Ben
Nuşirevan'dan Daha Adilim Hazreti Ömer Halife-i İslâm, Sa'd ibni Ebi Vakkas ise Mısır valisi oldu. Mısır'i İslamlaştırma ameliyesinde bir de cami yapılacaktı. Bu camiye en müsait yer ise bir yahudinin yeri idi. Mısır valisi yahudinin yerine cami yapımına başladı. Yahudi çaresiz bir şekilde düşünürken müslümanlardan bir zat: -Nedir
senin bu halin? diye sordu. O:
-Bir
evim vardı, başka bir şeyim yoktu. Vali şimdi oraya cami yapıyor.
Ben ne
yapabilirim? Şimdi açıkta kaldım, dedi. Müslüman
ona: -Sen
git
Medine'ye... Orada Halife Ömer vardır. Derdinei ona anlat.
Senin
derdine mutlaka çare bulur, dedi. Yahudi
daha İslamiyetin nasıl bir din olduğunu bilmiyordu. Medine'ye
vardı.
Halife'yi sordu, bahçede olduğunu söylediler. Gitti bahçeyi buldu.
Baktı ki,
oarad bir adam çalışıyor, yanına yaklaşıp: -Ben
Halife Ömer'le görüşmek istiyorum, dedi. Ona
göre
hükümdarın tarlada ne işi vardı. Karşısındaki: -Derdini
anlat! Ömer benim, dedi. Yahudi
derdini anlatıp, bir çare bulunmasını söyleyince Hazreti Ömer,
öfkelibir
şekilde , bir kemiğin üzerine bir şeyler yazıp adamın eline verdi: -Götür
bunu valiye ver, dedi. Yahudi
bu yazışmadan pek bir şey anlamamıştı. Bundan bir şey çıkmaz,
diyordu
kendi kendine... Mısır'a
gelip kemiği Sa'd ibni Ebi Vakkas'a verince, vali çok
korkmuştu. Hemen
evi eskisinden daha güzel bir şekilde tamir etti ve yahudiye verdi.
Hemde
memnun etmek için bir miktar yardımda bulundu. Hazreti Ömer'in
gönderdiği
kemiğin üzerinde sadece şu iki kelime yazılı idi: |