Esma binti Amr (r.a)


Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem Efendimizle Akabe’de görüşen bir bahtiyar...

İkinci Akabe biatına katılan Medine’li iki hanımdan biri...

O, Mus’ab İbni Umeyr radıyallahu anh vasıtasıyla İslâm’la buluşmuştur. Medine’de ilk hanım müslümanlardandır.

Lakabı “Ümmü Menî el-Ensariyye” kocasının adı Hadic İbni Sellâme’dir.

O, Medine’den hareketle Mekke’ye gelen ve “İkinci Akabe Bey’ati”ne katılan 75 kişilik heyet içerisindeydi.

Hac vazifesini yapmak üzere giden bu kafilede Ümmü Ümâre lakabıyla tanınan meşhur kahraman hanımlardan Nesîbe Hatun (r.anhâ) da bulunmaktaydı.

Esma binti Amr (r.anhâ) hizmetli, fedakar bir hanımdı. Henüz Allah Rasûlünü görmemişti. Ama bütün kalbiyle ona teslim olmuş bir iman eriydi.

Ona biat edebilmek için yollara düştü. Hamile olmasına rağmen eşiyle birlikte kafileye katıldı. Yolculuğun sıkıntı ve çilelerine katlandı.

Medine Mekke arasında bir oğlan çocuğu dünyaya getirdi. Ona “Şübas” ismini koydu. Bu oğlunun adıyla anılarak “Ümmü Şübas” diye tanındı.

Esma binti Amr (r.anhâ) Allah Rasûlü ile görüşme bahtiyarlığına eren Medine’li ilk hanım sahâbilerdendir. Son peygambere kavuşma, ona biat etme heyecanı, merakı içerisinde Hac vazifesini yaptı. Akabe’de buluşma, görüşme heyecanıyla beklemeye başladı.

İkinci Akabe biatına yakından şahit olan Esma (r.anhâ) o ânın heyecanını, Allah Rasûlü ile buluşmalarını kendisi şöyle anlatır:

“Biz Medine’li müslümanlar ikisi kadın yetmiş beş kişilik kafile Akabe tepesinde Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem ile teşrik günlerinde buluşmak üzere sözleşmiştik.

Haccımızı yapıp Allah Rasûlüne söz verdiğimiz yerde, gece karanlıkta beklemeye başladık. Oraya giderken kenardan bucaktan, gizli gizli ulaşmaya çalıştık. Herkes ayrı ayrı gelmişti oraya. Kafile olarak Akabe denilen mahalde buluştuk.

Gece biraz istirahate çekildik. Biz ailecek ordaydık. Uhud’un kahramanı diye anılan Nesîbe Hatun da yanımdaydı. Hepimiz heyecan içerisinde Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellemin gelmesini bekliyorduk.

Merak içerisinde gözlerimiz etrafa bakıyordu. Bir müddet sonra Allah Rasûlü sallallahu aleyhi vesellem amcası Hazreti Abbas (r.a) ile çıkageldi.

Gözümüz, gönlümüz ışıyıverdi. Rasûlullah (s.a.v)’in yüzü nur gibi parlıyordu. O’na bakmaya doyamıyorduk.

Bize Kur’an okuyarak söze başladı. İslâm’ı anlattı. Kafiledeki herkes teslimiyetlerini ve itaatlerini arzetti.

Erkeklerle birer birer musafaha eyleyip biat eyledi. Önce Berâ İbni Ma’rur biat etti. Sonra herkes sırayla Allah Rasûlüne biat etti.

İki hanım olarak biz de uzaktan biat ettik. Allah’tan başka ilâh olmadığına, Allah ve Rasûlüne itaat edeceğimize söz verdik.

Rasûlullah (s.a) bunun karşılığının Cennet olduğunu bildirdi.

Bütün kafiledeki müslümanlar olarak Rasûlullah (s.a) Efendimizi Medine’ye dâvet ettik. Bunun üzerine Hz. Abbas (r.a) bize şöyle bir hitabede bulundu:

“Ey Hazrecliler! Eşlerinizi ve çocuklarınızı koruduğunuz gibi Allah Rasûlünü de koruyabilecek misiniz? Zor durumda kaldığınızda yüzüstü bırakacaksanız şimdiden bırakın.” dedi.

Bu sözleriyle yeğenine sahib çıktı. Onun arkasında olduğunu duyurdu.

Medine’li müslümanlar olarak bizler de; hiç endişe etmeyin, korkmayın dedik. Canımız ve malımızı nasıl koruyorsak öyle koruyacağız diye söz verdik.

Hz. Abbas tekrar bize yönelerek:

“Hazrecliler! Rasûlullah’a biat ederken siyahıyla, kırmızısıyla bütün insanlarla harp etmeyi göze alabiliyor musunuz?” diyerek uyardı.

Nesîbe ve ben dahil, tereddüt gösteren hiç kimse olmadı.

Esma binti Amr (r.anhâ) savaş meydanlarında yakın arkadaşı Nesîbe Hatun (Ümmü Ümare) (r.anhâ) ile omuz omuza çarpışan hanım sahâbilerdendir. Hayber’in fethinde de bulunmuştur. Orduda su taşıma ve yaralı askerlerin tedavileri konularında hizmet etmiştir.

O kendi döneminde ve daha sonraki devirlerde meçhul bir kahraman olarak kalmıştır. Ailecek İslâm’a hizmet etmişlerdir.

Kocası ve oğlunun İslâmî güzelliklere kavuşmasının arkasında Esma binti Amr (r.anhâ)’yı buluruz. Bu iki büyük sahâbinin adları eşi, Hadic İbni Sellame oğlu Şübas İbni Hadic (r.a)’dır.

Esma binti Amr (r.anhâ) ömrünün sonuna kadar İslâm’ın yaşanması ve yayılmasını kendine dert edindi.

Allah hepsinden razı olsun. Rabbımız bizleri şefaatlerine nâil eylesin. Amin.

Mustafa Eriş
Altınoluk Dergisi