ALLAH dostlarından biri bir gün namaz
kılarken son oturuşta "Ettehiyyatü"yü
okuduktan sonra salavatları okumayı unutur. O gece bir rüya görür.
Rüyasında Peygamberimiz (s.a.v.) kendisine iyice bir çıkışır ve şöyle
der:
-Namazını dosdoğru
kıldın, herşeyi yerli yerinde yaptın da bana salavat getirmeyi unuttun.
O yüzden sana kızgınım.
Bunun üzerine ALLAH dostu
boynu bükük, mahcup bir durumda, yalvaran bakışlarla,
- Ey ALLAH'ın Resulü!
Öylesine ibadete dalmış, ALLAH'ı hamd ü sena etmekle o derece meşguldüm ki, size salavat
getirmeyi unutuvermişim,
der.
Ardından sevgili
Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyurur:
"Ey eren! Sen benim şu
sözlerimi duymadın mı? Ben dedim ki:
"Bana salavat getirmedikçe işlenen ameller,
edilen dualar mevkuf ve mahbustur. (kabul
edilmemişlerdir) Eğer kişi kıyamet günü ALLAH'ın huzuruna dünya dolusu
iyilikle çıksa, fakat bana arasıra salavat getirmeyi unutsa,
şüphesiz ki bütün iyilikleri geri çevrilir ve yüzüne vurulur."
(Zübdetül Vaizin)