HELAL
KAZANCA TEŞVİK, HARAMDAN SAKINDIRMA
5125 - Hz.
Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah
aleyhissalâtu vesselâm (bir gün) şöyle hitap ettiler:
"Ey
insanlar! Allah Teâla hazretleri tayyibtir, tayyibten başka bir şey
kabul etmez. Allah'ın mü'minlere emrettiği şeyler, peygambere emretmiş
olduklarının
aynısıdır. Nitekim Allah Teâla hazretleri (peygamberlere):
"Ey
peygamberler, temiz olanlardan yiyin ve sâlih amel işleyin"
(Mü'minûn 51) emretmiş, mü'minlere de:
"Ey iman
edenler, size rızık olarak verdiklerimizin temizlerinden
yiyin" (Bakara 172) diye emirde bulunmuştur."
Sonra
seferi uzatıp, saçı başı dağınık, toz-toprak içinde kalan ve
elini semaya kaldırıp: "Ey Rabbim, ey Rabbim" diye dua eden bir yolcuyu
zikredip, dedi ki:
"Bu
yolcunun yediği haram, içtiği haram, giydiği haramdır ve (netice
itibariyle) haramla beslenmektedir. Peki böyle bir kimsenin duasına
nasıl icâbet
edilir?" buyurdular."
Müslim,
Zekat 65, (1015); Tirmizi, Tefsir, Bakara (2992).
5126 -
Havle el-Ensâriyye radıyallahu anhâ anlatıyor: "Resûlullah
aleyhissalâtu vesselâm'ı işittim. Şöyle buyurmuşlardı:
"Bir kısım
insan vardır, Allah'ın mülkünden haksız bir surette mal
elde etmeye girişirler. Halbuki bu, Kıyamet günü onlara bir ateştir,
başka
değil."
Buhâri,
Hums 7; Tirmizi, Zühd 41, (2375).
5127 -
Nu'man İbnu Beşir radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah
aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
"Şurası
muhakkak ki, haramlar apaçık bellidir, helaller de apaçık
bellidir. Bu ikisi arasında (haram veya helal olduğu) şüpheli olanlar
vardır.
İnsanlardan çoğu bunları bilmez. Bu durumda, kim şüpheli şeylerden
kaçınırsa,
dinini de, ırzını da tebrie etmiş olur. Kim de şüpheli şeylere düşerse
harama
düşmüş olur, tıpkı koruluğun etrafında sürüsünü otlatan çoban gibi ki,
her an
koruluğa düşebilecek durumdadır. Haberiniz olsun, her melikin bir
koruluğu vardır,
Allah'ın koruluğu da haramlarıdır. Haberiniz olsun, cesette bir et
parçası var ki,
eğer o sağlıklı olursa, cesedin tamamı sağlıklı olur, eğer o bozulursa,
cesedin
tamamı bozulur. Haberiniz olsun bu et parçası kalptir."
Buhari,
İman 39, Büyû' 2; Müslim, Müsâkat 107, (1599); Ebu Davud, Büyû'
3, (3329, 3330); Tirmizi, Büyü 1, (1205); Nesai, Büyü 2, (7, 241).
5128 -
Selman el-Farisî ve İbnu Abbâs radıyallahu anhüm anlatıyorlar:
"Resûlullah
aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
"Helâl,
Allah Teâla hazretlerinin kitabında helal kıldığı şeydir.
Haram da Allah Teâla Hazretlerinin kitabında haram kıldığı şeydir.
Hakkında
sükût ettiği şey ise affedilmiştir. Onun hakkında sual külfetine
girmeyiniz."
Rezin
tahric etmiştir. Tirmizi, Libas 6, (1726); İbnu Mace, Et'ime 60,
(3367).
5129 -
Mikdâm İbnu Ma'dikerb radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah
aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
"(Beni
Âdem'den) hiç kimse elinin emeğinden daha hayırlı bir taamı
asla yememiştir. Allah'ın peygamberi Dâvud aleyhisselâm elinin emeğini
yerdi."
Buhari,
Büyü' 15.
