Fıtratları
gereği saçları daima uzun olan ve bu hâlde bulunmaları kadınlığının
gereği olan hanımefendilerin, saçlarını kapatış şekli çok önemli bir
husustur.
Müslüman
kadın
saçlarını kapatış ve tesettüre bürünüş şekliyle hiçbir artiste,
mankene, modaya ve modacılara benzemez/benzeyemez ve benzememelidir de.
Müslüman
kadın,
saçlarını örtüsünün (başörtüsünün) altında belli olmayacak bir şekilde
bir araya getirip bağlar. Nur Suresi'ndeki ayette saçları örtecek olan
başörtüsünün tarzı açıkça beyan edilmiştir. Peygamberimiz (s.a.v.)
Efendimiz: "Başlarını deve hörgücü gibi yapan kadınları gördünüz mü?
Bilin ki, Allah onların namazlarını kabul etmiyecektir"buyurmuştur. (1)
Bu
hadiste,
Müslüman olduğu hâlde/namaz kıldığı hâlde saçlarını deve hörgücü gibi
bağlayacak olanlar bulunacağı haber veriliyor. Bu tür davrananlar lânet
edilmeye mâruz kalıyorlar.
Müslüman
kadının saçını bağlayış şekli o kadar mühimdir ki, bu bağlayış şekli
İslâm'a uygun ise, ilahi rızayı celbe, değilse ilâhi gazaba ve azaba
yol açar.
İman
eden kadın
saçlarını bağlayış şekliyle İslâm dışı tavır, davranış ve öylesi
kadınlara özenmez. Modanın maymunu olmaz. Asla kendisini teşhire
yeltenmez.
Müslüman
kadın,
saçlarını örtüsünün altında belli olmayacak biçimde sarar. Saçlar
örtünün altında belli olacak şekilde ise, saçları örtmenin fazileti
kalmaz.
Saçları
örtmenin
mânâsı: Onları belli olmayacak ve haram nazarları celbetmeyecek
şekilde sarmak ve muhafaza etmektir.
Saçları
örtmekle iş bitmiyor. Onları İslâm'ın emrettiği şekilde örtmek, korumak
ve bağlamak gerekiyor.
Saçları
İslâm'ın tasvip etmediği tarzda örtmenin maksadı gerçekleştirmediğini
beyan eden hadislerden birinin meali şudur:
"Ehl-i
cehennemden iki zümre vardır ki, bunları (dünyada henüz) görmedim.
Birisi, sığır kuyrukları gibi kırbaçlar tutarak onlarla insanları
döverler. Diğer bir takımı kadınlardır ki, gerçi giyinmişlerdir, fakat
çıplak görünürler. (Bunlar zinet yerlerini açarlar, vücut hatlarını
belli edecek şekilde dar ve ince elbiseye bürünürler.) Başka kadınları
kendileri gibi yapmaya teşvik ederler. (Kötü örnek olurlar.) Bunların
başları, deve hörgüçlerine benzer. İşte bunlar ne cennete girerler, ne
de uzak bir mesafeden cennetin kokusunu koklayabilirler." (2)
Esefle
ifade
edelim ki, Müslüman genç kızlarımız nişan, nikah ve düğün
merasimlerinde kadın berberlerinin önüne oturtulup saçları ve anlık
eğlenceye cevap vermek için, yasak edilen (deve hörgücü) şeklinde
bağlandırılmaktadır. Böylesi bir vesile ile de olsa bu davranış
kesinlikle câiz değildir.
"Kadın
saçlarını kesebilir mi?" diye soruyorlar.
Zaruret
yokken
kadın saçlarını kesemez, yani haramdır. Uzunluğu sebebiyle muhafazası
güç ise, uçlarından bir miktar alınabilir. (3)
Kadının
saçına
herhangi bir hastalık ârız olursa kesilmesiyle hastalığın
önlenebileceği (galip zanla) bilinirse, kadının saçını kestirmesinde
bir sakınca yoktur. (4)
Sırf
güzel
görünmek, etrafın dikkatini çekmek için saça saç eklemek veya saçı
kesmek (kısaltmak) asla câiz değildir. (5)
Saçlar
bir
hastalık ya da geçerli bir gerekçe ile kesilirse mutlaka toprağa
gömülmelidir.
Mevlüt Özcan
Milli Gazete,
22.03.2007
1) Tabarani, Râmuz Terc.
sf: 84
2) Riyazüs-Salihin Terc.
c/3. sf: 199. D.İ.Bşk. yayını
3) İbni Abidin: 5/261
4) Bahadır
Alangir. Fetava-i Hindiyye, c/5, sf: 357. Beyrut-1400
5) İbni Abidin.
Reddü'l-Muhtar. c/5. sf: 328. |