Halvet,
kelime anlamıyla bir yerde yalnız kalmak anlamına gelir. Sahih halvet
ise,
eşlerin hiç kimsenin göremeyeceği ve istekleri dışında kimsenin
göremeyeceği ve
istekleri dışında kimsenin giremeyeceği kapalı veya kapalı sayılan bir
yerde
yalnız kalmaları demektir. Bazı bakımdan zifafla aynı sonuçları
doğurmaktadır.
Hükmü zifaf diyebileceğimiz bu durumda da kadının mehrin tamamı
üzerindeki
hakkı kesinleşir.
Karı
ve kocanın birinde cinsel ilişkiyi engelleyen bir durum bulunmazsa
halvet sahih
olur. engel ya hastalık, küçüklük, çelimsizlik gibi ferdi bir durum
veya farz
olan namaz, farz olan oruç, hacda ihramda bulunma, hayız ve nifas gibi
şer'i
bir hüküm olabilir. Yanlarında kör, uykuda çocukta, biri olsa ve
yukarıdaki engellerden bir bulunursa halvetin sağlığını bozar.
İktidarsızlık
halvet mani değildir.
Sahih
halvet, gusül almayı, kızların erkeğe haram olmasın üç talakla boşanmış
eşin
ilk kocasına dönüşünü ve mirasçı olmayı gerektirmez. Sadece iddet
beklemeyi,
nafaka ve mehri gerektirir.
Sahih
bir evliliğin ardından mehir borcunun doğabilmesi için evlenen
kadın
zifaf için hazır olmalı ve aralarında sahih halvet vuku bulmalı ve
taraflardan
birisi nikahtan hemen sonra ve ve zifaf veya halvetten önce ölmüş
bulunmalıdır.
Nikah
akdi yapıldıktan sonra, fakat zifaf veya sahihi halvetten önce bir
ayrılık vuku
bulursa ayrılığa kimin sebep olduğuna bakılır. Eğer ayrılığa
erkek sahip
olmuşsa mehirin yarısını kadına ödemelidir. Kadın olmuşsa bir şey
gerekmez.
Faydalanılan
Eserler
1)
İlmihal İslam ve Toplum, Türkiye Diyanet Vakfı İslami
Araştırmalar
Merkezi
2) Büyük Kadın İlmihali, Rauf PEHLİVAN