Başörtüsü
konusunda Türkiye de bir
özgürlük yakalamışken bunu meclise kadar sokma şansını yakalamışken lütfen bunun suyunu
çıkartmayalım… Bu
özgürlüğü doğru kullanıp gerektiği gibi kullanalım…
Bu sözü bana hemşehrim MHP Milletvekili Lütfü Türkkan ağabeyim
söylenmişti…
Çok
doğru bir
tespit…
7
Mart günü
HABERTÜRK TV de bazı muhafazakar dergilerin ne kadar doğru olup
olmadığını
tartıştık. O akşam çok büyük hayal kırıklığına uğradığımı
söyleyebilirim. Düne
kadar erkeğe el vermeyen kişilerin bu dergilerde başı örtülü kadınların
poz
vermesine kırıtmasına full makyajla salınıp resim vermelerine gayet
doğal bakar
hale gelmeleri üzdü beni…
Ben
4 yıl önce “Başındaki
örtüyü kirletme” adında bir kitap yazdım ve bu gün bu konuların
gündeme
gelmesine sevineyim mi üzüleyim mi karar veremedim.
Ben
ki
başörtüsünü can havliyle savunan bir kadın olarak İslam dininin emri
olduğunu
kabul edip inançları için başını örttüğünü savunan başı örtülü
kardeşlerimizin
bu işi tarz haline getirmeye başladıklarının farkında olmamalarına çok
üzülüyorum.
Tesettür
sadece başı örtmek mi?
Hayır
sadece
başı örtmek değil tüm yaşantımızda dahil hareketlerimiz ve yaptığımız
işe kadar
her şeyi kapsamalı…
Yoksa
bizim
eleştirdiğimiz birçok olayı başörtüsü ile yaptığında meşrulaştırmış
oluruz…
Şayet
bir kadın
inançları nedeniyle başını örttüğünü söylüyorsa ona göre yaşamalı…
Başını
örtüp
daracık giyinmek…
Başında
ki
örtüyle mankenlik yapmak…
Başı
örtülü
DJ’lik yapmak…
Başı
örtülü
gece kulüplerine gitmek vs…
Bunları
başı
açık bir kadın yaptı mı kötü oluyor da kapalı yaptı mı ne oluyor?
Başı
açık
yaptığında da kötü kadın oluyor diyemeyiz ama başı kapalı yaptığında
İslam’a
laf geliyor.
Biz
neyi savunuyoruz?
Bir
örtüyü mü yoksa bir dini mi savunuyoruz?
Vallahi
ben
dini savunuyorum ve yanlış ve çarpık tesettürlü kardeşlerimize de
gerekenleri
söylemek zorundayım diye düşünüyorum…
HABERTÜRK
de ki
program da bir derginin sahibi olan başörtülü kardeşime“ Senin bu
mantığına
göre o zaman araba fuarlarında üç sene sonra tesettürlü kadınlar
arabaların
önünde olacak” dediğimde bana “ ne var işte çıplak kadınlar
hale yola
gelmiş deriz” demez mi?
Yok
böyle bir
mantık!
Ve
dergisindeki
kapak kızları ve mankenler için“biz dışarıdan parayla manken
kullanmıyoruz.
Başı açık mankenin başını kapatmıyoruz normal halkın içinden gerçekten
başı
kapalıları kullanıyoruz” demez mi?
Bu
daha da
kötü!
Aman
dikkat
edelim bayanlar baylar!
Bizim
eleştirdiğimiz olaylar başına örtü öten yaptığında mı meşrulaşacak?
Başı
açıklar
yaptığında kötü olan şey başı kapalılar yaptığında mı iyi olacak?
Tesettürü
cazip hale getirelim…
Tesettürü
cazibeli bir şekle sokmak işi amacından saptırıp yanlışa götürür…
Şunu
nasıl
gözden kaçırırız; Üzerimizde İslami bir simge taşıyorsak ona uygun
davranmalıyız. Kadın hakları insan hakları ve Allah rızası için
savunduğumuz
başörtüsünü dünyevi zevk ve Rantlara ortak edersek olur?
İslam’a
laf
gelir…
Zaten
etrafta
İslam’a ve başörtüsüne laf etmek isteyen bunca taraf varken onlara bir
güzel
malzeme vermiş oluruz…
TARZDAN
MI- FARZDAN MI?
