Abbasî halifesi
Harun Reşid'in önde gelen devlet adamlarından Cafer
el-Bermekî
(Ö.187/803),
üstün bir alim, zarif bir edib ve pek cömert bir zengin
olarak tanınıp
sevilmişti.
Çeşitli yerlerde valilik ve komutanlık
yapmış başarılı bir idareciydi.
Halifenin çok sevip takdir ettiği bir yakını
ve yardımcısıydı. Babası
Yahya
el-Bermekî ise Harun Reşid'in veziriydi.
Harun Reşid,
Cafer'i ve çok sevdiği kızkardeşi Abbase'yi
yanından hiç ayırmazdı.
Sohbet
meclisinde onları da hazır bulundururdu. Harun, Cafer ile
Abbase'nin
aynı
meclis ve sofrada meşru olarak buluşup
görüşmelerini sağlamak
için,
Cafer'e çok fazla yaklaşmamak şartıyla
Abbase'yi nikâhlama teklifinde
bulundu.
Cafer'in kabulü üzerine, Abbase'yi onunla
nikâhladı.
Cafer ve Abbase,
sohbetlerden sonra Harun kalkıp gidince başbaşa
kalırlardı. Cafer
verdiği sözün
gereği Abbase'ye ilişmiyordu. Fakat Abbase rahat
durmadı. Bir fırsatını
bularak, zayıf bir anında Cafer'e nikâhın
gereğini yaptırdı ve
Cafer'den hamile
kalarak bir oğlan çocuğu doğurdu. Halifeden korkan
Abbase, çocuğu
gizlice
Bağdat'tan Mekke'ye gönderdi.
Harun Reşid o
sene
hacca gitmiş ve işin
gerçeğini öğrenmişti. Bu duruma fena
halde sinirlenmişti. Cafer'in artan kudreti, nüfuzu,
bazı icraatları ve
harcamaları da halifeyi ürkütüyordu.
Nikâhın neticesi ise bardağı
taşırdı. Bir
hayatla birlikte bir ölüm doğdu. Cafer-i Bermekî,
Harun Reşid'in
emriyle idam
edildi.
Derler ki, Cafer'in
babası Yahya o yıl
hac sırasında Kâbe'nin kapısında şöyle
dua etmişti:
'Allahım!
Eğer beni
günahlarım yüzünden
cezalandıracaksan, çoluk-çocuğum ve
mallarımı almakla da olsa senin rızana
ulaşmam için cezamı dünyada ver,
ahirete
bırakma.'
Yahya'nın
duası
kabul edilmişti. Oğlu
Cafer idam edilmiş, kendisi de hapiste
ölmüştür.
Yusuf Yavuz, Semerkand Dergisi
|