Zamanımızda ülkemizde ve İslâm âleminde yığınla
bozuk dinî fırka,
mezhep, grup türemiştir. Medreseler kapatılmamış olsaydı; Şeyhülislâm
Mustafa Sabri, Zahid Kevserî, Elmalılı Hamdi, Manastırlı İsmail Hakkı
gibi büyük âlimler, fakihler, kelâmcılar yetişecek ve bunları red ve
cerh edeceklerdi.
Ehl-i Sünnete bağlı doğru İlâhiyatçılar yeni
bozuk fırkaları tenkit
ediyorlar ama bu tenkit ve uyarıları yeterli olmuyor. Maalesef şu anda
ülkemizde Zahid Kevserî ayarında bir Ehl-i Sünnet müdafii yoktur.
Bendeniz bu yazımda, bazı bid'at fırkalarının
listesini yapmak istiyorum:
1. Kur'âniyyûn fırkası. Bunlar
Edile-i Erbaa'yı
kabul etmezler, İslâm'ın tek temeli ve kaynağı vardır, o da Kur'ân'dır
derler. Bunlar, bu görüşleri ile Kur'ân'a açık bir muhalefet
içindedirler. Çünkü Kitabullah mü'minleri Resul'e itaat etmeye, onu en
güzel bir örnek ve model olarak kabul etmeye, o ne getirdiyse almaya
çağırmaktadır. Bunu reddedenler, Sünnet'i din kaynağı olarak kabul
etmeyenler, Kur'ân deyip dursalar da dairenin dışına çıkmış olurlar.
2. Meâlciler fırkası. Bunlar
kendi işlerine gelen
bir meal veya tercüme alarak, bundan heva, re'y ve hevesleriyle din
hükmü çıkartan, Kitabullah'ı akılarınca yorumlayan kimselerdir. Yanlış
yolda olduklarında şüphe yoktur. Osmanlı ulemâsı yaşamış olsaydı
bunlara "Meâliyyûn fırkası" ismini verirdi.
3. Efganiyye fırkası. Bunlar
yalancı, taqiyyeci,
Farmason Cemalüddin Efganî'yi din önderi olarak kabul ederler ve onun
izinden giderler. Bu adam Afgan değildir, İranlıdır, kendisini Sünnî
gibi göstermiştir, aslında Şiîdir. Masonluğun en dinsiz fırkasına
mensuptur. Son derece karışık ve bulaşık bir kimsedir. Kılavuzu karga
olanın...
4. Militan İslâmcılık fırkası.
Bunlar İslâm'ı
beşerî bir ideoloji seviyesine düşürmüş kişilerdir. Aktivisttirler. Son
altmış yıl içinde hiçbir İslâm ülkesinde başarılı olamamışlardır.
5. Mükebbire fırkası. Bunlar
Büyük Okyanus'taki
"Kargo kültü" zihniyet ve kültürü seviyesinde ilkel, bedevî, özürlü bir
akla sahiptirler. Camilere hoparlör, kalorifer, soğutma sistemi,
vantilatör, soğuk su cihazı, kapılara naylon poşet sandığı koymanın, üç
şerefeli minare yapmanın, 120 desibel yüksek sesle ezan okumanın İslâmî
hizmet ve himmet olduğunu sanırlar.
6. Fazlurrahman'ın Tarihsellik veya
Tatiliyye mezhebi. Bunlar
Kur'ân'daki ve Sünnetteki hükümlerin bir kısmının tarihsel olduğunu,
bugün geçerli olmadığını iddia ederler. Ülkemizde bazı ilâhiyat
fakültelerine sızmışlardır. Hadîsleri, AB standart veya normlarına göre
ayarlama ve ayıklama projeleri vardır. Yüklü telif veya telef
ücretleriyle beslenirler.
7. Necdîler veya Selefîler. Bunlar
gerçekten
Selef-i Sâlihîne bağlı ve tâbi değildirler. İmamları İbn Teymiyye ve
Muhammed ibn Abdilvehhab'tır. İnançlarında mücessime unsurları vardır.
Tasavvufa ve tarikata son derece düşmandırlar.
8. İctihadiyye fırkası. Bunlar
her Müslümanın ictihad yapmasını isterler.
9. Tekfiriyye fırkası. Bunlar,
inançlarını ve
meşreblerini beğenmedikleri mü'minleri şirk ve küfürle suçlamakta pek
aşırı giderler. Bu suretle, mü'mini tekfir ettikleri için kendileri
kâfir olurlar.
10. Feministler yahut Nisaiye taifesi.
Bunlar, Batı
dünyasında çıkmış sapık bir ideoloji ve görüş olan feminizme din gibi
bağlıdır. Buharî'de bulunan sahih hadisleri bile reddederler.
11. Diyalogiyye taifesi. Bunlar
zamanımızda üç
ibrahimî din vardır, bunların üçünün mensupları da ehl-i necat ve ehl-i
Cennet'tir derler. Tevhid ile Teslisi bir tutarlar. Kur'ân Yahudileri
ve Nasranîleri İslâm'a çağırmıyor gibi daireden çıkartıcı iddiaları
vardır.
12. Müekkilîn (Yiyiciler)taifesi.
Bunlar bozuk düzende haram yemenin, beytülmalı hortumlamanın, kara
servet sahibi olmanın caiz olduğuna inanırlar.
13. Erbabiyyûn taifesi. Bunlar
kendi baronlarını, rühbanlarını, şeyhlerini (daha doğrusu
müteşiyyihlerini) rableştirir ve putlaştırırlar.
14. Telfikıyye (telfik-i mezâhib) taifesi.
Bunlar
fıkıh mezheplerinin hükümlerinin karışık şekilde uygulanmasını
isterler. Şiadan mut'a nikahını da alırlar. Böylece dini ve fıkhı
oyuncak ederler.
15. Uzlaştırma fırkası. Bunlar
din ile lâ-dinîliği uzlaştırmak hevesindedir.
Listeyi uzatmak mümkündür. Bu kadarla yetiniyorum.
Kudretli bir Ehl-i Sünnet kelâmcısı çıksa da bu
bid'at fırkalarını
güzelce tenkit, red ve cerh eden, çürüten bir kitap yazsa ne iyi olur.
Mehmet Şevket Eygi
Milli Gazete
11
Ağustos 2009
|