"Ben arabım, fakat arab
benden değildir." Hadis-i şerifi sahihse açıklaması nasıldır?
Bu
hadis-i şerif sahihtir. Size bir ölçü verelim. Hakikî islâm âlimlerinin
herhangi bir kitabında bir hadis-i şerife rastlarsanız, (Acaba sahih
midir,
uydurma mıdır?) diye
düşünmeniz doğru değildir.
O zaman İslâm âlimlerine itimat kalmaz, din yıkılmağa,
yerini hurafeler almağa başlar. Dinimizi yıkmak isteyen
ler de bu usûlü kullanıyorlar. İslâm âlimlerinin kitablarındaki hadis-i
şeriflere (Zayıftır,
uydurmadır) diye saldırıyorlar. Bunlara aldanmamak lâzımdır.
Arab,
lügatte güzel demektir. Fahr-i kâinat "sallallahü aleyhi ve sellem"
Efendimiz, arab idi, arab kavminden idi. Fakat
yalnız arab kavmine değil, bütün âlemlere peygamber olarak gönderildi.
İslâmiyyet, yalnız arablara mahsus değil, müslüman
olan her kavmin dinidir.
Birçok hadis-i şeriflerde (Şunları yapanlar, şu
günahları işleyenler benden değildir) diye buyurulmuştur.
Arab kavminden olduğu halde, müslüman olmayan
kimse, (Ben arabım, peygamberdenim, onun ümmetindenim) diye
bir iddiada bulunamaz. Aksine Türk, Arab, Fransız,
Alman v.s. olup da müslümanlığı kabul eden herkes Resûlullahın
ümmetindendir.
Ya'nî hadis-i şerifin ma'nâsı şöyle olmaktadır:
(Ey arablar, ben arabım, fakat sizler
iman etmedikçe benden olamazsınız,
fakat arab olmasa da iman eden her kavim, bendendir.)
Zaten,
İslâmiyette üstünlüğün ölçüsü, kavim, kabile veya makam,
mevki değil, takvadır. Ya'nî ilim ve ihlâsla dine sarılmaktır.
Herkes dine hizmeti nisbetinde üstünlük kazanır.
Yukarıdaki
hadis-i şerifin ma'nâsı böyle olunca, hadis-i şerifleri,
yalnız hadis kitaplarından değil, hakiki islâm âlimlerinin
kitaplarından izahları ile birlikte öğrenirsek, yanlış anlamaktan,
sapıtmaktan kurtulmuş oluruz.