5130 - Hz.
Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah
aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
"Öyle devir
gelecek ki, insanoğlu, aldığı şeyin helalden mi,
haramdan mı olduğuna hiç aldırmayacak."
Buhari,
Büyü' 7, 23; Nesai, Büyü' 2, (7, 243).
Rezin şu
ziyadede bulunmuştur: "Böylelerinin hiçbir duası kabul
edilmez."
MÜBAH OLAN
KAZANÇLAR VE TAAMLAR
5131 - Hz.
Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu
vesselâm buyurdular ki:
"Muhakkakk
ki yediğinizin en temizi kendi kesbinizden olandır. Muhakkak
ki evladlarınız da kendi kesbinizdendir."
Ebu Davud,
Büyü' 79; Tirmizi, Ahkâm, 22, (1358); Nesai, Büyü' 1, (7, 249);
İbnu Mace, Tiarat 1, (2137), 64, (2290).
5132 - Sa'd
İbnu Ebi Vakkas radıyallahu anh anlatıyor: "Sanki Mudar
kabilesine mensup uzun boylu bir kadın ayağa kalkıp:
"Ey
Allah'ın Resûlü! Biz (kadın)lar babalarımız ve evladlarımız ve
kocalarımız üzerine yüküz. Onların mallarında emirleri dışında,
tasarrufu bize
helal olan nedir?" diye sualde bulundu. Aleyhissalâtu vesselâm:
"Size helal
olan "taze" dir. Ondan hem yiyin, hem de hediye
edin!" buyurdular." Ebu Davud der ki: "Tazeden maksad ekmek, sebze ve
taze
meyve (gibi fazla kalınca bozulan yiyecekler)dir."
Ebu Davud,
Zekât 44, (1686).
5133 - Hz.
Aişe radıyallahu anhâ anlatıyor: "Ebu Süfyan'ın karısı
Hind, (Bir gün gelerek) "Ey Allah'ın Resûlü dedi. Ebu Süfyan cimri bir
adamdır.
Bana ve çocuğuma yetecek miktarda (nafaka) vermiyor. Durumu idare için,
onun bilmez
tarafından, almam gerekiyor! (Ne yapayım?)"
Aleyhissalatu
vesselam:
"Örfe göre
sana ve çocuğuna kifayet edecek miktarda al!"
buyurdular."
Buhari,
Büyü' 95, Mezalim 1, Nafakat 5, 9, 14, Eyman 3, Ahkâm 14, 180;
Müslim, Akdiye 7, (1714); Ebu Davud, Büyü' 81, (3532); Nesai, Kudat 30,
(8, 246).
5134 -
Kâsım İbnu Muhammed rahimehullah anlatıyor: "Bir adam İbnu
Abbas radıyallahu anhüma'ya: "Yanımda bir devesi olan bir yetim var.
Devesinin
sütünden içebilir miyim?" diye sormuştu. İbnu Abbas şu cevabı verdi:
"Eğer deve
kaybolunca arıyor, katran vesairesini sürerek tedavisini
yapıyor, su yalağını onarıyor, sulama gününde suyunu içiriyorsan
yavruya zarar
vermeden ve memeyi tamamen kurutmadan içebilirsin."
Muvatta,
Sıfatu'n Nebi 33, (2, 934).
KUR'AN'I
YAZMA VE ÖĞRETMENİN ÜCRETİ
5135 - İbnu
Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah
aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
"Üzerine
ücret almada en haklı olduğunuz şey Kitabullah'tır."
Buhari,
İcare 16, (muallak olarak kaydetmiştir), Tıbb 34.
5136 - Yine
İbnu Abbas radıyallahu anhüma'dan anlatıldığına göre,
"Kendisine mushaf yazmanın ücreti hakkında sorulmuştu. Şu cevapta
bulundu:
"Bunda bir
beis yok. Onlar, bu işte, ressam durumundadırlar, ellerinin
emeğini yemektedirler."
Rezin
tahric etmiştir.
MEMURLARIN
RIZIKLARI
5137 - Hz.
Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Hz. Ebu Bekr radıyallahu
anh halife seçildiği zaman:
"Kavmim
biliyor ki, benim mesleğim ailemin nafakasını te'minden âciz
değildir. Ancak şimdi müslümanların işleriyle meşgulüm. Bu sebeple Ebu
Bekr'in
ailesi Beytü'l-Mal'den yiyecek, o da müslümanlar için çalışacak" dedi."
Buhari,
Büyü', 15.
5138 - Hz.
Büreyde radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah
aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
"Biz kimi
bir işe tayin eder, bir rızık tahsis edersek, bu tahsis
edilenden maada aldığı gulûldür (devlet malından hırsızlıktır)."
Ebu Davud,
Harac 10, (2943).
5139 -
Müstevrid İbnu Şeddâd radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah
aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
"Kim bize
memur olursa, kendine bir zevce edinsin. Hizmetçisi yoksa bir
de hizmetçi edinsin. Meskeni yoksa bir mesken edinsin."
Hz. Ebu
Bekr radıyallahu anh dedi ki:
"Resûlullah
aleyhissalâtu vesselâm'ın şöyle buyurdukları bana haber
verildi:
"Kim bunun
dışında bir şey edinirse, bu kimse haindir,
hırsızdır."
Ebu Davud,
Harac 10, (2945).
5140 -
Abdullah İbnu Amr es-Sa'di'nin anlattığına göre, "Hilafeti
sırasında Hz. Ömer radıyallahu anh'ın yanına geldi. Hz. Ömer kendisine:
"Bana haber
verildiğine göre, sen müslümanların işlerinden bir
kısmını üzerine almışsın ve sana maaş verilince almaktan kaçınmışsın
(doğru
mu)?" diye sordu. Ben de: "Evet!" dedim. Bunun üzerine Hz. Ömer:
"Bundan maksadın ne?" dedi. Ben de:
"Benim
atlarım var, kölelerim var (halim vaktim iyidir), hayır
üzereyim. Ben maaşımın müslümanlara sadaka olmasını istiyorum" dedim.
Hz.
Ömer:
"Hayır!
Böyle yapma! Çünkü (bir ara bende senin gibi düşünmüş),
senin arzu ettiğin şeyi arzu etmiştim. Resûlullah aleyhissalâtu
vesselâm bana
ihsanda bulunuyordu. Ben de:
"Bu parayı
ona benden daha çok muhtaç olan birine ver!" diyordum.
Hatta bir seferinde Aleyhissalâtu vesselâm yine bana mal vermişti. Ben
yine:
"Bunu, onu
benden daha çok muhtaç olan kimseye ver!" demiştim.
Aleyhissalâtu vesselâm:
"Onu al,
kendi malın yap, sonra tasadduk et! Bu maldan, sen talep
etmeden, bekler vaziyeti almadan, gelen olursa onu al. Böyle olmayana
gönlünü
bağlama!" buyurdular."
Buhari,
Ahkâm 17; Müslim, Zekât 111, (1045); Nesai, Zekat 94, (5, 103).
İKTA'
5141 - Vâil
İbnu Hucr radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah
aleyhissalâtu vesselâm Hadramevt'te bulunan bir araziyi bana ikta'
etti. O sırada, Hz.
Muâviye orada emir idi. Kendisine o araziyi bana vermesi için yazdı."
Ebu Davud,
Harac 36, (3058, 3059); Tirmizi, Ahkâm 39, (1381).
5142 -
Kesir İbnu Abdillah İbni Amr İbni Avf el-Müzeni, babasından, o da
ceddi radıyallahu anh'tan anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm
, Bilal
İbnu'l-haris el-Müzeni'ye Kabaliyye madenlerini, yüksekte olanları ve
alçakta
olanlarıyla, (Necid'de bulunan) Kuds dağında ekine elverişli olan
yerlerle birlikte
ikta' kıldı. Ancak ona hiçbir müslümanın hakkını vermedi. (Bu ikta
beratını) ona
şöyle yazdı: "Bismillahirrahmanirrahim. Bu, Allah'ın Resûlü Muhammed'in
Bilâl
İbnu'l-Hâris'e verdiği(nin beratı)dır. Ona, el-Kabaliyye mıntıkasının,
alçak ve
yüksek (yerlerinin) madenlerini vermiştir."
