"Yaşantısı
kötü olan bir kişinin mübarek ay ve gecelerde ölmesi onun amelinin iyi
olduğunu
gösterir mi?"
Bir
insanın yaşantısı, onun inancını, amelini ve şahsiyetini gösteren
bir
ayna gibidir. Tanımadığımız bir insanla biraz konuştuktan, beraber
yolculuk
ettikten veya bir alışverişte bulunduktan sonra onun hakkında belli bir
hükme
varırız; iyi veya kötü adam deriz. Fakat bir insanın hem iyi
taraflarını, hem
kötü taraflarını biliyorsak, onun hakkında karar verme hususunda
da
ölçümüz bellidir. İyi yönleri kötü yönlerinden fazla ise iyi; kötü
yönleri iyi
yönlerinden fazla ise kötüdür. Başka bir ifade ile, bir insanın iyilik
ve
kötülüğü Allah'a olan kulluğu ile ölçülür. Bir insan inandığı gibi
yaşıyor,
kulluk vazifelerini yerine getirmeye gayret ediyorsa, o insan Allah
katında
iyidir ve makbul bir kuldur. Fakat imanı olduğu halde, İslam'a uymayan
hal ve
hareketleri varsa bu insan günahkar insandır.
Bu
çeşit insanlar ölünce onları nasıl bir akibet beklemektedir? Peygamber
Efendimizin bu konudaki ifadeleri açıktır:
"Nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz: Nasıl
ölürseniz öyle dirilirsiniz."
Bu
gerçek başka bir hadiste de şöyle dile getirilir:
"Kim ne halde iken ölürse, Allah onu o şey
üzerine diriltir."
Allah'a
ve diğer iman esaslarına imanı sağlam olan bir insan, öldüğü zaman
mü'min ve
Müslüman sayıldığından Müslüman muamelesine tabi tutulur. böyle bir
insanın
ahiretteki durumuna gelince, bu hususta Peygamberimizin şu mealde
bir
hadisi vardır:
"Kim Allah'tan başka bir İlah olmadığını
bilerek ölürse Cennete gider."
Bir
insan öldükten sonra Müslümanların onun hakkında şehadetleri ve
kanaatleri de
önmelidir. Müslümanlar o adamın imanlı, iyi bir insan olduğunu
söylüyorsa,
Cenab-ı Hakkın onların şehadedtine göre muamele edeceğine dair
rivayetler
vardır. Yine, Müslümanların aleyhinde şehadet ettikleri kimse de ona
göre
muameleye tabi olacaktır.
Sualinize
gelince:
bir insanın amelinin iyi olması için her şeyden önce sağlam bir imana
sahip
olması gerekir. Bir mü'min mübarek gün ve gecelerin bvirinde
vefat
ederse, Cenab-ı Hakkın ona ayrı bir muamele edeceğine dair bir hadis-i
şerifte şöyle buyurulur:
"Bir Müslüman Cuma günü veya gecesi ölürse
Cenab-ı Hak onu kabir fitnesinden (sualinden ve azabından) kurtarır."
Başta
Cuma günü ve gecesi olmak üzere, KadirGecesi gibi diğer gün ve
gecelerde vefat
edenlere Cenab-ı Hak o vakitlerin hürmetine ayrı bir muamelete tabi
tutacaktır.
Mübarek gün ve gecelerde yapılan amel ve ibadetlerin sevabı, diğer
günlere göre
daha fazla olacağı gibi, o vakitlerde ölen mü'minlerin de ayrıca
Cenab-ı Hakkın
af ve mağfiretine nail olur.
Mesela
hadislerde Kadir Gecesinde Cenab-ı Hakkın, Benikelb kabilesinin
koyunlarının
sayısınca mümini affedeceği bildirilmektedir ki, şayet o mümin
böyle bir
gecede, ölmeden önce Cenab-ı Hakkın affına mahzar olmuşsa haliyle bu
nimetten
faydalanacak ve kurtulacaktır. Fakat imansız, içinde düşmanlık
hissi
bulunanlar bu bahsin dışındfadır.
Mehmed Paksu
Aileye Özel Fetvalar,
|