Vaktiyle,
saf-temiz bir adam, Hazreti Hızırı görmek derdine düşmüş. Ona birileri:
- Filan çöle
gideceksin filan
istikamete doğru yürüyeceksin,
işte oralarda bir yerlerde Hızır'ı görebilirsin, demiş.
O da inanmış,
o çöle
gitmiş ve o
istikamete doğru yüürmeye başlamış.
Gariban adam çölde epeyce yürümüş. Bir müddet sonra birisiyle
karşılaşmış:
- Selâmun
aleyküm...
- Aleyküm
selâm.
- Hayırdır,
yolculuk
nereye
kurban? demiş karşılaştığı adam.
- Ben Hızır'ı
görmek
istiyorum. bu
çölde bu istikamete gidersem
görebleceğimi söylediler.... Gidiyorum işte....
- Peki Hızır'ı
görünce
tanıyabilecek misin?..
Saf adam:
- Vallahi, o
hiç
aklıma gelmedi
demiş.
- Üzülme... Ben sana
tarif edeyim:
Benim gibi kara kuru, seyrek
sakallı bir adamdır.
- Eyvallah
kurban
demişler ve
birbirlerinin tersine yürümüşler.
Çok geçmeden aklı
başına gelmiş,
geri dönmüş ama, kara kuru seyrek
sakallı Hızır (a.s.) sır olup gitmiş.
Adamcağız kulağını
kaşımış ve...
- Hay Allah,
kaçırdık." demiş.
Hızır'ı kaçırdığını anlamış. |