Sâlim
Şebşîrî'nin talebelerinden
Nûreddîn Ali Şebrâmelîsî isminde bir zât, bir gün İmâm-ı Gazâlî
hazretlerinin İhyâ kitâbından gurûr bahsini mütâlaa ediyordu.
Orada ilim sâhiplerinden bâzılarının, ilimlerine güvenerek ve
ilimlerinin kendilerini kurtaracağını zannederek aldandıklarını,
kendini beğenmeye, kibre ve gurûra kapıldıklarını, böylece felâkete
sürüklendiklerini okuyunca birden çok duygulandı. Kendisinin de o
tehlikelere düşmesinden çok korktu. Şimdiye kadar öğrendiklerim bana
yeter düşüncesiyle ilim öğrenmeyi bırakıp, devamlı Kur'ân-ı kerîm
okumakla, oruç tutmakla, sırf ibâdet ve tâat yapmakla meşgûl olmaya
karar verdi. Artık Sâlim Şebşîrî'den okumayacaktı. Ertesi gün derse
gitmeyecekti. Fakat hocası derste göremeyince merak edip sorar veya
yanıma gelir diye sırf hatırını gözetmek için derse gitti. Fakat, o
günkü dersi mütâlaa etmemişti. Ders esnâsında hep susuyor, derse
iştirak etmiyor, hep İhyâ'da okuduğu yeri düşünüyordu.
Ders esnâsında Sâlim Şebşîrî de, onun bu hâlini anlamıştı. Bir ara ona;
"Yâ Ali! Sana ne oldu. Bugün çok suskunsun" dedi.
O da;
"Efendim, bu günkü dersi mütâlaa etmedim" dedi.
Sâlim Şebşîrî onun hâlini kerâmet olarak anladı ve İmâm-ı Gazâlî'nin
eserlerini sayarak;
"Yâ Ali! İmâm-ı Gazâlî, Müstesfâ, Vecîz gibi şu şu eserleri telif
etmedi mi?" dedi.
Ali Şebrâmelîsî;
"Evet efendim" dedi.
Bunun üzerine sâlim Şebşîrî;
"Anlaşılıyor ki, sen İhyâ'dan Gurûr bahsini okumuşsun ve o sana çok
tesir etmiş. İlim ile meşgûl olmamak îcâbetseydi, İmâm-ı Gazâlî
hazretleri ilimle bu kadar meşgûl olur ve bu kadar eser yazar mıydı?
Sen ilim taleb et! Gücün yettiği kadar Allahü teâlâdan kork. Çeşitli
tehlikelere, kibre, gurûra düşmekten O'na sığın. Ümid olunur ki, Allahü
teâlâ seni ihlâs sâhibi kullarından eyler" dedi.
Ali Şebrâmelîsî diyor ki: "Hocamın bu sözleri bana çok tesir etti. Ben
önceki düşüncelerimden vazgeçtim. İlim öğrenmeye devâm ettim.
Vakitlerim hocamdan okuduğum ve okuyacağım dersleri mütâlaa etmekle
geçti."
|