Firavun'un
kahinleri, saltanatı yıkacak çocuğun
dünyaya geldiğini kendisine haber verdiler. Firavun ölmemek için
öldürmek
sevdasına kapıldı. O sene dünyaya gelen erkek çocuklarını, kılıçtan
geçirtmeye
başladı. Cellatlar; sokak sokak, ev ev dehşet ve ölüm
saçıyorlardı.
Kadının
biri, doğum sancıları başlayınca, mağaraya vardı ve çocuğunu
orada dünyaya getirdi. Çocuğunun, gözünün önünde öldürülmesinden
korktuğu
için orada bırakarak evine döndü. Mukadderatı ile başbaşa kalan çocuğu,
Cenab-ı Hakk'ın emriyle, Hz.Cebrail besleyip büyüttü.
İlk
fırsatta
mağaraya koşan kadın, çocuğunu hayatta bulunca sevindi,
onu emzirip doyurdu ve tekrar evine döndü. Günler böylece geçerek
küçük büyüdü ve sonunda Hz.Musa'nın kavmini, altından buzağıya taptıran
kimse bu çocuk oldu. Adı Musa.
Samira
kabilesine mensup bulunduğu için, kendisine Samiri lakabı verilmiştir.
Asalet
olmayınca, Cebrail aleyhiselamın verdiği gıdaya ihanet etti.
Diğer
bir
Musa
da Allah'ın Kelimi, Peygamberi ve Firavun'un helakinin
zahir planda sebebi oldu. Cenab-ı Hakk, onu Firavun'un sarayında
ve kucağında büyüttürdü. Hz.Musa'nın annesi, kalbine gelen bir ilhamla
oğlunu bir sandık içine koyarak Nil'in akıntısına bıraktı. Nil'in
kıyısında
yapılmış sarayının balkonunda, karısı Asiye ile birlikte oturmakta
bulunan Firavun, nehirden gelmekte olan sandığı yakalatıp açtırdı.
Derhal,
içinden
çıkan küçük Hz. Musa'yı öldürtmek için emir verdiyse de Asiye buna mani
olarak:
-
Benim
için de, senin için de bir göz bebeği! Onu öldürmeyin. Olur
ki, bize faidesi dokunur, yahut onu evlat ediniriz, dedi.
Netice
itibariyle
Firavun'un
büyüttüğü Musa; Peygamber oldu ve Firavun'un saltanatını yıktı. Bir
Arab şairi, aslet olmayınca terbiyenin fayda vermeyeceğini dile
getiriken:
Fe
Musa'llezi rabbahü Cibrilü kafirün
Ve Musa'llezi rabbahü Fir'avnü mürselü
demiştir.
Yani": (Asalet olmadığı için) Cebrail'in büyüttüğü Musa kafir
oldu ve (asil bir soya sahip olduğu için) Firavun'un beslediği Musa ise
Peygamberdir"
|