Eshâb-ı
kirâmdan Hanzala hazretlerinin henüz yeni evlendiği
günün gecesiydi. Sevgili Peygamberimiz, eshâbını toplayarak islâma
saldırmak ve
yok etmek için bütün savaş hazırlıklarını tamamlayan Mekkeli müşriklere
karşı
harp yapılması kararını vermişlerdi. Harbe katılacak sahâbiler tek tek
evinden
çağırıldı. Harp haberini duyuran haberci, Hanzala'nın evine uğradı. Bu
karar ve
resûlullah Efendimizin emri ona da ulaştı. Emri duyan Hanzala, boy
abdesti alma
fırsatını bulmadan Uhud'a gitmek üzere hemen sahâbenin arkasından
koşmaya
başladı ve eshâbının arasına katıldı.
Harp
sona erince Müslümanlar Medine'ye dönmeye başladılar.
Harbe iştirak edenlerin yakınları acaba bizden geriye dönen olacak mı
heyecanı
içerisinde yollara sıralanmışlardı. Bunların arasında henüz bir günlük
evli
olup, gece yarısı sevgili peygamberimizin emrine uyarak harbe giden ve
şehitlik
şerbeti içen hazreti Hanzala'nın dul hanımı da vardı. Herkes büyük bir
heyecanla harpten dönenlere yakınlarını soruyor, fakat hiç kimse
kimseye cevap
vermiyordu. Ancak sorulan soruları sevgili peygamberimiz (a.s)
cevaplıyordu. En
son olarak soru sorma sırası, şehit olan Hanzala'nın hanımına gelmişti.
Resûlullah Efendimize yaklaşarak:
- Ey!
Allahın Resûlu! Hanzala nerede?
Sevgili
peygamberimiz cevabında:
-''Hanzala
şehit oldu'', buyurdu.
Bunun
üzerine Hanzala'nın hanımı:
-Yâ
Resûlullah, şu anda söyleceğim bir aile sırrıdır.
Sizler de biliyorsunuz ki, kocamla daha henüz ilk evlendiğimiz geceydi.
Kocam
Hanzala, sizin mübârek emrinize uyarak boy abdestini alamadan harbe
katıldı.
Bildiğiniz gibi şehit oldu. Bu sebeple, emir veriniz de kocamı
bulsunlar ve
yıkasınlar, dedi.
Bunun
üzerine sevgili peygamberimiz yarı hüzünlü bir
şekild:
-Sen
Hanzala için hiç merak etme! Ben Hanzala'yı rahmet
suları ile melekler tarafından yıkanırken gördüm, buyurdu.
Bunun
üzerine bütün sahâbiler Uhud yolunu tuttu ve herkes
Hanzala'yı aramaya başladı. Daha sonra sahâbiler Hanzala'nın henüz
vücûdu
kurumamış ve ıslak bir şekilde buldular. Sevgili peygamberimizin
müjdesini
bizzat gözleriyle gördüler.
Bunun
için O'na ''Gasilül- melâike'' yani (Meleklerin gusül
ettirdiği Hanzala'' denir. Bu evlilikten Eshâbın büyüklerinden hazret-i
Abdullah dünyaya geldi. |