Birgün,
çelimsiz, küçük bir kız çocuğu, sokağın
köşesine oturmuş; yiyecek, para, ya da alabileceği herhangi bir şey
için
dileniyordu. Üzerinde yırtık, pırtık giysiler vardı; yüzü gözü kir
içinde ve
perişan bir haldeydi.
Kız dilenirken, sokaktan genç, canlı ve iyi görünümlü bir adam geçti.
Kızı fark
etmişti ama belli etmemek için dönüp ikinci kez bakmadı. Büyük ve lüks
evine,
mutlu ve rahat âilesinin yanına geldiğinde, çok güzel hazırlanmış akşam
sofrası
onu bekliyordu. Fakat az sonra düşünceleri tekrar o fakir kıza
takılıverdi.
Duyguları bir şeylere itiraz ediyordu. Sonra kolay yolu tercih etti ve
itirazlarını Allah'a yöneltti. Böyle durumların var olmasına izin
verdiği
için...
Ve şöyle bir cümleyle yakındı içinden:
"-Böyle bir şeyin olmasına nasıl müsâade ediyorsun? Neden o küçük kıza
yardım için bir şeyler yapmıyorsun Allâh'ım?"
Sonra rûhunun derinliklerinden gelen bir cevap işitti: