Kayle
binti Mahreme radıyallahu anha Benî Temim kabîlesinden
İslâm’a ilk giren hanımlardan… Anlayış, idrak ve seziş kabiliyeti
yüksek bir
hanım sahâbî…
Bir
heyet içerisinde Medine’ye gelerek Rasûlullah sallallahu
aleyhi vesellem Efendimiz’in huzurunda bulunma şerefine eren ve
tereddüt
göstermeden hemen biat eden bir bahtiyar…
Gördüğünü
detaylı bir şekilde nakletme ve düşüncelerini
güzel bir üslub içerisinde anlatabilme kabiliyetine sahip, ifadesi net,
fesâhatte örnek bir hanım…
O,
benî Temim kabîlesinin Anberoğulları koluna mensuptur.
Annesi Safiyye binti Sayfi, Cahiliye devri şâir ve
hatiplerinden Eksem
ibni Sayfi’nin kız kardeşidir.
Kayle
binti Mahreme, Bekir İbni Vâil oğulları heyetinin
elçisi Hureys ibni Hassân ile birlikte Medine-i Münevvere’ye gelerek
Resûl-i
Ekrem sallallahu aleyhi vesellem Efendimiz’e biat etmiştir.
O,
kabilesinden İslâm’a ilk giren hanımlardan biri olma
şerefini elde eden bir bahtiyardır. Medine-i Münevvere’ye geldiğinde
Peygamberimiz’in huzûrunda şâhid olduğu olayları ve gördüklerini
etraflıca
anlattığı uzunca bir rivayeti vardır.
Buhârî, el-Edebü’l-Müfred adlı eserinde, Ebû Dâvud ve
Tirmîzî Sünen’lerinde bu rivayetin bir kısmına yer
verirler.Taberânî ise
onun tamamını kitabına almıştır. İbni Hacer el-Askalânî de, sahâbîlerin
hayatına dair el-İsâbe adlı eserinde bu uzun rivayeti nakleder.
Onun
bu rivayetinden kendisinin anlayış ve seziş kabiliyeti
yüksek bir hanımefendi olduğu anlaşılmaktadır. Zira şahit olduğu
olayları ve
gördüklerini etraflıca, detaylı bir şekilde anlatması, ifade ve anlatım
tarzı,
ayrıntılara gösterilen dikkat onun bu yönünü bize açık ve net olarak
göstermektedir.
Riyazüssalihîn’de
geçen kendi rivayet etmiş olduğu hadis-i
şerifte onun bu özelliklerini bâriz bir şekilde görmek mümkündür. Şöyle
ki:
Kayle
binti Mahreme radıyallahu anha şöyle der:
Rasûlullah
sallallahu aleyhi vesellem’i dizlerini karnına
dayamış, ellerini koltuklarının altına koyup, kaba etleri üzerine
oturmuş
vaziyette gördüm. Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem’i böyle huşû ve
huzû
içinde mütevâzî bir vaziyette oturur görünce, korkudan irkildim. (Ebû
Dâvud,
Edeb 22)
Kayle
radıyallahu anha, Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi
vesellem Efendimizin heybetinden korkup sarsılmıştır. O mecliste
bulunan bir
sahâbi durumu farketmiş ve Peygamberimize:
-Ya
Rasûlallah! Şu fakir kadıncağız korkup sarsıldı, deyince,
Peygamber Efendimiz arka tarafında durmakta olan Kayle’ye, kendisini
görmeksizin eliyle işaret ederek:
“-
Ey fakir kadıncağız! Sâkin ol ve
gönlünü rahat tut,”
buyurmuştur. Kayle diyor ki:
-
Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem böyle söyleyince,
Allah kalbimdeki korkuyu ve irkilme hissini giderdi. (Riyazüssalihîn
Tercüme ve
şerhi, c. 4, s.364-366)
İki
Cihan Güneşi Efendimiz her halinde olduğu gibi
oturuşunda da mütevâzî idiler. Onun her hal ve hareketi oturuşu,
kalkışı,
yürüyüşü bir huşû ve hudû halini yansıtırdı. Kendisini görenler
üzerinde bir
saygı, sevgi ve kalbten gelen bir irkilme hissi uyandırırdı.
Kayle
binti Mahreme (r.anha)’nın rivayet ettiği bir hadis-i
şerif de Sünen-i Ebî Davud’da geçmektedir.
Bu
hadisde onun müslüman oluşu ile ilgili bilgiler, şahsiyet
ve karakteri ile ilgili davranışlar ve Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi
vesellem
Efendimizin huzurunda fikir ve düşüncesini açıkca beyan edebilme hâli
görülmektedir. Şöyle ki:
Kayle
binti Mahreme radıyallahu anh’den şöyle rivayet
edilmiştir:
Rasûlullah
sallallahu aleyhi vesellem’in yanına geldik.
Bekir bin Vâil’in elçisi, Hureys ibni Hassan’ı kastederek dedi ki:
-Arkadaşım
öne geçti. Kendisi ve kavmi yerine Rasûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem’e İslâmiyet üzerine biat etti. Sonra şöyle
dedi:
-Ya
Rasûlallah! Bizimle Beni Temim arasında Dehna mevkii
hakkında bir anlaşma yaz. Onlardan misafir ve komşu olanlardan başka
tek bir
kimse bizim tarafa Dehna’ya geçmesin.
