Bir
kimse Ahmed bin Hadraveyh
hazretlerine gelip; "Fakir ve bitkin bir kimseyim, sıkıntıdan kurtulmam
için bana bir yol gösterir misiniz?" dedi.
Onun bu arzusu üzerine; "Git bütün
mesleklerin ve yapılan işlerin isimlerini ayrı ayrı yaz. Bir torbaya
doldur bana getir." dedi.
Fakir kimse söylenilen şeyi yapıp tekrar
huzuruna geldi. Yanına gelince, getirdiği torbaya elini sokup bir kâğıt
çıkardı. Kâğıdın üzerinde "vurgunculuk" yazıyordu.
Kâğıdı adama verip; "Senin vurgunculuk
yapman gerekiyor." dedi.
Adam önce şaşırdı sonra da; "Madem ki bu
zat böyle söyledi, bunu çâresiz yapmam gerekiyor." dedi. Sonra yolkesen
harâmilerin yanına gidip, kendisinin de yol kesip vurgunculuk yapmak
istediğini söyledi. "Kabul! Ancak bir şartımız var ne dersek
yapacaksın. O zaman seni aramıza alırız" dediler.
"Peki bu şartınızı kabul ettim." diyerek
onlara katıldı.
Birkaç gün yolkesicilerin arasında kaldı.
Bir gün bir kervanın önüne çıkıp, soymak istediler. Kervanda çok zengin
bir tüccar vardı. Bu adamı yakalayıp, aralarına yeni katılan kimseye;
"Bunun başını kes!" dediler.
Bu teklif karşısında şaşırıp durakladı.
Kendi kendine; "Şu eşkiyânın reisi haksız yere kan döküyor. Tüccarı
öldüreceğime onu öldüreyim daha iyi olur." diye düşündü.
Eşkiyâ reisi ise ona ısrarla; "Eğer iş
yapmak için geldiysen, işin budur bunu yapman lazım. Yoksa git kendine
başka bir iş bul." dedi. Bu sözler üzerine kılıcını çekip eşkıyâ
reisinin başını kesti. Diğer vurguncular reislerinin öldüğünü görünce,
kaçıp dağıldılar. Böylece kervan soyulmaktan kurtuldu. Ölümden ve
soyulmaktan kurtulan zengin tüccar, onun yaptığı işten çok memnun olup,
ona pek çok altın ve gümüş verdi. Böylece zengin oldu fakirlikten ve
vurguncu olmaktan kurtuldu.
|