İslâm dini gelmezden
önceki insanların önemli bir bölümünün kuralsız yaşadıkları döneme
cahiliye
dönemi denir. Bu dönemde toplumda rezilliğin her çeşidi yaşanırdı.
Kadınların
önemli bir bölümü orta malı gibiydi. Kadınlar anonim kullanım arz
ediyordu.
Örtünmek için giyinmezler vücutlarını daha cazibeli göstermek için
sözde
giyinirlerdi.
İslâm dini gelmeden
önce cahiliye döneminin
kadınlarının giyinme tarzı şöyle idi:
Arap kadınları
başlarına bir örtü koyarlardı. Bu
örtünün iki uçlarını, iki omuzlarının arasından arkaya doğru
sarkıtırlardı.
Böylece boyunları, gerdanları ve göğüslerinin bir kısmını açıkta
bırakırlardı.
Giydikleri
entarinin ön kısmı göğüslerinin yarısına
kadar açık olurdu. Böylece göğüslerinin bir kısmı açık kaldığından
dolayı
görülürdü.
Giydikleri giysiler
vücuda tam yapışırdı. Böylece
vücut hatları belli olurdu.
Göğüslerini büyük
göstermek ve dikkat çekmek için
bezlerle sıkıştırırlar yukarıya kaldırmaya çalışırlardı. Böylece dikkat
çekmiş
olurlardı.
Giydikleri
entarileri yırtmaçlı olurdu. Böylece bacak
ve baldırlarını teşhir ederlerdi.
Ayaklarına halhal
denilen zilli bir âlet takarlardı.
Bu âlet adım attıkça şık şık veya tak tak ederdi. Bu şıkırtılar şıkıdım
şıkıdım
ettikçe erkekler bir kadın geçtiğini anlarlar, şıkırtının geldiği
tarafa
dönerler, geçenin yürüyüşüne dikkat kesilirlerdi. Böylece şıkıdım
şıkıdım
yürüyen kadınlar anonim bir zevk metaı olurdu.
Günümüzde, cahiliye
kadınlarının ayak bileklerine
taktıkları halhalın vazifesini kadınların giydiği ayakkabılar görüyor.
Topuklara yerleştirilen ağaç veya demirler, kadın adımını attıkça tak
tak tak
ederek geçtikleri yerde velvele meydana getiriyorlar. Erbabı bu sesin
ne mânâya
geldiğini çok iyi anlıyor. Ayakkabılar
tak tak tak
etse bile sesin verdiği mesaj, bana bak, bana bak, bana baksana,
cilvemden elektrik alsana, zevkini tatsana... demek oluyor.
Birçok tesettürlü
kadının ayaklarından da bu sesler
çıkıyor. Şahit oldukça yüreğimizden kan fışkırıyor. Cehaletin verdiği
musibet,
böylelerinin ahirette zina cürmüyle yargılanacağı o günde, bilmem nasıl
izah
edilecek. Cidden üzüntü verici oluyor. Kur’ân-ı Kerîm’de Rabbimiz Nûr
sûresi,
31’inci âyetinde: “Gizledikleri zinetleri bilinsin diye, ayaklarını
(yere
veya birbirine) vurmasınlar. (Erkekleri kendilerine meyl
ettirmesinler)...” buyuruyor.
İbni Hazm “Muhalla”
adlı eserinde bu âyeti açıklarken
diyor ki:
“Bu da ayakların ve
baldırların gizlenmesi
gerektiğini, açılmasının asla helâl olmayacağını belirten bir nâsdır”
demektedir. (C/3, Sh: 216)
Nûr sûresi, 31’inci
âyetiyle cahiliyye kadınlarının
hal hal ile dikkat çekme eylemleri yasak edildi.
Günümüzün cahiliye
artıkları da, takırdayan
ayakkabılarının takırdadıkça çıkan şıkıdım şıkıdım sesleriyle,
erkekleri
kendilerine meyl ettirmek eyleminden ilgili âyeti okuduktan sonra
vazgeçerler,
inşaallah...
Mevlüt Özcan,
Milli Gazete, 18.05.2008
|