Rasûlullah
sallallahu aleyhi vesellem kâtiplerinden birine: “-
Ey oğul! Dehna hakkında Hureys’e bir senet yaz” buyurdu.
Ben
ona Dehna’nın verilmesinin emrolunduğunu görünce,oranın
kendi memleketim ve evim olması yönüyle beni bir üzüntü kapladı ve:
“-Ya
Rasûlallah! Bu senden adaletli bir istekte bulunmadı.
Gerçekten şu Dehna senin yanında develerin bağlandığı, salındığı yer,
koyunların da merasıdır. Temim oğullarının kadınları ve oğulları hemen
onun
arkasındadır” dedim.
Rasûlullah
sallallahu aleyhi vesellem:
“-
Ey oğul,yazmaktan vazgeç. Bu kadıncağız
doğru söyledi. Müslüman müslümanın kardeşidir. (Dehna’da bulunan) su ve
ot
(Bekir bin Vâil ile Beni Temim’den) her ikisine de yeter. (Orada fitne
vericilere (şeytanlara) karşı birbirlerine yardım ederler.”
buyurdu. (Sünen-i Ebî Davud, Hadis no: 3070)
Dehna:
Beni Temim yurdunda suyu az, otu çok meranın adıdır.
Bekir bin Vâil buranın kendilerine verilmesini, bunun da bir senetle
tesbitini
istemişlerdi. Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem efendimiz önce
vermek
istemiş, sonra Kayle’nin hatırlatması üzerine bundan vazgeçmiştir.
Kayle
binti Mahreme (r. anha) Fahr-i Kâinat sallallahu
aleyhi vesellem Efendimizin sevgisiyle gönlünü doldurmuş, onun
tavsiyelerini
harfiyyen yerine getirme gayreti içerisinde yaşayan bir muhabbet
eridir.
Onun
bu hassasiyetini yatsıdan sonra yatağına uzandığı zaman
yaptığı şu uzunca duâda görebilmekteyiz. Kızlarından Uleybe, annesinin
şöyle
dua ettiğini nakletmiştir:
“Bismillâh.
Allah’a dayandım. Yan tarafıma uzandım. Günahıma
tevbe ettim.”
Bunu
birkaç kez tekrarladıktan sonra;
“Allah’a
sığınırım. O’nun tam kelimelerine sığınırım ki, ne
iyi ne de kötü kimse bu kelimeleri aşamaz.
Gökten
inen ve göğe yükselenlerin şerrinden, yere inen ve
oradan çıkanların şerrinden, gündüzün şerrinden, gece gelip çatanların
şerrinden Allah’a sığınırım. Ancak hayırla gelip çatanlar müstesna.
Allah’a
iman ettim. O’na sımsıkı bağlandım. O’na dayandım,
O’na güvendim.
Kudretine
her şeyin teslim olduğu Allah’a hamdolsun.
Yüceliğine,
izzetine ve azametine her şeyin boyun büktüğü
Allah’a hamdolsun.
Hükümranlığı
karşısında her şeyin boyun eğdiği Allah’a
hamdolsun.
Arşının
izzetine hürmetine, kitabındaki sonsuz rahmet
hürmetine, yüce şânın hürmetine, ism-i âzam hürmetine bize rahmet
nazarıyla
bakmanı niyaz ederim.
Bize
öylesine bir rahmet nazarıyla bak ki; Bu bakış bizim
için affetmediğin bir günah, görmediğin bir ihtiyac, helâk etmediğin
bir
düşman, giydirmediğin bir çıplak, ödemediğin bir borç bırakmasın.
Bizim
için derleyip toparlamadığın, dünya ve ahırette bizim
faydamıza olan hiçbir işi bırakmayan ey merhametlilerin merhametlisi
Allah’ım!..
Allah’a
iman ettim. O’na bağlandım. O’na güvenip dayandım.
Sonra
33 defa “Sübhânallah”; 33 defa “Allahu
Ekber”; 33 defa “Elhamdülillah” derdi.
Ey
kızım! Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem Efendimizin
huzûruna kızı Fâtıma bir yardımcı istemek için gelmişti. Efendimiz o
biricik
kızına hizmetciden daha hayırlı bir şey söyleyeyim mi? buyurdu. O da:
Evet
dedi. Bunun üzerine yukardaki tesbihleri yatarken okumasını tavsiye
etti.
(Taberânî c.10,s.25)
Derin
tefekkür ve rakik bir kalbe sahib olan Kayle binti
Mahreme (r. anha) gönül âlemi zengin bir hanım sahâbîdir. Hayatının son
dönemleri ve ölüm tarihiyle ilgili bilgilere kaynaklarda
rastlanamamaktadır.
Allah
ondan razı olsun.
Rabbimiz
cümlemizi şefaatlerine mazhar eylesin. Âmin.
Mustafa
Eriş
Altınoluk Dergisi
|