Bir
rivayette şu ziyade var: "(Medine'ye dört beridlik mesafede yer alan
Zâtu'n-Nusub ve (Necd'de yer alan) Kuds mevkiinin ekime elverişli olan
kısmını da
verdi. Hiçbir müslümanın hakkını vermedi. (Bu berat metnini
Resûlullah'ın emriyle,
kâtibi) Übey İbnu Ka'b yazdı."
Ebu Davud,
Harac 36, (3062, 3063); Muvatta, Zekat 8, (1, 248).
5143 - Amr
İbnu Hureys radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah
aleyhissalâtu vesselâm Medine'de yayı ile bir ev planı çizdi ve:
"Sana daha
da artırayım mı, artırayım mı?" diye sordu."
Ebu Davud,
Harac 36, (3060).
HACCÂM'IN
KESBİ
5144 - İbnu
Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah
aleyhissalâtu vesselâm hacamat oldu ve haccama ücretini verdi. Eğer bu
(hacamat
ücreti) haram olsaydı vermezdi. Ayrıca efendisine konuştu, o da
vergisini
hafifletti."
Buhari,
İcare 18, Büyü' 39, Tıbb 9; Müslim, Müsâkat 66, (1202); Ebu
Davud, Büyü' 39, (3423).
5145 -
Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'ın muhacir ashabından bir adamın
anlattığına göre, Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm şöyle buyurdular:
"Müslümanlar
üç şeyde ortaktırlar: Su, ot ve ateş."
Ebu Davud,
Büyü' 62, (3477).
5146 -
Esmer İbnu Mudarris radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah
aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
"Bir
müslümanın henüz ulaşmadığı (ot, odun, (su) gibi) bir şeye
önce ulaşan kimse ona sahip olur." Bunun üzerine halk çıkıp, (mübah
şeyleri
sahiplenmek maksadıyla) birbirleriyle hızlıca işaretleme yarışına
girdiler."
Ebu Davud,
İmâret 36, (3071).
MEKRUH
KAZANÇLAR
5147 - Ebu
Mes'ûd radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah
aleyhissalâtu vesselâm köpeğin semenini, fâhişenin mehrini ve kâhinin
ücretini
yasakladı."
Buhari,
Büyü' 113, İcare 20, Talâk 51, Tıb 46; Müslim, Müsakat 39, 1567;
Muvatta, Büyü' 68, (2, 656); Tirmizi, Büyü' 46, (1276); Nesai, Büyü'
91, (7, 309);
Ebu Davud, Büyü' 68, (4381).
5148 - Ebu
Cuheyfe radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah
aleyhissalâtu vesselâm kan mukabilinde alınan semenden, köpek
semeninden, fuhuş
kazancından men etti. Dövme yapanı, dövme yaptıranı, faiz yiyeni, faiz
yedireni ve
musavvirleri lanetledi."
Buhari,
Büyü' 113, 25, Talâk, Libas 86, 96; Ebu Davud, Büyü' 65, (3483).
5149 - Hz.
Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah
aleyhissalâtu vesselâm câriyenin kesbini nehyetti."
Buhari,
İcâre 20, Talâk 51; Ebu Davud, Büyü 40, (3425).
Ebu Davud,
Râfi' İbnu Hadiç'ten yaptığı rivayette şu ziyadeyi kaydeder:
"...Kazancın nereden olduğunu bilinceye kadar..."
5150 - Hz.
Osman radıyallahu anh anlatıyor: "Çocukları kesbe mecbur
etmeyin. Siz onları kesbe mecbur ettiğiniz zaman hırsızlık yaparlar.
San'at sahibi
olmayan câriyeleri de kesbe zorlamayın. Zira siz onları kesbe
zorladığınız takdirde
ferçleriyle kazanırlar. Onların getireceği paraya karşı istiğna
gösterin ki, Allah
da sizi müstağni kılsın. Size temiz olan yiyecekler yaraşır."
