Saliha
bir
kadının, münafık ve cahil bir kocası vardı. Bu kadın "
Bismillahirrahmanirrahim
" diye besmele çekmeden, hiçbir işine başlamazdı. Kocası,onun bu haline
kızar, kadıncağıza yapmadığı eziyeti bırakmazdı. O saliha kadın ise,
kocasının
eza ve cefalarına sabreder ve onun doğru yola gelmesi için Allah'a dua
ederdi.
Birgün,kadının
kocası iyice öfkelenmişti..Karısına yapacağı eziyet ve
kötülük için bir bahane arıyor ve kendi kendine :
"Şuna
bir oyun çevireyimde görsün; bakalım onu rezil olmaktan kim
kurtaracak ? " diye söylenip duruyordu. Başkalarına açıkça
söyleyemediği
inkarcılığı,artık bütün çirkinliğiyle ,içinde dolup taşmıştı.
Hanımını
çağırdı,ona bir kese altın vererek :
-
Bunu iyi sakla !!! diye tenbih etti. Kadında kocasının emri üzerine
hemen gitti,besmeleyi çekerek keseyi iyice sakladı. Bu arada kocasıda
onu
gizlice takip ediyordu. Sonra karısının haberi olmadan keseyi,
karısının
sakladığı yerden aldı. İçindeki altınları boşaltarak, keseyi derin bir
kuyuya attı. Aradan çok geçmeden karısını çağırdı ve :
-
Sana verdiğim bir kese altını hemen getir. dedi.
Kadın
koştu ; keseyi sakladığı yere,
"
Bismillahirrahmanirrahim " diyerek elini uzattı.
Tam
o anda, Allahu Tealanın emriyle, kese kadının sakladığı yerde
içindeki
altınlarla beraber aynen duruyordu. Islanan keseden suları
damlıyordu.
Kadın kesenin neden ıslak olduğunu anlayamadı ve keseyi kocasına
getirdi.
Adam içi altınla dolu keseyi görünce çok şaşırdı ve karısının
söylediklerinin
ne kadar doğru olduğunu anladı.
Sonra
karısına ;
-
Sana çok zulmettim,çok canını yaktım,beni affet. diye yalvarmaya
başladı. Allah'a tevbe ve istiğfar etti. İbadetlerine bağlı bir insan
oldu.
O günden sonra dua ve yakarışlarında hep şöyle derdi ;
-
Ya Rabbi ! Bana dünyam ve ahiretim için hayırlı, Saliha bir kadını
eş olarak verdiğin için,sana hakkıyle şükretmekten acizdim,beni affet
Alah'ım...
O
saliha kadın ise ;
-
Ya Rabbi ! Sana şükürler olsun ki,duamı kabul edip kocamı salihlerden
eyledin,diye dua ediyordu.
Bu hikayeden
alınacak ibretler ve çıkarılacak hikmetler çoktur.Büyükler
demişlerki ; " Sabrın kendisi acıdır,lakin meyvesi tatlıdır."
Kaynak : Ahmed
Şihabuddin El-Kalyubi'nin," Dini Hikayeler ", Çeviri
: Hüseyin Erdoğan
|