Televizyon spikeri, kameraman
arkadaşı ile birlikte geldiği süpermarkette canlı bir röportaj
yapıyordu.
Herkes ekranda görünmek için onların etrafını sarmış ve kendilerini ön
plana çıkarabilmenin
telaşına kapılmıştı. Spiker, çevresindeki hanımları inceden inceye
süzdükten
sonra, elindeki mikrofonu genç bir kıza uzatarak:
Sayın bayan, dedi. Güzellik
konusunda tarafsız bir araştırma yapıyoruz. Özellikle cilt
güzelliğinizi neye
borçlu olduğunuzu sorabilir miyim size?
Genç kız kot pantolonuna kadar
sarkan saçlarını geriye savurup bakışlarını devirirken:
Henüz yeteri kadar para
kazanamadığım için cildime salatalık kabukları yapıştırıyorum, dedi.
Arada bir
de salatalık kremi kullanıyorum. Bu yüzden de parıl parıl parlıyor
elbet.
Spiker bu sefer genç bir kadına
dönerek:
Ya siz hamfendi? diye sordu.
Sizin de cildiniz çok bakımlı görünüyor.
Kadın kendinden emin vaziyette:
Ben pahalı bir “ cilt bakım
seti “ ne sahibim, dedi. Düzenli olarak cildime bakar, sabah akşam
kremleyip
nemlendiririm.
Röportajın burasında, orta yaşlı
bir hanım devreye girerek:
Vaktiyle ben de öyle yapmıştım
kızım, dedi. Ama cildimin nemi fazla kaçmış olmalı ki, üç-beş sene
sonra ıslak
çamaşır gibi aşağı sarktı.
Spiker canlı yayanda oldukları
için durumun kötüye gittiğini anlamıştı. Kadının sözlerini boğuntuya
getirmek
gayesiyle birkaç defa öksürüp lafı kıvırtarak:
İyi ama hamfendi, diye atıldı.
Cildiniz fena görünmüyor ki:
Kadın
boynundaki fuları çözüp altındaki dikişleri gösterirken:
Estetik ameliyat diye bir şey
duymadın galiba, diye çıkıştı. Cildimi gerdirmek için az mı bıçak
altına yattım
ben?
Spiker, bir anda berbat olup
meslek hayatını tehlikeye sokan röportajını nasıl noktalayacağını
düşünürken,
süpermarketin raflarına mal dolduran yaşlı bir kadını fark etti. Kadın,
oldukça
fakir görünmesine rağmen çevresindeki bütün meraklılardan daha değişik
güzelliğe
sahipti. Spiker, çalıştığı televizyona boy boy reklam veren kozmetik
firmalarını
daha fazla kızdırmamak gayesiyle ister istemez o tarafa yönelerek:
Teyzeciğim, dedi. Lütfen bizi
bağışlayın. Güzellik ve cilt bakımı konusunda araştırma yapıyoruz. Siz
ilerlemiş
yaşınıza rağmen bu kadar güzel olan cildinize hangi kremi sürüyorsunuz?
Yaşlı kadın, nurlu yüzünü
çevreleyen başörtüsünü biraz daha sıkarken, hafifçe gülümseyerek:
Biz yüzümüze
krem falan
sürmeyiz evlad, dedi. Ama yüzümüzü seccadeye süreriz. Farketiğin
güzellik
secdelerin nurudur.
Cüneyd SUAVİ
Hayatın İçinden