Muvatta,
İsti'zan 42, (2, 981).
5151 - Hz.
Aişe radıyallahu anhâ anlatıyor: "Hz. Ebu Bekr radıyallahu
anh'ın bir kölesi vardı. bu köle çalışıp kendisine belli bir haraç
ödüyordu.
Hz. Ebu Bekr onun kazancından yiyordu. Bir gün yine bir şeyler getirdi.
Ebu Bekr
radıyallahu anh bundan da yedi. Ancak kölesi:
"Bu yediğin
nedir, biliyor musun?" dedi. Hz. Ebu Bekr:
"Neymiş o?"
deyince köle açıkladı:
"Ben
câhiliye devrinde kâhinlik yapardım. Aslında bu işin ehli de
değildim. Bu sebeple (kkafadan atıp bir) adam aldatmıştım. (Bugün
yolda) bana
rastladı ve (kâhinliğimden kalma eski) bir borcunu ödedi. Yediğiniz
işte bu
idi!"
Bunun
üzerine Ebu Bekr elini boğazına atıp, midesinde her ne varsa kusup
çıkardı."
Buhari,
Menakıbu'l-Ensâr, 26).
KÖPEĞİN
SEMENİ
5152 - İbnu
Abbâs radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah
aleyhissalâtu vesselâm köpeğin semeninden nehiy buyurdular. Eğer
(sahibi,
öldürülen) köpeğin semenini istemeye gelirse, avucunu toprakla
doldurun."
Ebu Davud,
Büyü 68, (3482); Nesai, Büyü 91, (7, 309). Metin Ebu Davud'a
aittir.
5153 - Hz.
Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah
aleyhissalâtu vesselâm, av köpeği hariç, köpeğin semenini yasakladı."
Tirmizi,
Büyü' 50, (1281).
KEDİ
5154 - Hz.
Câbir radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu
vesselâm kedinin yenmesini ve semenini yasakladı."
Ebu Davud,
Büyü' 64, (3480); Tirmizi, Büyü' 49, (1280).
HACAMAT
YAPANIN KESBİNDEKİ KERAHET
5155 - İbnu
Muhayyısa el-Ensâri, babasından anlattığına göre,
"Babası Muhayyısa haccamın kiralanması hususunda izin istedi.
Resûlullah onu
menetti. Muhayyısa'nın haccam bir azadlısı vardı. Sorup izin istemeye
ara vermedi.
Sonunda Aleyhissalatu vesselam kendisine:
"Onunla
deveni ve köleni besle, (kendin yeme!)" buyurdular."
Muvatta,
İsti'zan 28, (2, 970); Ebu Davud, Büyü 28, (3422); Tirmizi, Büyü
47, (1277); İbnu Mace, Ticarat 10, (2166).
5156 - Ebu
Davud'un bir diğer rivayetinde Aleyhissalatu vesselam şöyle
buyurmuştur: "Ben teyzeme bir köle bağışladım ve ben onun teyzem
hakkında
mübarek olmasını diliyorum. Teyzeme: "Onu haccama teslim etme,
kuyumcuya ve kasaba
da teslim etme!" dedim."
Ebu Davud,
Büyü' 49, (3430).
DAMIZLIK
HAYVANIN SUYU
5157 - Hz.
Enes radıyallahu anh anlatıyor: "Kilâb kabilesinden bir
adam, Resûlullah'a damızlık hayvanın suyundan (para almayı) sordu.
Aleyhissalatu
vesselam yasakladı. Adam:
"Ey
Allah'ın Resûlü! Biz damızlığı aştırıyoruz da, bize ikramda
bulunuyorlar!" dedi. Aleyhissalatu vesselam ikramda bulunmaya ruhsat
verdi."
Tirmizi,
Büyü 45, (1274); Nesai, Büyü 94, (7, 360).
