Evlenecek eşler
birbirlerine dindarlıkta denk
olmalarıdır. Yani
İslama bakışlarında, dini uygulamalarında ve ibadet hayatlarında ortak
görüş, müşterek kanaat ve aynı düşüncede olmaları başta gelmektedir.
Diğeri de, dini hayatı yaşamalarında birbirlerine destek olmalılar.
Eğer baştan bu mesele sıkı
tutulmaz, ciddiye
alınmaz ve
prensipler işitilmezse, sandalın küreğini akışı seyrine bırakmak olur
ki, bu imanlı bir insanın yapacağı bir iş değildir.
Bugün sizin başınızı
açmanızı isteyen kişi,
yarın
namazınıza
karışır, ileriki günlerde İslamdan kaynaklanan edeb ve ahlakınıza
müdahale eder. Bunun biraz ilerisi helal-haram tanımamak gibi önü
alınmaz yanlışlıklara doğru sürüklenir gider.
Sizin
kapanmanıza karşı olan kişi sadece o örtüye
karşı değildir;
örtüyü emreden dine de, Kur'an'a ve diğer mukaddeslere de karşıdır veya
mukaddeslere önem vermeyen bir yapı içindedir. Bunun için önce görüş,
düşünce, anlayış, bakış açısı ve inançta birleşin, ondan sonra ortak
bir hayata adım atın. Aksi halde ayrı dünyaların insanı olarak
yaşama gibi bir sıkıntıyı baştan kabul etmiş olursunu ki, bu hayatın
bazan bir saati bir sene gibi çekilmez bir azap haline döner....
Kaynak: Aileye
Özel Fetvalar, Mehmed Paksu, Nesil Yayınları, 1999
|