İnsanlar ‘amcanın
sperminin ya da teyzenin yumurtasının kullanılması’ hususunda ‘bu da
evlatlık gibi bir şey’ düşüncesine itilmek isteniyor… Halbuki bu
düşünce evlatlıkla ilgili İslam dininin hükümlerini bilmemekten
kaynaklanıyor. Evlat edinileni, edinenin çocuğu haline getirmiyor
İslam. Hatta Kur’an-ı Kerim’de onların bizzat anne ve babalarının
adıyla çağırılmaları isteniyor. Batı hukukunda olduğu gibi evlatlık
aldığında nesep itibariyle size bağlı olmuyor. Sizin öz çocuğunuz
olmuyor. Annesi babası bellidir. Hâlbuki taşıyıcı annelikte genetik
yapı birbirine karışıyor. Hiç benzer tarafı yok. İslam dininde nesep
bellidir. Nesep nakledilmiyor. Sadece dünya hukukunda birtakım
değişiklikler var. Biyolojik anne ve baba gibi kavramlar da ortaya
çıkıyor. Taşıyıcı annelikten önce teyzesinin yumurtası ya da amcasının
spermiyle çocuk sahibi olunmasında birçok problem çıkar ortaya.
Akrabalık kavramı ortadan kalkar. Annesinin yumurtasıyla çocuk doğuran
biri hem kardeşini doğurmuş olur hem de kendi çocuğunu.
Sonuç itibariyle zina
da veled-i zina da olmuyor. Çünkü veled-i zina, zina fiilinden elde
edilendir. Burada zina fiili yok. Yok, ama zina fiiliyle meydana gelen
çocuktan daha büyük problemler ortaya çıkarıyor bu. Çünkü zina yoluyla
elde edilen çocuğun annesi babası bellidir. Bunda dedesi babası
olabilir, teyzesi annesi, hatta kendi kardeşini, dedesinin çocuğunu
doğurabilir bir kişi. Teknik olarak adı zina değil ama İslam’ın nesli
muhafaza prensibine külliyen aykırı.
Taşıyıcı annelik
kesinlikle caiz değil. Kişi sadece rahminde
başkasının embriyosunu taşıyor…denemez. Çünkü embriyoyu taşıyor; ama
rahminde gen alışverişi var. Baskınlık her ne kadar yumurtanın
sahibinde gibi görünse de karışma var. Sütkardeşliğinde de öyle. Bilim
tespit etmiş durumda. Sütle dahi bir miktar genetik transfer var.
Bu
işler ne
tıbben, ne de hukuken etik...
Yardımcı üreme tedavisi
bazı ülkelerde yasal. ABD’de bazı eyaletlerde yasak, bazılarında
serbest. Tıbben zor bir işlem değil. Ülkemizde olayın hukukî ve dinî
boyutu var. Spermi ya da yumurtayı veren kişi acaba ne kadar sağlıklı?
Yapılıyorsa tamamen kontrol dışı demek. Genetik geçici hastalıklar
olabilir. Bazı kan ve metabolizma hastalıkları. Donör olan şahıs, ister
sperm, ister yumurta versin, AIDS, Hepatit B ve C gibi bazı enfeksiyon
hastalıkları taşıyor olabilir. Genetik hastalıkların bir kısmı
bilinmeyebilir. Şizofreni gibi bazı akıl ve ruh hastalıkları da genetik
yoldan aktarılıyor.
Bir de
miras hukuku
var. Sperm ve yumurtayı bazen bildiğiniz şahıstan alıyorsunuz. Yarın
öbür gün hak iddia edebilir bu çocuk. Çünkü genetik anne ya da babası.
Ne kadar sözleşme yaparsanız yapın, dünyada bunun örnekleri, mahkemeler
var. Genetik annelik, genetik babalık o çift ve donör olan şahısta bazı
psikolojik sıkıntılara sebep olabiliyor. Kendi çocuğu olmayabiliyor;
ama halbuki kendinden olmuş çocuklar var ortada. Veya kimlerin donör
olabileceğini, kaç kişiye bağışta bulunabileceğini iyi ayarlamak lazım.
Aksi takdirde belli bir toplum içinde aynı genetik materyale dâhil
kardeş, yarı kardeş, üvey kardeş gibi ihtimaller de ortaya çıkabilecek.
Bu gibi sakıncalar içeriyor. Tıbbî, hukukî, sosyal sorunlara yol
açacağı belli. (2)
|