KUSÂME
5158 -
el-Hurdi radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu
vesselâm (bir gün bize):
"Kusâmeden
sakının!" buyurdular. Biz: "Kusâme de
nedir?" dedik.
"Bir
cemaatin başında bulunan bir kimse (birşey taksim ettiği zaman)
berikinin ve ötekinin hisselerinden bir şeyler alır(sa, işte bu aldığı
şey
kusâmedir)."
Ebu Davud,
Cihad 179, (2783, 2784).
MADEN
5159 - İbnu
Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: "Bir adam kendisine on
dinar borçlu olan bir alacaklısının peşine düştü ve:
"Vallahi
borcunu ödeyinceye veya bana bir kefil getirinceye kadar arkanı
bırakmayacağım!" dedi. Bunun üzerine Aleyhissalatu vesselam o borcu
üzerine
aldı. Sonra adam, üzerine aldığı miktarı Resûlullah aleyhissalâtu
vesselâm'a
getirdi. Aleyhissalatu vesselam adama:
"Bu parayı
nereden buldun?" diye sordu. Adam: "Madenden!"
dedi. Aleyhissalatu vesselam:
"Öyleyse
bizim buna ihtiyacımız yok! Onda hayır da yok" buyurdu
ve borcu ona bedel ödeyiverdi."
Ebu Davud,
Büyü 2, (3328); İbnu Mace, Sadakat 9, (2406).
SULTANIN
İHSANI
5160 -
Abdullah İbnu Amr İbni's-Sa'di, Hz. Ömer radıyallahu anh'tan
naklediyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm bana ihsanda bulunurdu.
Ben de:
"Siz bunu, benden daha muhtaca verin" diyordum. Aleyhissalatu vesselam
da:
"Al bunu!
Sen beklemez ve istemez olduğun halde sana geleni al! Bu
şekilde gelmezse, nefsini peşine takma!" buyurdu."
Buhari,
Akham 17, Zekat 51; Müslim, Zekat 110, (1045).
Bir
rivayette şu ziyade gelmiştir: "Bu sebeple İbnu Ömer radıyallahu
anhüma, ne bir şey isterdi, ne de kendine ihsan edilen bir şeyi
reddederdi."
5161 - Bir
diğer rivayette şöyle denmiştir: "Hz. Ömer radıyallahu
anh beni, zekat (toplama işine) tayin etti. Bu işi tamamlayınca bana
ücret verilmesini
emretti. Ben:
"Ben Allah
rızası için çalıştım, ücretim Allah üzerinedir!"
dedim. Hz. Ömer:
"Sen, sana
verileni al. Nitekim ben de Resûlullah aleyhissalâtu
vesselâm zamanında çalışmıştım. Bana ücret verdi. hatta (ilk seferinde)
ben de
senin söylediğini söyledim. Bunun üzerine Aleyhissalatu vesselam bana:
"Sen
istemediğin halde sana birşeyler verilirse, onu al ye ve tasadduk
et!" buyurdular" dedi."
5162 -
Selim İbnu Mutayr babasından naklen anlatıyor: "Bir adamın
şöyle söylediğini işittim:
"Resûlullah
aleyhissalâtu vesselâm 'ın (Veda Haccı sırasında
hutbede) şöyle söylediğini işittim:
"Ey
insanlar! İhsanları, onlar ihsan kaldığı müddetçe alın! Ne
zaman, Kureyş saltanat kavgasına düşer ve ihsan dininizden rüşvet
mukabili olursa, o
zaman onu bırakın ve almayın!"
Ebu Davud,
Harac 17, (2958, 2959).
İKİ YARIŞÇI
5163 - İbnu
Abbas radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah
aleyhissalâtu vesselâm iki yarışçının yemeğini nehyetti: Müsabaka ve
kumar."
Ebu Davud,
Et'ime 7, (3754).
MEKS
(USULSÜZ VERGİ)
5164 - Ukbe
İbnu Âmir radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah
aleyhissalâtu vesselâm 'ın: "Cennete meks sahibi girmeyecektir!"
dediğini
işittim."
Ebu Davud,
Harac 7, (2937).
|