Havle binti Tüveyt radıyallahu anhâ mü’minlerin
annesi Hazreti Hatice radıyallahu anhâ’nın yakın arkadaşı... Rasûlullah
sallallahu aleyhi vesellem efendimizin saygı gösterdiği, kendisi için
ayağa kalktığı bir hanım sahâbî...
O, Mekke’li olup Tüveyt İbni Habib’in kızıdır. Mekke’nin
ileri gelen hanımlarından Hatice binti Huveylid ile arkadaş idi.
Peygamber hanesine yakınlığı dolayısıyla son dinin geldiğini ve Allah
Rasûlünün peygamberliğini birçok kimseden önce duymuştu.
Havle binti Tüveyt, Hz. Hatice annemizin sık görüştüğü
bir arkadaşıydı. Ona karşı gönlünde samimi bir muhabbet vardı. Onun
dürüstlüğüne hayrandı. Akıllı ve zeki bir hanım olarak o, Hz. Hatice
(r. anhâ)’nın fikir ve düşüncelerine çok değer verirdi. Zira onun
görüşlerinin doğruluğunda şüphesi yoktu. Onun sözünde sâdık olduğunu ve
muhtaç kimselere yardım ettiğini bizzat yaşayarak görmüştü. Bu sebebten
Hz. Hatice (r. anhâ)’ya karşı özel bir gönül bağı vardı.
Hz. Hatice (r. anhâ) annemiz Havle binti Tüveyt ‘in
samimi ve yakın arkadaşlığını fırsat bilerek İslâm’ı ona anlattı. O da
tereddüt etmeden kabul etti. İslâm’a ilk girenlerle birlikte müslüman
oldu.
Havle (r. anhâ) arkadaşı Hz. Hatice (r. anhâ)’nın
İslâm’ı tebliğ konusunda Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem
efendimize verdiği desteği yakînen görüyordu. Onu davasında yalnız
bırakmadığına ve canıyla, malıyla hizmet ettiğine bizzat şâhit
oluyordu. Kendisi de gücü nisbetinde bir şeyler yapmaya çalışıyordu.
İslâm’ın ilk yılları zor ve çetin geçmekteydi. Buna rağmen hiçbir
mü’min Allah ve Rasûlü dâvasından vaz geçmemekteydi.
Havle binti Tüveyt (r. anhâ) Allah’a ve Resûlüne tam
teslim olmuş bir hanımdı. Onun imânî heyecanını bilen İki Cihan Güneşi
efendimiz Havle (r. anhâ)’ya hürmet ederdi. Bilhassa Hz. Hatice (r.
anhâ) annemizin vefâtından sonra zaman zaman onu ziyaret ederdi.
Zevcesi Hatice’nin hâtırâsı olarak ona izzet ve ikramda bulunurdu.
Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi vesellem efendimizin bu vefâkârlığını
Hz. Aişe (r. anhâ) annemiz şöyle anlatıyor:
Birgün Havle (r. anhâ) bize geldi. Onun geldiğini gören
Allah Resûlü sallallahu aleyhi vesellem ayağa kalktı. “Hoş geldin!
Nasılsın?” diyerek Havle (r. anhâ)’nın hal ve hatırını sordu. Ben
bunu garibsedim.
Kendi kendime; bu kadının içeri girmesiyle niçin ayağa
kalktı? Buna gerek varmıydı dedim. Hemen Rasûlullah sallallahu aleyhi
veselleme:
“ – Ya Rasûlallah! Onun için ayağa kalkıp karşılamana
gerek varmıydı?” diye sordum. Bunun üzerine Rasûlullah sallallahu
aleyhi vesellem şöyle buyurdu:
“Bu kadın Hatice zamanında bize ziyarete gelirdi.
Onun arkadaşıydı. Güzel arkadaşlık imandandır.” diye cevap verdi.
İki Cihan Güneşi efendimiz emsalsiz, örnek bir
şahsiyetti. Her konuda mü’minlere rehberlik ederdi. Vefâ konusunda da
tekti. Hz. Hatice annemizin hâtırası olarak Havle (r. anhâ)’ya hürmet
edip ayağa kalkması onun derin vefâkarlık örneğiydi.
Havle binti Tüveyt (r. anhâ) kendisini ibadete vermiş
sâliha bir hanımdı. Özellikle gece ibadetine çok düşkündü. Allah
Teâlâ’nın huzurunda durmaktan büyük zevk alırdı. Geceleri hep ibadetle
geçirdiği için uyumadığı da olurdu.
Havle (r. anhâ) bir defasında yine Hz. Aişe (r. anhâ)
annemizin yanına gitmişti. Gece sabahlara kadar uyumadan ibadet etme
konusunda bilgilenmek istiyordu. Bu meseleyi annemize sordu. O da
Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi vesellem efendimize Havle (r. anhâ)’nin
yaptıklarını anlattı. Net ve açık bir şekilde: “Ya Rasûlallah! Bu
Havle’dir. Onun gece gündüz uyumadan, sürekli ibadet ettiğini
söylüyorlar.” dedi.
Fahr-i Kâinat sallallahu aleyhi vesellem efendimiz bu
davranışı uygun görmedi. Her şeyin hakkı vardır. Bedenin de hakkı
vardır. Her hak sahibine hakkını vermek lazımdır. Uykuya vakit
ayırmasını ve aşırıya gitmemesini söyleyerek şu tavsiyede bulundu:
“Gücünüz yetecek kadar amel yapın. Allah’a yemin
ederim ki, siz usanmadıkça Allah usanmaz (yeter demez)” buyurdular.
Ne güzel bir hayat ölçüsü elhamdülillah. İslâm ne yüce
bir dindir. Ne ifrad ne de tefrit vardır. Îtidal ve istikamet esastır.
İnsan, gücünün yettiğiyle sorumludur. Asıl olan huzur ve huşû ile
ibadettir.
Rabbımız cümlemize Havle binti Tüveyt (r. anhâ)nın
şefaatlerine erebilmeyi, huzur ve huşû içinde ibadetler yapabilmeyi
nasib eylesin. Amin...