Tarzdan
yapıyorsanız bunu açıkça söylersiniz ve vebalini de taşırsınız…
Bizim
zaten her
insana saygımız var ve saygı duyarız “o başörtüsünü aksesuar olarak
takıyor”
deriz olur biter. Kimse de bir laf söyleyemez.
Ama
bunu
farzdan yaptığınızı söyleyip birde uygun davranışlar sergilemezseniz o
zaman
İslam dinine gelecek zararlarında vebalini siz düşünürsünüz.
Biz
kimseyi
kınamıyoruz kınamayız da ve hatta ben başı açık- kapalı onu bırakın ben
bir
ateistin bir rahibenin bile hakkını savunurum…
Lakin
bu mesele
Allah rızası için doğruların konuşulacağı ve hakikatlerin
incitilmeyeceği bir
meseledir…
Ben
ki “bu
ülkede TBMM de başörtülü vekil görmeden kamusal alanlarda başörtülü
kadın
görmeden bu ülkede demokrasi var demem” diyen bir insanım…
Ama
böyle
başörtüsünü her şeklin her halin her işin her durumun içine sokmak hak
değildir…
Zaten
başı açık
veya kapalı kadın için her iş yapılır diye bir mantık olamaz. Herkes
değerlerine ve inançlarına göre iş tercih ediyor. Ama inançları temsil
eden
insanların bu konuda çok dikkatli olmaları lazım…
Peki;
İSLAM ÖZGÜRLÜKLERİ KISITLAR MI?
Hayır,
İslam
özgürlükleri kısıtlamaz, kişiler kendi yaşam şekli ve inançlarıyla
kendi
özgürlüklerinin çizgisini belirleyerek yaşarlarsa o yapılan iş doğru
olur…
Başörtüsü
konusunda Türkiye de bir özgürlük yakalamışken bunu meclise kadar
sokama
şansını yakalamışken lütfen bunun suyunu çıkartmayalım…
Bu
özgürlüğü
doğru kullanıp gerektiği gibi kullanalım…
Başörtüsü
takan kadının İslam dininin bir simgesini taşıdığını unutmaması ve buna
göre
davranması şarttır…
Tesettür
cazip
olmalı cazibeli değil…
Ve diğer önemli
bir konu da şu;
BAŞÖRTÜLÜ OLUP NAMAZINI KILMAYAN KARDEŞLERİMİZ…
Okul
kapısında
başörtüsü için mücadele verirken namazını kılmaması ayrı bir tartışma
konusu…
Bu kardeşlerimiz de kınamıyoruz ama şunu unutmayalım ki “NAMAZ”
İslam’ın
5 farzından birisidir. Ve Yüce Allah Kuran da namaza hiçbir taviz
vermemiş. Fakat maalesef namaza esnek davranıp başörtüsü
için
mücadele etmek işin esasına aykırı değil mi?
Namaz
kılmayan başını açsın demiyoruz…
Başı
açık namaz kılmaz zaten denilmez…
Başörtüsü
görsel olduğu için ön planda ama “NAMAZ”
konusu da ön plana çıkartılıp toplumu namaza sevk etmeliyiz.
Biz
başörtüsü
mücadelesi verirken en önemli farz ibadeti unutursak o zaman verilen
mücadele
kutsallığını yitirir…
Davanız
kutsalsa mücadeleniz de kutsaldır…
İşte
davanın
içeriğini iyi anlamalı ve ona göre mücadele vermeliyiz…
Başörtüsü
tarza
kaymadan bir önlem almalı farzına uygun yapmalı ama namaz gibi bir
farzı da
hayatımızda ilk sıraya koymalıyız…
Bizim
amacımız
bağcıyı dövmek değil üzüm yemek…
Ve
her şeyden
önemlisi Allah rızası için doğruları söylemek ve hakikatleri
incitmemek. Aksi
takdirde hep eleştirdiğimiz kesimlerde olduğu gibi yaşadığımız gibi
inanmaya
başlarız…
Bana
kızanlarınız olabilir ama ellerinizi vicdanınıza koyduğunuzda beni
anlayacaksınızdır…
Gerçek
özgürlük hayata karşı sorumluluk duymaktır ve kaldı ki özgürlüklerimiz
bir dini
simge ise o sorumluluğu hakkıyla taşımalıyız…
Allah
için
konuşuyoruz Allah için anlaşılması dileklerimle…
Sevda
Türküsev
Rotahaber, 11.03.2013
|