Manifaturacılık yapan bir genç vardı. İşlerinin çokluğunu bahane ederek,
namazlarını hep son vaktine bırakırdı. Dükkânın yakınındaki camide, vaktin
çıkmasına az zaman kala namazlarını yetiştirirdi.
Bir gece, kan ter içinde kalmıştı.
Rüyasında ölmüş, hesap için mizan başına getirmişlerdi. (İbadetlerimi yaptım, haram işlemedim,
hesabım kolay geçer) diye ümit ediyordu. Melekler önce iman ve doğru itikat
aradılar, hemen önlerine geldi. Sonra namaza sıra geldi; fakat aradılar, bir türlü bulamadılar.
- Ben hiçbir namazımı kazaya bırakmadım, mutlaka bulmanız lazım,diye feryat ediyordu.
Nihayet melekler,
- Kusura bakma, sana ait bir tek namaz bulamadık. Şimdi seni cehenneme
atacağız, diyerek yüksek
bir dağa çıkardılar. Genç çırpınarak,
- Hayır, bunda bir yanlışlık var, ben hiç namazlarımı bırakmadım, dediyse
de dinlemediler, dağın tepesinden, aşağıda olan cehenneme fırlattılar. O şiddetli
korkuyla, dizlerinin bağı çözüldü, birden karşılarına nur yüzlü bir zat çıktı, düşerken havada
yakalayıp,
-Ben senin kıldığın namazlarım, dedi.
Genç heyecanla,
- Ben çok perişandım, az sonra cehenneme düşecektim, niye bu kadar geç
kaldın? diye sordu.
O da,
- Sen de beni hep son vakte bırakırdın, dedi.
Genç o günden sonra
vakti girer girmez namazlarını kılmaya başladı. |