İlk zamanlarda lanetlik şeytan insanlar
arasında öz çehresiyle serbestçe dolaşabiliyordu.
Bir
gün gerçek mü'minlerden biri yanına yaklaşarak şeytanı denemek istedi.
Mü'min,
- Ey Şeytan, ben seni çok seviyorum. Aynı senin gibi olmak için
ne yapmak gerek? Bana söyler misin?" diye söze girişti.
Lanetlik şeytan
bir av yakaladığından emin söze başladı. Önce,
- Hayret! Bugüne
kadar benim gibi olmak isteyen bir kişiyle karşılaşmamıştım. Sen nasıl
istiyorsun bunu? Ne mutlu sana! Seni candan tebrik ederim, dedi.
Sonra da kendisi gibi
olabilmenin yolunu şöyle gösterdi:
- İlk işin namazı terk
etmek olacak. Sonra da eğriye, doğruya boyuna yemin edeceksin.
Bütün
bunları can kulağıyla dinlemiş görünen mü'min ortaya atılarak,
- Ey Şeytan! Ben Allah'a namazımı terk etmeyeceğim, asla dilimi
yemine alıştırmayacağım diye erkek sözü verdim. Sözümden beni kimse
caydıramaz, dedi.
Birden oltaya
düşürülerek kandırma ve avlama
usulleri meydana çıkarılmak istendiğini anlayan şeytan başına kaynamış
su dökülmüş gibi şaşırıp kaldı. Bunun üzerine lanetlik şeytan:
- Şimdiye
kadar senden başka kimse beni tuzağa düşürüp de insanları nasıl
kandırıp avladığımın usullerini öğrenememiştir. Fakat bundan böyle öz
çehremle insanlar arasında dolaşmıyacağım ve hiç kimseye de kandırma
metodlarını açık etmeyeceğim, diye and içti.
{Kenzül Ahbar}
|