Zeyneb binti
Ebû Seleme (r.a)
Zeyneb binti Ebû Seleme radıyallahu anhâ Medine’deki fakîh
sahâbî hanımlarından... Râsulullah sallallahu aleyhi vesellem
efendimizin üvey kızı...
O anne ve babası muhacir olarak Habeşistan’da bulunduğu sırada
dünyaya gelmiştir. Annesi Mekke reisi Ebû Süfyan’ın kızı Ümmü Habibe
(r. anhâ)’dır. Meşhur sahâbî Muâviye (r.a)’ın kız kardeşi olmaktadır.
İlk kocasının vefatından sonra Resûl-i Ekrem (s.a) efendimizle evlenme
bahtiyarlığını elde ettiği için mü’minlerin annesi olma şerefine de
nâil olmuştur.
Zeyneb binti Ebû Seleme (r. anhâ) mü’minlerin annesi Ümmü
Habibe (r. anhâ)’nın ilk kocası Abdullah’tan olan kızıdır.
Abdullah’ın künyesi Ebû Seleme idi. Bu künye ile meşhur olduğu
için Ebû Seleme kızı Zeyneb diye tanınmıştır.
Babası Ebû Seleme (r.a)’ın vefâtından sonra annesi Ümmü Habibe
(r. anhâ) Resûl-i Ekrem (s.a) efendimizle evlenmişti. Mü’minlerin
annesi olma şerefine ermiştir. Zeyneb de bu mutluluktan payını almış,
Allah Rasûlü (s.a) efendimizin evinde yetişmiştir. İlmini, edebini ve
terbiyesini İki Cihan Güneşi efendimizden almıştır. Eğitimini,
öğretimini onun huzurunda tamamlamıştır.
Zeyneb (r. anhâ) bilgilenmeyi çok severdi. Efendimiz’den bir
çok hadis ezberlemiştir. İslâm’ın inceliklerini öğrenmek için gayret
etmiştir. Nûbüvvet pınarından akan nûrdan bol bol içerek feyizlenmiştir.
Onun asıl adı Berre idi. Adını beğenmişlik yapmasın diye
Efendimiz onun ismini Zeyneb olarak değiştirmiş ve: “Kendinizi temize
çıkarmayınız. Sizden hanginizin daha iyi olduğunu Allah bilir.”
buyurmuştur.
Zeyneb binti Ebû Seleme (r. anhâ) ilim meclislerini severdi.
Hanımlar arasında ilim bakımından seçkin bir mevkiye sahipti. Fıkıh
ilminde çok ileri gitmiş ve fıkhî konularda kendine müracaât edilen bir
hanım sahâbî olmuştu.
Onun hadis rivayetleri de vardır. Buhârî iki hadisini, Müslim
de bir hadisini kitaplarına almışlardır. Riyâzussalihin Terceme ve
Şerhinde nakledilen hadis rivayeti şöyledir:
***
“Zeyneb binti Ebû Seleme radıyallahu anhûma şöyle dedi: Nebi
sallallahu aleyhi vesellem’in zevcesi Ümmü Habîbe radıyallahu anhâ’nın
yanına gitmiştim.
Ümmü Habibe, içinde safran veya başka bir şey bulunan güzel
bir koku istedi. Bu kokudan önce bir câriyeye sonra kendi yanaklarına
sürdü. Daha sonra şöyle dedi:
Allah’a yemin ederim ki, benim kokuya hiç ihtiyacım yok. Şu
kadar var ki, ben Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem’in minberde
şöyle buyurduğunu duydum.
“Allah’a ve ahiret gününe iman eden bir kadının ölü için üç
günden fazla yas tutması helâl değildir. Sadece kocası için dört ay on
gün yas tutabilir.”
Hadisi rivayet eden Zeyneb binti Ebû Seleme der ki:
Daha sonra ben, kardeşi vefat ettiğinde Zeyneb binti Cahş
radıyallahu anhâ’nın yanına da gitmiştim. O da koku isteyip süründü ve
sonra şöyle dedi:
Allah’a yemin ederim ki, benim koku sürünmeye ihtiyacım yok.
Ancak ben Rasûlullah (s.a)’in minber üzerinde şöyle buyurduğunu işittim:
“Allah’a ve ahiret gününe iman eden bir kadının ölü için üç
günden fazla yaz tutması helâl değildir. Sâdece kocası için dört ay onu
gün yas tutabilir.”
(Buhârî, Cenâiz 31. Riyazussalihın Terc. Ve Şerh c.7 s.
360-361)
Ümmü Habibe (r. anhâ)’nın babası Ebû Süfyan (r.a) 653 milâdi
senede vefat etmişti. Babası, annesi veya bir yakını ölen kimsenin
üzülmesi, yas tutması tabîi karşılanır. Özellikle kocası ölen bir
kadının üzülüp yas tutmasının vâcip olduğunda âlimler görüş birliği
içindedirler.
Bu yas, kocanın kadın üzerindeki meşrû haklarından biridir.
Kadının bu üzüntü hâli hem hayat arkadaşının hâtırasına hürmet hem
kocasının hayatta olan âile fertlerine karşı bir saygı ifadesidir.
Hadiste geçtiği gibi dört ay on günlük müddet iddet bekleme
süresidir. Bu sûre içerisinde süslenmek, koku sürünmek v.s davranışlar
yadırganır. Sevimsiz bir hareket olarak değerlendirilir. Bu tür
davranışlardan uzak kalmak insanlık şerefine ve hanımlık asâletine daha
uygun düşer.
***
Zeyneb binti Ebû Seleme (r. anhâ) Abdullah İbni Zem’a ile
evlenmiştir. Bu evlilikten beş erkek üç kız çocuğu dünyaya gelmiştir.
Çocuklarından Ubeyde ve Abdurrahman kendisinden hadis nakletmişlerdir.
Hz. Ebû Bekir (r.a)’ın kızı Esma (r. anhâ) Zeyneb (r. anhâ)’yı
çocukluk döneminde emzirdiği için süt annesi olma bahtiyarlığına
kavuşmuştur.
Resûl-i Ekrem (s.a) efendimiz çocuk yaşta iken Zeyneb’in
yüzünü yıkadığı ve bu sebeble Zeyneb (r. anhâ)’nın ihtiyarlığında da
yüz güzelliğini kaybetmediği rivayet edilir.
Zeyneb binti Ebû Seleme (r. anhâ) hicrî 73 tarihinde milâdî
692 yılında Medine’de vefat etmiş. Cennetü’l-Bakî’a kabristanlığına
defnedilmiştir.
Allah ondan razı olsun.
Rabbimiz bizleri şefaatlerine nâil eylesin. Amin.
Mustafa Eriş
Altınoluk Dergisi
2005 - Eylul, Sayı: 235, Sayfa: 060
|