Biz
de
vaktiyle güzel yiyeceklerdik
|
|
Halîfe
Hârûn
Reşîd bir gün Behlül-i Dânâ ile
sohbet ederken;
-Ey Behlül! Sana sarayımda bir oda ve
hizmetçiler vereyim. Yeter ki bu eski elbiselerden kurtul. Yenilerini
giy. İnsanlar arasına karış, dedi.
Bunun üzerine hazret-i
Behlül;
-Müsâde
ederseniz bir danışayım, dedi.
Halîfe;
-Kime danışacaksın, kimsen yok ki? diye cevap verdi.
Behlül de;
-Ben danışacağım yeri biliyorum, dedi ve oradan ayrıldı.
Hârûn
Reşîd
arkasından adamlar salıp danışacağı yeri öğrenmek istedi. Behlül gide
gide şehir dışında bir mezbeleliğe gitti. Başını eğip bir şeyler
dinlermiş gibi yaptı. Bir şeyler söylendi. Daha sonra oradan ayrıldı.
Saraya yöneldi. Sultanın adamları ondan önce saraya dönüp hâdiseyi
halîfeye bildirmişlerdi. Behlül huzûra girince, halîfe Hârûn Reşîd ona;
-Ey Behlül!
Söyle bakalım vereceğin
cevâbı, dedi.
Behlül;
-Danıştım
efendim. Lâkin insanlar
arasına karışmam mümkün değil, dedi.
Halîfe
heybetle;
-Ey Behlül!
Sen gidip çöplere
danışmışsın, haberim oldu, dedi.
Behlül de;
-Doğru
söylüyorsun ben de onlara
danıştım. Onlar bana cevap verdiler ve;
-Ey
Behlül! Biz de vaktiyle en güzel ve
nefis yiyecekler idik. Bütün güzellikler bizde idi. Sevgi ve itibarımız
çoktu. Ne zaman ki insanlar arasına karıştık. İşte bu hâle geldik. Çöpe
atıldık. Sen de sakın insanların arasına karışma,dediler.
Bu
sözlerdeki ince mânâları anlayan
Hârûn Reşîd: "Haklısın." deyip düşüncelere daldı.
|
|