Halk
arasında konuşulan
bazı meseleler yarım
ve yanlış anlaşılmıştır. Bunlardan birisi de "İki bayram arasında düğün
yapılmaz, nikâh kıyılmaz" düşüncesidir.
Şartlar ve imkânlar hazır olduğu zaman senenin bütün gün ve saatlerinde
düğün
yapılabilir, evlenilebilir, nikâh kıyılabilir. Yani nikâh için belli
bir zaman ve
vakit yoktur. "Nikâh şu gün caiz olur, şu gün caiz olmaz" diye bir
şart yoktur.
Bu meselenin aslına gelince, hâdise şudur:
Bilindiği üzere, Ramazan ve
Kurban
gibi yıllık iki bayramımızın yanında bir de haftalık bayramımız vardır.
O da
Cuma günü. Yani Ramazan veya Kurban Bayramı Cuma gününe rast gelir,
düğün de
bugünlerde yapılırsa; bu arada nikâh kıyma ile meşgul olunur da Cuma
namazına
yetişememe gibi bir tehlike baş gösterirse o saat içinde nikâh kıymak
caiz
olmaz.
Çünkü bu saat içinde nikâhla meşgul olmak farz-ı ayn olan bir ibâdetin
terkine
sebep olmaktadır. Hayır yapalım derken, şerre sebebiyet verilmektedir.
Fakat böyle bir sıkışıklığa meydan verilmeden Cuma namazından bir
müddet önce
veya namaz kılındıktan sonra nikâh kıyılırsa pekâlâ olur, bir mahzur da
kalmaz.
Zaten böyle bir hal de pek vuku bulmamaktadır."İki bayram arasında
nikâh
olmaz" sözünün bâtıl da olsa târihî bir geçmişi vardır. Bilhassa bu
inanç
Islâmdan önceki Cahiliye Arapları arasında yaygındı. Onlar Ramazan'dan
sonra
başlayan Şevval ayında evlenmeyi uğursuz sayar, düğünlerini başka bir
tarihte
yaparlardı.
Her Cahiliye âdetinde olduğu gibi, bu âdeti de bizzat Peygamber
Efendimiz
yıkmış, geçersiz kılmıştır. Resul-i Ekrem Efendimiz Hz. Âişe
validemizle Şevval
ayında nişanlanmış, üç sene sonra da yine Şevval ayında evlenmiştir.
Böylece
iki bayram arası olan Şevval ayında düğün yapmak ve nikâh kıymak sünnet
olmuştur.
Mehmet Paksu,
Sorularla
İslamiyet