İmam Yafii hazretleri, Ravzu'r-Reyahin kitabında şöyle
nakleder:
Malik bin Dinar Hazretleri anlatıyor:
Basra'da küçük bir grubun bir cenazeyi taşıdığını gördüm. Cenazeyi
uğurlayan başka kimse de yoktu. Neden cenazeye katılım olmadığını
sordum. Dediler ki:
- Bu adam büyük günahkâr, asi ve ömrünü boşa harcamış biriydi. Ben de
cenazenin namazını kıldım ve kabrine indirdim. Sonra bir gölgeliğe
çekildim. Uyuyakalmışım.
Rüyamda iki meleğin gökten indiğini gördüm. Az önceki
cenazenin kabrini açtılar. Biri onun yanına indi ve arkadaşına şöyle
dedi:
- Onu cehennem halkından yaz. Bunda isyansız ve günahsız
bir organ yok! Dışarıdaki arkadaşı ona dedi ki:
- Ey kardeşim, onun hakkında acele karar verme!
Gözlerini bir yokla.
- Gözlerini yokladım. İki gözünü de haram bakışlarla
dopdolu gördüm. Arkadaşı onun kulağını, dilini, ellerini ve ayaklarını
yoklamasını söyledi. Şu cevabı aldı:
- Kulağını yokladım. Kötü ve çirkin şeyleri dinlemesiyle
dolu gördüm. Dilini yokladım. Yasaklara dalması ve haramları dile
getirmesiyle dolu olduğunu anladım. Ellerini kontrol ettim. İki elinin
de haram olan lezzet ve nefsanî isteklerle dolu olduğunu farkettim.
Ayaklarını da yokladım. Ayaklarını çirkinliklerde ve kötü işlerde
yürümesiyle dopdolu buldum! Diğeri dedi ki:
- Ey kardeşim, sen yine acele etme. Bir de ben onun
yanına ineyim. İkinci melek cenazenin yanına indi. Biraz bekleyip
arkadaşına dedi ki:
- Ey kardeşim, ben bunun kalbini yokladım ve imanla dolu
olduğunu öğrendim. Onu rahmete kavuşmuş bahtiyar kimse olarak yaz!
Artık Allah'ın lütfu, onun günah ve hatalarını bütünüyle kuşatmaktadır.
Yafiî Hazretleri diyor ki: Ancak bu saadet, o kişi için Allah'ın
yardımıyla hasıl olmuş demektir. Fakat bu saadet her günahkâr için
ortaya çıkmaz. Böylesine de güvenip aldanma! Bütün günahkârlar,
güçlerinin yettiği hususlarda tehlikeyle karşı karşıyadırlar. İtaatkâr
kullar da kendileri için nasıl bir sonuç olacağını bilemezler. Yüce
Allah'tan dünya ve ahirette güzel son ve bağışlanma, af ve afiyet
dileriz.
|