Kemancı |
|
Ahmed
Ziyâeddîn Gümüşhânevî hazretleri
Beykoz taraflarındayken bir gün elinde kemanla serseri serseri dolaşan
birini gördü. Fısk ve günah içindeydi. Başını o kişiden yana çevirdiler
ve hizmetçisine;
- Git o zavallıyı çağır buraya gelsin, buyurdular.
Bundan sonrasını hizmetçi şöyle anlatır:
“O çalgıcı kişinin yanına
vardım ve ona;
- Gel seni hocamız Ziyâeddîn Gümüşhânevî hazretleri
istiyor, dedim.
Çalgıcı gülmeye başladı ve bana;
- Hocanız beni ne
yapacakmış? dedi.
Ben de;
- Bilmiyorum. Seni çağırmamı söyledi, dedim.
Berâberce geldik. Ziyâeddîn hazretleri ona; “Yaklaş!” buyurup kulağına
gizlice bir şeyler fısıldadı. Bunun üzerine kemancı titreyip ağlamaya
başladı. Tövbeler etti. Sonra hocama talebe oldu. Dergâhta yıllarca
sadâkatla hizmet etti. Güzel hallere kavuştu. Lâkin Ziyâeddîn
hazretlerinin ona gizlice ne söylediğini kimse anlayamamıştı.”
Dergâhtaki talebeler bir gün tövbekâr
kemancıya;
- Kardeşim! Hayli zamandır gizler durursun. Açıkla bu sırrı!
dediler.
Bunun üzerine o şöyle anlattı: “Önceleri bir zâtın
talebesiydim. Lâkin o zâtın etrâfındakiler bozuk inanışlı kimselerdi.
Hocamsa îtikâdı düzgün temiz birisiydi. Bid'atı sevmez, Allahü teâlâdan
korkardı. Vefât edeceğinde bana;
- Oğlum! Seni Allahü teâlânın sâlih
kullarına ısmarlıyorum. Âkıbetin iyi olacak. Sakın evliyâyı inkâr
etme! buyurdu.
Sonra vefât etti. Bunun üzerine ben bozuk inanışlı
kimselerden ayrıldım. Birçok yerler dolaştım. Lâkin nefsime uyup
serseri bir hâle düştüm. Çalgıcı oldum. Cenâb-ı Hak karşıma Ahmed
Ziyâeddîn Gümüşhânevî hazretlerini çıkardı. Beni de ona yaklaştırdı.
Gümüşhânevî hazretleri o gün gizlice kulağıma;
- Oğlum! Hocan seni bize
ısmarladı. Artık hak yolu bizden öğrenirsin, buyurdu.
Bu sözü işitince
hemen hocamın yıllar önce bana söylediklerini hatırladım ve talebesi
oldum. Allahü teâlâya şükürler olsun ki kalb gözüm açıldı. Gönlüm
Rabbimin sevgisiyle doldu. Yaptıklarıma candan pişmanlık duydum. Şimdi
hak yolu buldum. Rabbim bana hidâyet etti. Zîrâ nefsim beni aldatmıştı.
Ahmed Ziyâeddîn Gümüşhânevî hazretleri merhamet edip beni bu zilletten
kurtardı.” |
|