İmam
Şafiî Muhammed İbn İdris rh.a. hazretleri
(ö.204/820), henüz gençlik yıllarında halife Harun Reşid’in huzurunda,
İmam-ı
Azam rh.a.’in talebesi ve aynı zamanda büyük fıkıh alimi Ebu Yusuf ve
İmam
Muhammed tarafından bazı fıkıh bilmeceleriyle imtihan edilir. Şöyle
sorarlar:
– Adamın biri bir koyun kesiyor. Sonra bir ihtiyaç
için
dışarı gidip dönüyor. Aile halkına diyor ki: “Bunu siz yiyin. Bu bana
haram
olmuştur.” Onlar da “Biz de öyleyiz, bunu yemek bize de haram oldu.”
derler. Bu
et neden haram olmuş?
Şafiî hazretleri buna şu cevabı verir:
– O adam putperest müşrik idi. Koyunu da putlar
adına
kesmişti. Dışarı çıkınca Allah’ın hidayetiyle müslüman oldu. Dönünce
ailesine
dedi ki: “Allah bana Müslümanlığı nasip etti; bu durumda daha önce
kestiğim
bana haram oldu, onu siz yiyiniz.” Ev halkı bunu duyunca memnun
kalmışlar ve
kendileri de müslüman olmuşlar. O koyun onlara da haram olmuş.
Şöyle bir soru daha sorarlar:
– Adamın biri içmek için bir bardak suyu alıyor.
Suyun
yarısını helal olarak içiyor, fakat bardakta kalan suyun kalanı haram
oluyor.
Neden?
Şafiî buna da şu cevabı veriyor:
– Adam temiz suyun yarısını içtikten sonra geri
kalanın
üzerine burnu kanamış. Kalan su kanla karıştığı için onu içmek haram
olmuş.
Bir de şu çetin suali sorarlar:
– Adamın biri karısına içi dolu, ağzı bağlı ve
mühürlü
(bez) bir kese veriyor ve ona diyor ki: “Bu keseyi çözüp açarsan,
mührünü
sökersen yahut onu yırtarsan benden boş ol! Eğer keseyi boşaltmadan
ağzı bağlı
ve mühürlü olarak geri verirsen yine benden boşsun!” Boşanmamaya çare
nedir?
Şafiî’nin çözümlü cevabı şöyle oluyor:
– Bu kese şeker veya tuzla doludur. Kadın onu
eriyinceye
kadar suda bırakır. Böylece keseyi boş olarak geri verir.
Fahreddin er-Râzî, Menâkıbü’l-İmâmi’ş-Şafiî
(Beyrut
1993), s. 77-80.
|