mâteme boğdu.
Ensar evlerinden ağlamayan hiçbirev halkı kalmadı.
Ümmü Râle (r.anha) gözyaşlarını akıtarak sokaklarda dolaşırken
Hazreti Hasan (r.a) ile Hazreti
Hüseyin (r.a)’la karşılaştı.
Rasûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem efendimizin sevgili torunları, Cennet
gençlerinin efendileri, Ümmü Râle (r.anha)’yı gözyaşları içerisinde
ağlar görünce yürekleri sızladı. Onunla birlikte dolaşmağa başladılar.
Onu sükûnete kavuşturmak için uğraştılar. Büyük bir muhabbet ve nezaket
içerisinde onu teselli etmeğe çalıştılar.
Ümmü Râle (r.anha) Hazreti Fâtıma radıyallahu anha’nın evinin
önüne geldikce yana yakıla şu mersiyeyi söylüyordu:
“-Ey
Fâtımâ’nın mâmur evi!
Senin sahana girip sana yaklaştıkça, seni uzaktan
gördükce, gönlümdeki hüzün harekete geçiyor ve
beni heyecanlandırarak derdimi artırıyor. Selam sana…” (İsabe,
IV, 88, 203)
Kaynak
kitablarda adı “Ümmü Rı’le” şeklinde de okunan Ümmü Râle radıyallahu
anha rakîk kalbli, temiz yürekli bir hanım efendi olarak
zikredilmektedir.
O,
hassas bir gönle sahipti. Şiirleri tatlı vedüşündürücü idi. Hizmet
ehli, gayretli , teslimiyetli vebecerikli idi. Hakkında fazla bir
bilgiye ulaşılamadığı için nerde ve ne zaman vefat ettiği
bilinememektedir.
Allah
ondan razı olsun. Cenâb-ı Hak cümlemizi şefaatlerine mazhar eylesin.
Âmin
|